ÖZEL HABER: SAMET EKER
Cumhuriyet’in ilk gününden bugüne ve tarih boyunca Ankara her zaman tarımın merkezi oldu. Öncü politikalarla genç cumhuriyet dönemi modern tarımın temellerinin atıldığı Ankara’nın tarım topraklarının korunması gerektiğini ifade eden Baki Remzi Suiçmez, anadolugazete.com.tr’ye konuştu.
“AYNI YANLIŞLARA DÜŞMEMEMİZ LAZIM”
Ankara'nın Cumhuriyet’in ikinci yüzyılındaki aynı yanlışlara bir daha düşmemek gerektiğini ifade eden Baki Remzi Suiçmez, şunları söyledi:
“Cumhuriyet kurulurken ilkel bir tarımsal yapı vardı Osmanlı'dan gelen tarımda modernizasyon yoktu, sanayi yoktu. Atatürk Orman Çiftliği'ndeki Bomonti Fabrikası’nın olduğu yerde bunların kamulaştırılması yanında bilimi de tarımla buluşturmak için tarımsal eğitimi hem çiftçi hem mühendis boyutunda geliştirmek için de aynı zamanda bugün kentsel tarımı tartışıyorsak daha yüz yıl öncesinden kentsel tarımın tohumu olan kentin yeşil alan ihtiyacının nefes alabilecek koridorlarının altyapısı olan çağdaş şehir planlamasının bir örnek modeli olan, aynı zamanda da Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü kuruldu. Daha sonra Ziraat Fakültesi olduğu aşamada bugün eğitimde nitelik, kalite, staj konusunda tartışırken ziraat mühendislerinin en az bir yıl zorunlu staj yaptığı bir mekân olarak Atatürk Orman Çiftliği kuruldu.”
“BETONLAŞMA POLİTİKASI TÜRKİYE’NİN PROBLEMİ”
Suiçmez, “Ülkemizde değişen ekonomik model, dışarıya açılma politikaları tarımın o dönemde sağladığı katkılar dahil olmak üzere kendi kendimize yeterliliğimizin sağlandığı bir ortamda eğer biz bugün Türkiye'de temel ürünlerde kendimize yetemez duruma düştüysek o tarımdaki yanlış politikalar, şehirleşmedeki yanlış politikalar, tarım alanlarının meraları, zeytinlikleri, dikili bahçeleri, meyve bahçelerini korumayıp imara açma, betonlaşma politikaları tüm Türkiye'de olduğu gibi Ankara'da da yaşadığımız sorunlar.” şeklinde açıkladı.
Sözlerine devam eden Suiçmez, “Atatürk Orman Çiftliği'nin devlet eliyle, yasalarla imara açılması yanlışı da 1950’de başlıyor. Bazen imar planlarında yer verilerek Atatürk Orman Çiftliği bugün üçte bir oranında kaldı. Atatürk Orman Çiftliği'nin korunması için onlarca dava açtık. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın olduğu yer konusunda da açılmış davalar var. Ortak açılmış ve kazanılmış davalar var. Türkiye'de en önemli sorunlardan biri yargının verdiği kararları yürütmenin uymaması. Bunun Atatürk Orman Çiftliği’nde de görüyoruz. Şu anda eğer Ankara biraz nefes alıyorsa yine o dönemde öngörülen o adımların eseri.” diye konuştu.
“TARIM TOPRAKLARININ KOŞULSUZ KORUNMASI LAZIM”
Baki Remzi Suiçmez, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Ankara önemli bir tarımsal üretim kenti. Bunların olması için önce tarım topraklarında koşulsuz korumamız lazım. O konudaki yanlışlar maalesef devam ediyor. Tarımda üreticinin alanda kalması için kar etmesi gerekiyor. Fiyat endekslerinin yüksek olmasının yanında somut önlemler alınmıyor. Alım fiyatının maliyetinin altında olduğu, yeterli alımın yapılmadığı, desteklerin maalesef yetersiz olduğu bir yıl sonra ödendiği, girdide, mazotta gübrede somut indirimlerin yapılmadığı bir ortamda Ankaralı çiftçilerde alandan çekilmek durumunda kalıyor. Tarım doğaya bağlı bir sektör. Dolayısıyla pek çok faktörden etkileniyor. Ülke bütününde temel ürünlerde, tarımsal üretim planlaması yapmak lazım. Türkiye'deki sorun Ankara'nın da sorunu. Kırsaldaki nüfus, çiftçi nüfusu yaşlı ve gençler iş arıyor, tarıma yönelmiyor. Gençleri alana çekmek için somut projeler yapılması gerekiyor. Mera alanlarının madencilikle yok edilmesi de başka büyük bir problem. Bunun harici başka problemde verimli araziler üzerine organize sanayi bölgeleri açılması.”