DEĞERLENDİRME: DURSUN ERKILIÇ
Büyük ozan Mahzuni’nin Amerika’ya ‘katil’ demesi boşuna değildi. Haklıydı… Elinde, yüzünde dünya mazlumlarının kanı vardı çünkü… İşte o Amerika, Türkiye’ye karşı ‘hasmane’ tavrını her alanda ortaya koyuyor. Bunu son alarak ‘çocuk asker’ raporunda gördük…
İstihdamdan istismara kadar çocuklara her ortamda zarar veren Amerikan şirketleri ve çocukları boyundan büyük silahları kullanmaya zorlayan terör örgütlerini görmezden gelen Amerika’nın Dışişleri Bakanlığı, yayımladığı 2023 yılı İnsan Ticareti Raporu'nda Türkiye'nin 'çocuk asker' kullandığını iddia etti.
Türkiye’nin bu rapora tepkisi çok sert oldu. Dışişleri Bakanlığından skandal rapora ilişkin yapılan açıklamada, “Çocukların silahaltına alınması konusunda atfedilen iddiaları reddediyoruz. Müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan bu iftiraya karşı gerekli cevap verilecektir.” denildi. Dahası da vardı. Amerika’nın çocukları kaçırarak silahaltına alan terör örgütlerini beslediği belirtilen açıklamada, “Türkiye’ye böylesi bir karalamada bulunmadan önce, bu gerçekle yüzleşmesi beklenirdi” ifadelerine yer verildi.
***
Amerika’ya ‘devlet’ demek için kırk şahit gerek!
Türkiye, çocuk haklarının korunmasına ilişkin tüm uluslararası düzenlemelere taraf olmasına ve çocukların silahaltına alınmasına yönelik bir uygulamama olmamasına rağmen bu alçakça suçlamayı yapabiliyor.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında da dile getirildiği gibi, kısa adı ABD olan şebeke; “Suriye ve Irak’taki terör eylemlerinde çocukları zorla silah altına alan PKK/YPG terör örgütüne askeri ve mali destek sağlayan” bir yapı…
“Terör örgütü PKK/YPG güdümündeki sözde “Suriye Demokratik Güçleri”nin Suriye’de çocukların zorla silahaltına alınması, kaçırılması, özgürlükten mahrum bırakılması, okulların askeri amaçlarla kullanılması gibi birçok ağır suç işlediği” raporlara yansımaktadır…
1999 YILINDAKİ BİR YAZIMDAN ALINTILAR
Çocukların savaştan gördüğü zararı 24 yıl önce, 1999’da kaleme aldığım “Sokakta... Cephede... Okulda... İşyerinde... Çocuk” başlıklı yazımdan aktarmak istiyorum. Araştırma / inceleme yazımın son bölümü şöyleydi:
Dünya çocuklarının içinde bulunduğu bir başka vahim durum da savaşlar...
Boyundan büyük silahlarla dünyanın dört bir yanındaki savaşlarda cepheye sürülen çocuklar, küçük yaşta ya kandırılarak ya da zorla ailelerinden koparılarak savaşın içine itiliyor.
Bombalar, tanklar, kurşunlarla katledilen savunmasız masumlar da cabası...
Savaşlarda ölen çocuk sayısının askerlerden fazla olması, bu acı gerçeğin ne kadar büyük bir sorun olduğunu ve çocukların savaşın acımasız etkisinden bir an önce kurtarılması gerektiğini gösteriyor... (…)
(Dönemin) BM Temsilcisi Olara Otunnu, 5 yıl önce (1994’te) 250 bin olan çocuk asker sayısının, 300 bine ulaştığını belirtiyor ve “Onlarca yıl süren iç savaşlarda gerillalar, ön saflardaki askerlerini yenilemek için çocukları eğitiyorlar. Sierra Leone, Ruanda, Sri Lanka gibi ülkelerde kaçırılan çocuklar kısa süre içinde birer ölüm makinesi haline getiriliyor” diyor.
Otunnu, İç savaş yaşanan fakir ülkelerde, işsizlik ve açlıkla birlikte çocukların gerillalara katılmaktan başka çarelerinin kalmadığını anlatıyor...
Olara Otunnu, Avrupa’nın ortasında yaşanan Kosova’daki savaş sırasında da 15 yaş altı binlerce çocuğun savaştığını sözlerine ekliyor.
Bosna’da Sırpların, Çeçenistan’da Rusların, Karabağ’da Ermenilerin yaptığı katliamlar sırasında ölen on binlerce çocuk da savaş kurbanları arasındaki yerini aldı.
“Çocuk askerler” sorunu, son yıllarda BM’nin en çok ilgilendiği konuların başında geliyor. Buna rağmen, çocuklar savaşın yıkıcı-yakıcı etkilerinden kurtarılamıyor...
SON SÖZ
Evet, 1999 yılındaki yazımda bu gerçekler yer alıyordu ama tüm bu günahların bir numaralı ortağı da Amerika’ydı. Hele “Demokrasi getireceğim” diyerek girdiği yerleri kan gölüne çevirmesi tam bir vahşet örneği! Neyse, şimdilik bunu görmezden gelip, “Mağrur olma padişahım…” diye başlayan özdeyişi Amerika’nın boynuna yaftalayıp başına torba geçirilecek günlerin hesabını yapalım…