Seminerin açılış konuşmasını yapan ATO Başkanı Gürsel Baran, Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olan ATO’nun, 170 bin üyesi ve 68 meslek komitesi ile farklı sektörleri temsil ettiğini belirtti. Baran, üyelerinin talepleri ve sektör bazında sorunların çözümlenmesine yönelik çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.
İKLİM KRİZİ VE AVRUPA BİRLİĞİ’NİN HEDEFLERİ
Baran, dünyadaki en büyük sorunlardan birinin iklim krizi olduğunu vurgulayarak, Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar "karbon nötr" olmayı hedeflediğini söyledi. AB’nin 2030’a kadar karbon emisyonlarını yüzde 55 oranında azaltmayı planladığını belirten Baran, bu hedefin, Türkiye için önemli ticaret ortağı olan Avrupa Birliği ile yapılan ticareti doğrudan etkileyeceğini belirtti.
SINIRDA KARBON DÜZENLEMESİ VE ETKİLERİ
Baran, 2026 yılında hayata geçmesi beklenen Avrupa Birliği’nin sınırda karbon uygulamasının, Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti. Sınırda karbon düzenlemesinin, AB ile yapılan ticaretin verimliliğini ve üreticilerin kar marjlarını tehdit edeceğini belirtti. Baran, Avrupa Birliği’nin belirlediği emisyon rakamlarını tutturamayan Türk üreticilerinin, yapılan ticaretin zarar etmesine yol açabileceğini söyledi. Özellikle demir çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen sektörlerinin sınırda karbon düzenlemesinden doğrudan etkileneceğini belirten Baran, tekstil sektörünün de bu değişimden etkilenebileceğini ifade etti.
GELECEKTEKİ RİSKLER VE SEKTÖRLERİN HAZIRLIĞI
Baran, bu düzenlemenin, üretim süreçlerinde istenilen emisyon seviyeleri sağlanamadığında, Türk üreticilerinin cezalandırılacağına ve ticaretin olumsuz yönde etkileneceğine dair uyarılarda bulundu. ATO Başkanı, işletmelerin bu yeni düzenlemelere uyum sağlamaları için hazırlık yapmaları gerektiğini belirtti.
Seminerde, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlama standartlarına ve yeşil dönüşüm sürecine uyum sağlama konusunda nasıl adımlar atabilecekleri ve Avrupa Birliği'nin karbon düzenlemesine nasıl hazırlanacakları detaylı bir şekilde ele alındı.