Bir Gece Babamı Asarken uğradığım şehir…

“Babamın öldüğü gün”e ait duygu ve düşüncelerimi anlatayım…

DEĞERLENDİRME: DURSUN ERKILIÇ

-‘Tanrıların Arabaları’ ve Kütahya’daki ‘tanrı’ başları, kolları, bacakları!- başlıklı yazım ve başka yazılarımda, “Taassup içindeki Hıristiyanlar, sanat eseri heykellerin kafasını, kolunu, bacağını koparıp Penkalas Çayına atmış…” dedim ama bir de “Bir gece babamı asarken” yaşadıklarım var! “Babamın öldüğü gün”e ait duygu ve düşüncelerimi anlatayım…

Televizyonda, “Aizanoi Kısa Film Festivali, gala gecesi ile sona erdi” konulu haberi dinleyince, beş ay önce bir grup gazeteci dostla Kütahya’ya yaptığımız ziyaret ve yazdığım yazılar geldi hatırıma.

Bu yazılarımdan birinin başlığı, “Dünü hayran bırakan, bugünü yaşanası şehir: Kütahya” idi. Bazı bölümlerini okuyalım:

(Nisan ayındaki) Kütahya seyahatiyle ilgili heyecanlı bekleyişimiz bitip de kalbimizi titreten bir helecan zelzelesine kapılmışken düştük yola…

(…) 7 bin yıllık mazisi olan şehre girerken hafta sonu sakinliği işimizi kolaylaştırdı. (…)

Gezdik, gördük ve inceledik ki Kütahya, değer içinde değer saklayan bir kadim kent…

Dünü, hayranlık uyandıran güzelliklerle dolu Kütahya; Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu, Germiyanoğulları ve Osmanlı Dönemi eserleriyle donanmış durumda. Cumhuriyet dönemi ise yaşanası bir kent sunmuş ahaliye…

(…) Frig Çevre ve Medeniyet Tanıtım Merkezi, Gülsüm Güral Müzesi, Ulu Camii, Dönenler Camii ve Germiyan Sokağı ile bir güzel yorduk kendimizi…

Şehrin ve yörenin tarihine ışık tutan Arkeoloji Müzesi, dönem inancının mimari şaheseri olarak binlerce yıldır ayakta duran Zeus Tapınağı, Çini Müzesi, Gelinkaya Köyü ve Soğukpınar Çeşmesi de gezip, görüp, incelediğimiz yer ve mekanlardı…

Şunu özellikle vurgulayıp diyeceklerimi bir sonraki yazıya bırakayım: Çavdarhisar İlçesindeki Aizanoi Antik Kenti; Zeus Tapınağı, Stadyum - Tiyatro Kompleksi ve Macellumu ile Roma Döneminin en önemli kentlerinden biri. İyi korunmalı…

***

“Kütahya’nın çağrıştırdıkları…” başlıklı bir başka yazımda yer alan, “…yakın gelecekte bir dünya markasına dönüşmesi kaçınılmaz olan Kütahya’daki Aizanoi Antik Kenti gibi yerlerin tüm ihtişamıyla gün yüzüne çıkarılması, korunması ve tanıtılması gerekiyor…” ifadem; -‘Tanrıların Arabaları’ ve Kütahya’daki ‘tanrı’ başları, kolları, bacakları!- başlıklı bir başka yazıdaki gerçeklerle önem ve anlam kazanıyordu.

Çünkü “Yol boyu bizlere ve şoförümüze yardımcı olan mihmandarımız Fatma Akcan Budak’ın doğup büyüdüğü Aslanapa’ya girerken yaşadığı heyecan onun şahsi coşkusuydu ama İl Kültür ve Turizm Müdürü Zekeriya Ünal’ın, Antik Kent için “Burası yaşayan bir şehir” tabiri, ayak bastığımız yeri tarif bakımından tek cümlelik muhteşem bir özetti. Zeus Tapınağı’nın görkemi altında ezilen caminin minaresi, Tapınağın önünden gelip geçen traktörler, gezmeye gelen insanların hareketliliği gösteriyordu ki buralardaki hayat birlerce yıldır canlı…”

***

Kaldı ki bizim için çok önemli bir tarihi gerçek de bu toprakların barındırdığı bir sır!

Çünkü “Vardığımız yer, Frigya’ya bağlı olarak yaşayan Aizanitislerin ana yerleşim merkeziydi ama birden ruhum duruldu, düşüncem netleşti, kafam rahatladı!

Çünkü bugün bizim için kuruluşun ve kurtuluşun şehri olan Kütahya’nın dünü Aizanoi Antik Kenti’nin kalıntıları, buluntuları arasındaydı…”

Batılıların desteğini esirgemediği DAEŞ gibi yapıların yaptıklarının bir propaganda aracı olarak kullanılmasına aldanmayalım. Kulağımla duyduğum ve gözlerimle gördüğüm için söylüyorum, “Taassup içindeki Hıristiyanlar, sanat eseri heykellerin kafasını, kolunu, bacağını koparıp Penkalas Çayına atmış. (…)

Aizanoi Antik Kenti’nde 2 bin yıllık heykel parçaları gün yüzüne çıkarılırken Hıristiyanların heykel katliamı da medyaya yansıyordu! Kazı çalışmaları sırasında 2 bin yıl önceye ait erkek başı heykel ile mitolojide aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit heykeline ait parçalar bulunurken, Kazı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Coşkun, kazılarda mitolojik tanrı ve tanrıçalara ait 70 heykel parçasına rastlandığını söylüyordu. Bize yaptığı açıklamalar sırasında sayının 80’i aştığını öğrendik.”

“BİR GECE BABAMI ASARKEN” VE “BABAMIN ÖLDÜĞÜ GÜN”

Bize bunları hatırlatan habere gelecek olursak; geçen yıl 30 bin kişinin ziyaret ettiği, bu yılın ortasında 40 bin ziyaretçinin aşıldığı, “İlklerin kenti Aizanoi, Türkiye’nin ilk antik kent kısa film festivalinin üçüncüsüne ev sahipliği yaptı…”

Zengin içerikli bir programla başlayıp ödül törenleriyle tamamlanan festival için emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekiyor.

Konuyla ilgili haberi okurken öğrendiğim, “Bir gece babamı asarken” ve “Babamın öldüğü gün” gibi film isimlerinin ürkütücülüğü, bundan sonraki festival ve yarışmalara ilgiyi arttıracaktır. Şaka bir yana, demedi demeyin yakın gelecekte turizm açısından öne çıkacak şehirlerden biri de Kütahya olacaktır. Şehir için çok şey yaptığını gördüğümüz Kütahya Belediye Başkanı Prof. Dr. Alim Işık başta olmak üzere herkese büyük görevler düşüyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ankara Haberleri