ÖZEL HABER: SÜMER TAŞKIRAN
İlayda Erişti, seramik bölümüne geçiş hikayesini ve sanatsal projelerini paylaşırken, Tayyip Aytar ise seramikle tanışmasının heyecanını ve gelecek hedeflerini anadolugazete.com.tr’ye anlattı.
Ankara Ticaret Odası Eğitim Fuarı'nda eserini canlı performans eşliğinde ziyaretçilere sunan İlayda Erişti, sınıf arkadaşları ile birlikte seramik atölyesi açarak yola çıktıklarını ve seçmeli dersle başlayan seramik tutkusunun, hocalarının rehberliğiyle ana sanat bölümüne dönüştüğünü belirtti. Yaptığı projelerin genelde kavramsal sanat üzerinden ilerlediğini vurgulayan İlayda, soyut çalışmalarıyla dikkat çekiyor.
Erişti, “Şu an canlı bir performans sergilediğimiz için ziyaretçilerimizden yoğun bir ilgi var. Direkt eser sergilemek yerine yapım aşamasını, zorlukları, sürecin nasıl ilerlediğini göstermek istedik. Benim çalışmalarım genel olarak kavramsal sanatı içeriyor. Bu bağlamda kullanılmaya yönelik değil, sanatsal eserler üretiyorum.” dedi.
‘BU NEYİN KAFASI’ PROJESİ
“Çalışmalarımızda genellikle proje ve tasarım oluşturuyoruz. Üzerinde yoğunlaştığımız bir konsept hazırlıyoruz. Her öğrenci kendi konseptini belirliyor. Buna bağlı olarak da kendi fikirlerimizi yaratıyoruz.” diyerek sözlerine devam eden Erişti, ‘Bu Neyin Kafası?’ projesiyle gelecek yıl Art Ankara'da yer alacaklarını müjdeledi.
Son sınıf öğrencisi olarak sanatlarının sergileneceği günü heyecanla bekleyerek çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen genç sanatçı, hedefinin yüksek lisans yapmak ve akademisyen olmak olduğunu, aynı zamanda sanatını icra etmeye devam edeceğini belirtti.
"ÖNCELERİ SERAMİK SANATINA ÇOK SICAK BAKMIYORDUM"
İlayda ile aynı sınıfta olan 22 yaşındaki Tayyip Aytar ise seramiğe olan ilk önyargılarını aştıktan sonra bu alanda yeteneklerini keşfettiğini aktardı. Heykelcilikle ilgili bir bölüm olmamasına rağmen, heykel yapma merakıyla metal heykellere ilgi duyduğunu söyleyen Aytar, gelecek hedeflerinde akademisyen olma arzusunu ve sanatını sürdürme isteğini anadolugazete.com.tr’ye açıkladı.
Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Görsel Sanatlar Eğitimi Bölümünde 4. sınıf öğrencisi olan Aytar, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
“İlayda ve buradaki arkadaşlarımız ile aynı sınıftayız. Bu yola beraber çıktık. ‘Seramik ana sanat bölümünü açtırabilir miyiz, açılır mı, bizim üniversitede olur mu?’ diye konuşurken hocamıza danıştık. Hocamız da bizi destekleyerek öncülük etti. Benim seramiğe geçmem biraz farklı oldu. Çünkü seramiğe çok sıcak bakmıyordum. Daha çok çanak-çömlek işi gibi geliyordu. Ancak seramiğin içine girdikten sonra bu sanatın heykel bölümünden daha zor bir bölüm olduğunu ancak bir o kadar da keyifli olduğunu gördüm. Eserler ürettikçe de keşfettiğim yeni bir yetenek ortaya çıktı. Tabii ki hocamızın çok büyük katkısı oldu ve olmakta.”
TERS DÖNMÜŞ KAFADAN VAZO
Aytar, “Bana ‘Bu neyin kafası?’ diye sormak isteyenleri duyar gibiyim. Şöyle aktarmak isterim. Alışılagelmişin dışına çıkıp bambaşka bir şey üretmek istedim ve bir vazo yapmaya karar verdim. Şu an seramikten bir vazo yapıyorum. Standart bir vazo yerine sıra dışı olsun istedim ve ters dönmüş bir kafadan oluşan delikli bir vazo yaparak eserime sanatsal bir derinlik katmaya çalıştım.” dedi.
GENÇ YETENEKLERDEN DAVETİYE
Sergiledikleri eserlerle sanatın çeşitli dallarında geleceğin yaratıcı isimleri olmayı hedefleyen genç yetenekler Ankaralılara çağrıda bulunarak şu ifadelere yer verdi: “Gelecek yıl Mart ayında Başkentliler ile Art Ankara’da görüşmek isteriz. Somut ve soyut eserlerimizin sergileneceği Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin standına gelip, bizi ziyaret ederlerse çok mutlu oluruz.”