Gazeteci Yazar Ali İnandım “1969’dan beri 3 Ulaşım Planı uygulanmayan Ankara, 1994’de uygulamaya geçen Ulaşım Ana Planı’nı da eksiğiyle yürütüyor. Ana yollardan kılcal damarlara akış sorununu çözemedi başkent” diyerek Ankara Kalesi'nin ulaşım sorununa dikkati çekti.
İnandım, yazısında “2 bin 700 yıllık tarihi ve eserleri olan ama turizmi olmayan başkentin açmış gülü, gözbebeği, şehrin rahmidir Ankara Kalesi. 1934 yılında ‘Ankara Gezi Rehberi’ni hazırlayan İsviçreli bilimadamı ve araştırmacı Ernest Mamboury, otobüs tarifelerini bile vermiştir Samanpazarı’na kadar. Aynı yerdeyiz, Samanpazarı’ndan yukarı çıkaramadık toplu taşımayı” açıklamasıyla Ankara Kalesi’nin ulaşım sorununun Başkent Ankara’ya yakışmadığını belirtti.
İnandım, Ankara Kalesi'ne daha önce seferlerin başlatıldığını duyurarak şu cümlelere yer verdi: “Geçen yıl iki elektrikli minibüsle ring seferleri başlamıştı Ulus Metro Durağı’ndan Kale’ye. Bir süre sonra şoför arkadaşların keyfine göre işlettiği fark edildi, şikayetler oldu, aksadı, yolcusu bir kez daha küstürüldü. Aksamasa da yarım saatte 10 kişi taşımayla Kale değirmeni dönmezdi zaten.”
Gazeteci Yazar Ali İnandım, Ankara Kalesi’nin ulaşım sorunu ele aldığı yazısında şu hususlara değindi: “Her boşluğu otoparka çevirmek de değil çare, Kale’nin tarihi özgünlüğünü nasıl koruyacaksınız o zaman? Ziyaretçilerle esnafı, kolay ve ucuz bir toplu taşıma ile şehrin rahmine düzenli taşımayı becermeli, bu 100 yıllık bıktırıcı basiretsizliği çözmeliyiz. Mücevherini satamayan kifayetsiz kuyumcu gibiyiz, satamıyorsan kapat kardeşim o zaman dükkanı.”
İşte o yazı...