ÖZEL HABER: SAMET EKER
Askeri zaferlerin ancak iktisadi zaferlerle kalıcı hale gelebileceğini her zaman ifade eden Gazi Mustafa Atatürk, bu bağlamda verdiği emirle Türkiye İş Bankası’nın kurulmasını istiyor. Üçüncü genel müdürlük binası olan Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi alanı bu zaferlerin en büyük tanığı olarak Ulus'ta ziyaretçilerini bekliyor.
DÖNEMİN EN BÜYÜK TANIKLARINDAN
Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi tarihin önemli tanıklarından olan ve Cumhuriyet'in 100 yıllık ekonomik gelişiminin yapı taşlarından biri olan Türkiye İş Bankası’nın kuruluşunu ve genç cumhuriyet döneminde ülkenin kurucuları tarafından izlenen politikayı en iyi şekilde anlatıyor.
Müzeyi ziyaret ettiğinizde dönemin kültürel değerlerinin yanında bankacılık sektörünün ne denli önemli olduğunu ve ekonomik yönden izlenen politikaları yakından görme şansı elde ediyorsunuz.
Dönemin mimarisine uygun yapılan müze, Giulio Mongeri tarafından 1929 yılında Türkiye İş Bankası’nın üçüncü genel müdürlüğü olarak inşa edildi. Atatürk’ün Çankaya Köşkü’ndeki çalışma odasını tasarlayan Selahattin Refik Sırmalı tarafından da dekorasyonu yapılan bina, Ankara’nın sembol ve ikonik binalarından biri haline geldi.
HER KÖŞESİ TARİH
Bodrum katından en üst katına kadar orijinalliğini koruyan müze binasının her köşesi, ziyaretçilere tarihi yansıtıyor. O dönem kullanılan eşyalar, dönemin bankacılık sektörüne dair bilgi edinmenizi sağlarken; müze içerisinde yer alan asansör 22 Ekim 1929 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kullandığı gibi saklanıyor. Toplantı salonları, Atatürk büstü ve niceleri ilk günkü gibi duruyor. Girişte tavanda yer alan cam vitray Art Nouveau akımından etkilenilmiştir.
Vitray içerisinde gücün sembolü olan yılanlı asası ile Hermès tasviri yer alıyor. Hermès, Yunan mitolojisinde para ve ticaretle ilişkilendirilen figür olarak biliniyor. Müzeyi ziyaret edenler, binanın her köşesinde ilginç ve dönemi yansıtan birçok eserler karşılaşıyor.