ÖZEL HABER: GÜNSU ÖZMEN
Yüksel Caddesi'nin kalbinde yer alan ve Metin Yurdanur'un imzasını taşıyan “İnsan Hakları Beyannamesini Okuyan Kadın” heykeli, nam-ı diğer “İnsan Hakları Anıtı”, barış ve insan haklarının evrensel değerlerini temsil eden önemli bir sembol olarak dikkat çekmeye devam ediyor.
1990 yılında Çankaya Belediyesine armağan edilen bu bronz döküm heykel, yaklaşık yüz seksen santimetre yüksekliğinde olup, mermer bir kaide üzerine oturtulmuş halde elinde temsili insan hakları beyannamesini okuyan bir kadın figürü şeklinde modellendi. Heykeltraş Metin Yurdanur tarafından yapılan anıt, dikildiği günden bu yana birçok protestoya, eyleme ve anmaya ev sahipliği yaptı.
SANATÇININ MESAJI…
Heykelin tasarımcısı Metin Yurdanur, bu eser için geçmişte verdiği bir röportajda, “Tüm eserlerim gibi bu heykelimin sahibi de insanlıktır… Eserlerimizin barış dolu bir dünyada yer almasını isteriz” sözleriyle heykelin evrensel bir barış mesajı taşıdığını vurgulamıştı. Heykel, insan haklarının, insan olmanın ve insanca yaşamanın kutsallığını temsil ediyor.
ANITIN TOPLUMSAL ROLÜ
10 Aralık 1990 tarihinde yerine yerleştirilen “İnsan Hakları Anıtı”, zamanla sadece bir sanat eseri olmanın ötesine geçerek, toplumsal mücadelelerin ve direnişlerin buluşma noktası haline geldi. Heykel, hakları elinden alınan işçilerin/bireylerin sesi oldu. Yıllarca pek çok insan hakkı savunucusu, sendika, işçi ve sivil toplum örgütü, bu anıtın önünde toplanarak, adalet ve eşitlik taleplerini dile getirdi.
Anıt, toplumun adaletsizliklere ve insan hakları ihlallerine karşı gösterdiği direnişin simgesi oldu. Birçok protesto yürüyüşü, basın açıklaması ve anma etkinliği, bu heykelin önünde başlayarak, hak arayışının simgesi olarak varlığını korudu.
Yüksel Caddesi ve İnsan Hakları Anıtı, umut ve direnişin birleştiği, toplumsal hafızanın canlı tutulduğu bir alan olarak varlığını koruyor. Her gün, birçok insanın önünden geçtiği bu anıt, bizlere insan haklarının evrensel değerlerini ve bu değerler uğruna verilen mücadelelerin önemini hatırlatıyor.