Emir, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi kararlarının göz ardı edildiği bir dönemin yaşandığını belirterek, bu durumun hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olduğunu vurguladı.
SEMBOL DAVALAR VE YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Emir, özellikle sembol davalarda hâkim ve savcıların kararlarını, liyakatten ziyade siyasi baskılarla aldığını savundu. "Her hâkim, savcı kürsüde 'Acaba ne derler, nereye sürülürüm, ne yaparsam yükseltilirim?' endişesiyle karar alıyorsa, bu durum AKP'yi rahatsız etmiyor" şeklinde konuştu.
GEZİ DAVASI VE ADALETSİZ YARGILAMA
Gezi Parkı protestolarına ilişkin davaların Türkiye'nin adalet sistemindeki en büyük adaletsizlik örneklerinden biri olduğunu dile getiren Emir, Tayfun Kahraman ve Can Atalay'ın Gezi davası nedeniyle haksız yere ceza aldığını belirtti. Emir, "Hiçbir delil olmadan ve adil bir yargılama yapılmadan, Tayfun Kahraman'a önce beraat ettiği davada 22 yıl hapis cezası verildi" dedi.
ANAYASA MAHKEMESİ VE YARGITAY’IN İHLALİ
Emir, Anayasa Mahkemesi’nin 3 kez ihlal kararı verdiği Can Atalay davası ile ilgili de Yargıtay’ın bu kararlara uymadığını ve adaletsizliğin devam ettiğini belirterek, "Anayasa Mahkemesi kararlarının Yargıtay’ı bağlaması gerektiği açıkken, Yargıtay bu kararlara karşı duruyor" diyerek hukukun işlemeyen yönlerini eleştirdi.