ÖZEL HABER: BÜŞRA SAĞLAM
Ankara’nın Keçiören ilçesine bağlı Hasköy Mahallesi’nde dördüncü dönemini sürdüren Ali Dincer, bu süreç boyunca mahallenin dertlerine derman olmaya çalıştığını ifade etti. Dincer, "Sorun yaratan değil, sorun çözen muhtar olarak biliniyorum. Her türlü sıkıntıda mahalle sakinleri beni arıyor. Okulda veya camide ihtiyaç olduğunda 'muhtar şöyle yap, muhtar böyle yap' diyorlar. Ben de elimden geldiğince hepsine yetişmeye çalışıyorum. Hizmetimizde sınır yok." dedi.
Dincer, göreve başladığı zamandan bu yana mahalledeki bazı sorunları nasıl çözüme kavuşturduğunu şu şekilde anlattı:
"Anayol üzerinde vatandaşların karşıdan karşıya geçmekte zorlandığını görünce asansörlü bir üst geçit yaptırdık. Bu süreçte büyük mücadele verdik ve mahalleli olarak bunu başardık. Görevim süresince parklarımızda oturacak bank bile yoktu; bu yüzden parkları yenileyerek ışıklandırma ve çimlendirme yaptırdık. Eskiden köpek pisliğinden geçilemeyen parklarda, akşam saatlerinde alkol tüketen kişiler bir araya geliyordu. Bu durumu engellemek için emniyet kuvvetleriyle birlikte gece devriyesi gerçekleştirdik. Ayrıca, Paşabahçe Sokak'ta her yağmurda patlayıp kazalara yol açan kilit taşlarını söktürerek, yerine asfalt döktürdük."
“HASKÖY CAMİ, ÖMER BELEK'İN MADDİ VE MANEVİ DESTEĞİYLE HAYATA GEÇTİ"
Hasköy’de, Adli Tıp Kurumu'nun karşısında Ömer Belek tarafından yaptırılan caminin bölge halkı için önemli bir ibadet alanı haline geldiğine dikkati çeken Dincer, "Ömer Belek bu camiyi yaptırırken hem maddi hem de manevi olarak destek sağladı. Bu yüzden hakkı çok fazla, kendisine teşekkür ediyoruz.” ifadelerine yer verdi.
“SEVGİ ÜZERİNE ÇALIŞIYORUZ”
İhtiyaç sahibi çocukların ve ailelerin gereksinimlerini ellerinden geldiğince karşılamaya çalıştıklarını dile getiren Dincer, “Okul ihtiyaçları olan çocukların ihtiyaçlarını karşılıyoruz ve ihtiyaç sahibi üniversite öğrencilerimize burs vermeye devam ediyoruz. İhtiyaç sahibi aileleri tespit etmek için buzdolaplarını kontrol ediyorum. Eğer buzdolabında sucuk, pastırma veya kaşar varsa, o evde bir gelir var demektir. Ancak eğer buzdolabı tamamen boşsa ya da sadece beyaz peynir ve zeytin varsa, orada bir ihtiyaç vardır. Elbette depremzede komşularımızı da elimizden geldiğince sorunlarını çözmeye çalıştık. İç giyimden tutun da dış giyime kadar. Hem bu mahallede yaşayanlara hem de o gün yaşandığı zaman yemeklerin pişmesi için tüp göndermiştik. Biz sevgi üzerine çalışıyoruz. Sağ olsunlar onlar da kendi memleketlerinden bize bir şeyler gönderiyor." diye aktardı.