DEĞERLENDİRME: ANADOLUGAZETE.COM.TR
Ersan Özey… Bu isimle anıldığında eminim ki hiçbirimizin aklında ne bir tarih, ne bir yüz, ne bir olay ne de bir gerçeklik geliyor. Ama Ersan Özey, Çankaya’da sık sık geçtiğimiz, yolumuzun düştüğü, ara geçiş yolu olarak kullandığımız bir caddeye adını verdi.
Tabelada Şehit Ersan Caddesi yazar ancak hikayesi tabelasından çok daha fazlası elbette.
Hürriyet şehidi ilan edilmesini sağlayan acı olay, Ersan Özey 11 yaşında iken başından geçti. TED Koleji öğrencisi olan Ersan, Ankara’nın varlıklı denebilecek ailelerinden birinin küçük oğluydu. Ersan’ın adı bir de ailenin işlettiği taksi durağına verilmişti. Evlerinin yakınlarında Ersan Taksi olarak hizmet veriyordu. Babası başarılı bir iş adamı; aile herkes tarafından biliniyordu.
Ersan Özey, 27 Mayıs 1960 günü, bir rivayete göre babasıyla birlikte ordunun geçişini kutlarken kaza kurşunu ile bir başka anlatıya göre ise kutlama için sokağa çıkış yasağı olduğu saatlerde indikleri ve dur ihtarına uymadıkları için askerler tarafından babası Dündar Özey’in yanında vurularak öldürülmüş. Hem yaş olarak küçük oluşu hem de görece Ankara’nın varlıklı bir ailesinden geliyor oluşu 11 yaşındaki bir çocuğu “hürriyet şehidi” mertebesine ulaştırdı. Naaşı Anıtkabir’e defnedilen Ersan Özey’in yanına yine daha sonra darbe dönemlerinde demokrasi adına tavır almış isimler ve askerler yer aldı.
27 Mayıs’ın ardından bugün adı 15 Temmuz Milli İrada Meydanı diye geçen Kızılay’ın adı Hürriyet Meydanı olmuştu. Bu esen değişim rüzgarıyla Ersan Özey’in ailesinin yaşadığı sokağın adı da Şehit Ersan Caddesi olarak değiştirildi.
Anıtkabir’de Atatürk’ün yanı başına defnedilen, bir sokağa adı verilen Ersan Özey’in adı maalesef tarihte “çok bilinmeyenler” arasında yer alıyor. Ankara’da kent kültürüne dair hikayeleri ortaya çıkaran Solfasol gazetesinde de bu konu işlenmiş, orada Kenan Evren’in rolüne geniş bir yer verilmişti.
Kenan Evren darbe sonrası “çok bilinmeyenler” arasında yer alan Ersan Özey’i aslında hiç unutmadığını ancak unutulması için ilk adımları attığını şu sözlerle ifade etmişti:
“Atatürk için yapılan ve ondan başka hiçbir kimsenin defnedilmemesi gereken “Anıtkabir”e ilk defa 27 Mayıs 1960 ihtilâlinde Ankara’da vurulan ve kendilerine “Devrim Şehitleri” adı verilen kişiler gömüldü. Bunların arasında Ankara’da “Ersan Taksi”nin sahibinin 12 yaşlarındaki oğlu da var. Bu çocuk 27 Mayıs günü sokağa çıkma yasağına uymamış ve askerlerin “Dur” ihtarına uymayarak arkasından ateş edilerek öldürülmüş. Bu çocuk da şehit kabul edilip Anıtkabir’de Atatürk’ün yanı başına gömüldü. O tarihte ben Ankara’da Ordu Donatım Okulu Kurmay Başkanı idim. Tanıdıklarıma, yapılan bu işin doğru olmadığını, Anıtkabir’in bir mezarlık veya bir şehitlik olmadığını söyledim. Ama olan olmuştu…”
Daha sonra Kenan Evren’in öncülüğünde Anıtkabir’deki Atatürk harici diğer isimlerin boşaltılması çalışması hız kazandı.Ersan Özey’in naaşı da önce Atatürk Orman Çiftliği içinde düşünülen mezara taşındığı söylendi daha sonra ise aileye Cebeci Şehitliği tavsiye edildi. Ailenin iki mezar alanına da soğuk bakması sebebiyle bu işlemler gerçekleşmedi. Ankaralılar için acı olan ise Ersan Özey’in naaşı şu an nerede bilinmiyor! Bir kaynağa göre ise Asri Mezarlık’a defnedildiği bilgisi var.
Buna benzer Ersan Özey ile ilgili bir hikaye de memleketi olan Burdur’da yaşandı. Caddeye adı verilen Ersan Özey’in adı daha sonra caddeden kaldırıldı. Şimdi Burdur, Bucak’taki bu caddenin adı Ahmet Yesevi Caddesi olarak değiştirildi.
Bir gün yolunuz düşerse ya da önünden geçerseniz Şehit Ersan Caddesi’ne bir de bu acı hikayenin varlığını bilerek geçin. Eminiz ki cadde size bu kez çok daha farklı gelecek.
Kaynaklar:
Toplumsal Tarih – Şubat 2016
Solfasol