ÖZEL HABER: SAMET EKER
Ankara merkez ilçelerinden ziyade çevre ilçelerinde bulunan ekolojik yapısı ve doğasıyla dikkat çekiyor. Geçmişten günümüze kültür ve ticaret merkezi olması yanında endemik bitkilere de ev sahipliği yapıyor. Bilinçsiz şehirleşme ve küresel ısınma nedeniyle endemik bitkiler de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya…
ANKARA’NIN ENDEMİKLERİ
Ankara’nın birçok endemik bitkisi yanında Ankara Şah Civanperçemi, Beypazarı Geveni ve Ayaş Çançiçeği, haberimiz içerisinde inceleyeceğiz. İsmini Ankara’dan alan Ankara Şah Civanperçemi, rakım olarak 400- 800 metre yükseklikte otlak alanlarda ve dağlık yamaçlarda kendini gösterirken; nehir kenarlarında da bulunuyor. Temmuz ve ağustos aylarında çiçek açan Şah Civanperçemi, ülkemizde yetişen 43 türden biri olarak biliniyor. 2000 yılında keşfedilen bu bitki, Ankara’nın Polatlı ilçesinde nadir alanlarda yetişiyor. Yok olma tehlikesi bulunan bitki ile ilgili bazı çalışmalar ilerletiliyor.
Şah Civanperçemi harici bir başka endemik bitki olan Beypazarı Geveni, 1998 yılında bilim dünyasına tanıtıldı. Beypazarı ve Nallıhan ilçelerinde eğimli alanlarda ve batı kesimlerde yetişen Beypazarı Geveni, mayıs ayı ortasından haziran ayı ortasına kadar çiçek açıyor.
Adını Ankara’nın Ayaş ilçesinden alan Ayaş Çançiçeği ise 1979 yılında ilçenin doğusunda keşfedilip bilim dünyasına tanıtıldı. Jipsli-killi topraklarda yetişen Ayaş Çançiçeği, haziran ve temmuz aylarında çiçek açıyor. Şehirlerin yanlış planlanması başta olmak üzere küresel ısınmanın da etkisiyle Ankara'nın endemik bitkileri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.