HABER: AYBALA ALMİNA MELEK
Tarım arazilerine maden açılmasına 'hayır' diyen Beypazarı ve Güdül halkı, projenin 1862 hektarlık geniş bir alana yayılacağını ve doğa, tarım, hayvancılık ile hava kalitesine ciddi zararlar vereceğini belirterek projeye sert tepki gösterdi.
“BU PROJE GELECEĞİMİZİ TEHDİT EDİYOR”
Pandemi dönemiyle birlikte tarım ve hayvancılığın öneminin daha da anlaşıldığını belirten vatandaş, projeye karşı direnmenin bir yurttaşlık görevi olduğunu vurguluyor. Uruş ve çevresindeki mahalle sakinleri, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve çeşitli derneklerin de katılımıyla seslerini duyurmak ve hukuki mücadele başlatmak için bir araya geldi.
TEPKİLER YÜKSELDİ
Bölge halkı, madencilik şirketinin vaat ettiği katma değer ve istihdamın temelsiz olduğunu, projede doğayı ve insan sağlığını korumaya yönelik somut bir adım atılmadığını; Maden projesinin tarım ve hayvancılığı bitireceğini, meraları ve su kaynaklarını yok edeceğini, toz ve kamyon gürültüsünün ise yaşam kalitesini düşüreceğini savunuyor.
“BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜYÜZ!”
Beypazarı ve Güdül köylüleri, toprağına, havasına, suyuna ve geleceğine sahip çıkmak için mücadelelerini sürdürmeye devam edeceklerini bir kez daha vurguladı. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu gerekli olmadığına dair alınan karara karşı açtıkları davayı kazanarak önemli bir adım atan bölge halkı, şimdi yeniden başlatılan ÇED sürecine karşı aynı kararlılıkla hukuk mücadelesine hazırlanıyor.
Projenin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerinin yeterince değerlendirilmeden “ÇED Olumlu” kararı verilmesine karşı çıkan halk, tüm yurttaşları farkındalığa, yetkilileri ise sorumluluğa davet ediyor.