Eymir Kuş Halkalama İstasyonu’nda 2018 yılından itibaren 85 türden 12 bin kuş halkalandı. Halkalanan kuşlar gözlemlenerek iklim değişikliğine ilişkin veriler elde ediliyor.
''AĞLARA TAKILAN KUŞLAR HALKACI TARAFINDAN ALINARAK KAYIT ALTINA ALINIYOR''
Ankara’daki Eymir Kuş Halkalama İstasyonu’nda 2018’den bu yana 85 türden 12 bin kuş halkalındı. Türkiye'de kuş halkalama çalışmaları ise Samsun'daki Cernek, Iğdır'daki Aras, Ankara'daki Eymir ve Antalya'daki Boğazkent istasyonlarında aktif olarak sürüyor. Kuşların göç yolculuğuna başladıkları bu günlerde başkentin merkezinde bulunan Ankara Üniversitesi (AÜ), ODTÜ ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü iş birliğinde, Ornithological Society for the Middle East ise ayrıca öğrencilerin kuşlar üzerine çalışmalarına destek veriyor. İstasyonda kuş göçlerini ve sayılarındaki değişiklikleri takip etmek amacıyla halkalama yapılıyor. Ağlara takılan kuşlar, halkacı tarafından alınarak kayıt altına alınıyor. Halkacı tarafından kuşların türü, yaşı, cinsiyeti, kanat uzunluğu ve gaga uzunluğu kayıt altına alınıyor. Daha sonra, kuşların, sağlık kontrolleri yapılarak bacaklarına alüminyum halkalar takılan kuşlar doğaya salınıyor. Kuşların göç yolları ve kuşlar sayesinde iklim değişikliğine ilişkin veriler toplanıyor. Kuş Halkama İstasyonu’na ise Türkiye'deki pek çok üniversiteden gönüllü öğrenciler geliyor. Ayrıca deprem bölgesindeki üniversitelerden de öğrenciler çalışmalara katılıyor.
ÇALIŞMALARA 2018 YILINDA BAŞLANDI
AÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Arzu Gürsoy Ergen, kuş çalışmalarına ilişkin İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Arzu Gürsoy Ergen çalışmalarına 2018 yılında başladıklarını, ama çalışmaların 2002 yılına dayandığını belirtti. Ergen, 2018 yılından beri her ilkbahar ve sonbaharda kuş halkalama çalışmalarını düzenli olarak yürüttüklerini ifade etti.
Şu ana kadar 32 farklı üniversiteden gönüllü öğrenci geldiğini söyleyen Ergen, “Eymir ornitoloji araştırma merkezi Ankara Üniversitesi (AÜ), ODTÜ ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün ortaklaşa imzaladığı bir protokol çerçevesinde yürütülüyor. Bu çalışma öğrencilerin gönüllük usulüne olarak çalışan bir istasyon. Biz Türkiye’deki her üniversiteyle iletişim halindeyiz. Şu ana kadar 32 farklı üniversiteden gönüllü öğrencimiz geldi” diye konuştu.
Eymir Kuş Halkalama İstasyonu’ndaki çalışmalar hakkında bilgiler veren Ergen, “Biz burada sonbahar ve ilkbaharda 6’şar hafta olmak üzere çalışmalarımızı yürütüyoruz. İlkbahar ve sonbahar göçü çalışmalarını her hafta Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden lisanslı bir uzman halkacımızın eşliğinde 5 gönüllü öğrencimizle çalışıyoruz. 4 gönüllü öğrencimiz farklı üniversitelerden geliyor. 1 gönüllü öğrencimizi de deprem bölgesindeki üniversitelerden özellikle talep ediyoruz. Düzenli olarak gelen öğrencilerimiz de var. Bu öğrencilerimiz ne yapacaklarını biliyorlar ama ilk defa bir öğrenci geliyor ise öncelikli olarak bu öğrencimize alanı tanıtıyoruz. Çünkü 9 hektarlık bir alan bu alanın farklı bölgelerine kurulmuş 24 tane ağımız var. Düzenli olarak gün doğumundan gün batımına kadar ağların kontrol edilmesi gerekiyor. Her saat başı yapılıyor kontrollerimiz. Bu günde 14 farklı kontrol anlamına geliyor. Gelen öğrencilerimize öncelik olarak bu parkuru tanıtıyoruz. Daha sonra bu öğrencilere ağlardan nasıl güvenli bir şekilde kuşları çıkaracaklarını öğretiyoruz. Bilimsel çalışma yaparken amacımız başka bir canlının yaşam hakkına da müdahale etmeden yapıyoruz. Ağlardan çıkarıldıktan sonra istasyona nasıl getirilir bunları öğretiyoruz. Daha sonra ise halkacımızın aldığı bazı ölçüler var. Kuşun halkasının takılması, kanat, kuyruk gibi ölçüler var. Bunlarında bir deftere yazılması gerekiyor. Buraya gelen gönüllü öğrencilerde defterlerinde tutulmasından da sorumlu oluyorlar. Bütün öğrenciler buraya ilk geldikleri günden beri ne yapacaklarını nasıl yapacaklarını hangi düzende yapacaklarını, istasyon sorumluları tarafından öğretiliyor” şeklinde konuştu.
''BAZI TÜRLERDE YOĞUNLUK VARKEN BAZI TÜRLERDE AZALMALAR OLUYOR''
“İlkbaharda bin, bin 200 civarı iken sonbaharda ise 2 bin 500’e kadar çıkabiliyor” diyen Ergen sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"İlkbaharda daha az kuşla irtibatımız oluyor. Çünkü ilkbahar göçünde üreme alanlarına gidecek göçmen türler hızlı hızlı göç ediyor. Bu alanı kısa süreçlerde kullanıyorlar. Sonbaharda ise kuzeyden güneye doğru göçleri ise daha uzun bir periyot geçiriyorlar. İlkbaharda bin, bin 200 civarı iken sonbaharda ise 2 bin 500’e kadar çıkabiliyor."
İklim değişikliğinin de kuşların göçlerini etkilediğini aktaran Ergen, “Ama uzun süreli verilere de ihtiyacımız var. Bizler bu yaptığımız çalışmalarla önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğinin nedeniyle ortaya koyulan ya da gerçekleşen durumları ortaya koymak üzere veri topluyoruz. Zaman zaman bazı göçmen türlerin beklenenden daha erken ya da daha geç geldiğini gözlemliyoruz. Ya da hiç geçmemesi gereken türler olduğunu görüyoruz. Bazı türlerde yoğunluk varken bazı türlerde azalmalar oluyor” dedi.