ÖZEL HABER: SÜMER TAŞKIRAN
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in katılımıyla, Parti İçi Eğitim Başkanlığınca Ankara'da önemli bir panel gerçekleştirdi. Nazım Hikmet Kültür Merkezinde gerçekleştirilen panele önemli isimler konuşmalarıyla katkı verdi. 'Maziden Atiye Milli Yükseliş' adlı panele ilgi büyük...
Panelde, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Taşansu Türker, eski Büyükelçi Halil Akıncı, İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Oktay Vural, İYİ Parti Teşkilat Başkanı M.Satuk Buğra Kavuncu, İYİ Parti Ankara İl Başkanı Yener Yıldırım, parti üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.
Yoğun ilgi ile gerçekleştirilen 'Maziden Atiye Milli Yükseliş' panelinde, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Taşansu Türker ve Eski Büyükelçi Halil Akıncı konuşma yaptı.
''İSTİKRAR MERKEZ SİYASETTEN GEÇER''
Prof. Dr. Taşansu Türker panelde yaptığı konuşmada Türkiye'nin geleceği için eğitim ve bilimin önemine vurgu yaparak, “Türkiye, alıştığımız pek çok şeyin elimizden avuçlarımızdan kayıp gittiği, bize çok normal gelen bazı haklarımızın tamamen tehdit altında olduğu bir uzun alt üst oluş dönemini yaşıyor. Teknolojik dönüşümün, üretim teknolojilerindeki değişimin, kentleşmenin hızlanması ve bilişim sektörünün gelişmesinin bu değişimi tetiklediğini belirten Türker, "Bu değişim, yeni toplumsal yapıların kurulmasına neden oluyor. Bu değişim, aynı zamanda farklı kesimlerin mücadelesi halinde geçiyor.” diye konuştu.
Soğuk Savaş döneminin bitişinin de Türkiye'de büyük meseleler yarattığını ifade eden Türker, "Bu dönemde, büyük güçlerin mücadelesi hakim olmaya başladı. Bu da, Türkiye'de siyasal istikrarsızlığa neden oluyor" dedi.
Türker, "İstikrar, barış kavramının tek dayanağıdır. İstikrar, merkez siyasetten geçer.” ifadelerine yer verdi.
''TÜRKİYE, JEOSTRATEJİK KONUMU NEDENİYLE DÜNYANIN DİKKATİNİ ÇEKEN BİR ÜLKEDİR''
Eski Büyükelçi Halil Akıncı, Türkiye'nin uluslararası alandaki konumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Akıncı, Türkiye'nin jeostratejik konumunun çok önemli olduğunu belirterek, "Anadolu'ya hakim olan kuzeyine ve güneyine egemen olmuştur" dedi.
Akıncı, Türkiye'nin coğrafi konumunun, Truva Savaşları gibi önemli tarihi olayların yaşanmasına da neden olduğunu ifade etti. Akıncı, Türkiye'nin Balkanlar ve Kafkasya'da da önemli bir rol oynadığını belirterek, "Bu bölgeyi korumak son derece zor. Herkesle problemimiz var" dedi. Akıncı, Türkiye'nin erken Cumhuriyet döneminde ne yaptığını bilen bir devlet olduğunu belirterek, "1946'dan sonra bu durum değişti" dedi.
''ETNİK KİMLİK YERİNE MİLLİ KİMLİĞE SARILALIM''
Halil Akıncı, Türkiye'nin milli kimlik yaratma sürecinde olduğunu belirterek, "Bu kimlik yaratma süreci, 1910'dan beri devam eden göçmen kabulünden kaynaklanıyor" dedi.
Akıncı, Türkiye'nin milli kimliği etrafında toplandığını belirterek, "Bu slogan, batılı devletlerin baskısı altında ortaya çıktı" dedi. Son zamanlarda bütün dünyada etnik kimliğin öne çıktığını belirten Akıncı, "Türkiye'de de etnik kimlik öne çıkmaya başladı. Türkiye hiçbir zaman küçülmez, aksine artarak büyür. Ancak Türkiye, kafasını kullanırsa çok daha büyük bir güç olabilir" dedi.
Akıncı, Türkiye'nin etnik kimlik yerine milli kimliğine sarılması gerektiğini belirterek, "Etnik kimlik, bütün dünyada kaybolurken Türkiye'de ortaya çıkıyor" dedi.
PROF. DR. İLBER ORTAYLI: TÜRKİYE, TÜRK DÜNYASININ ÖNCÜSÜ OLMAYA DEVAM EDİYOR
Ortaylı, Türkiye'nin Türk dünyasının öncü ülkesi olduğunu belirterek, "Türkiye, bugün kurduğu cumhuriyetle 20. yüzyıldaki Cumhuriyeti ile bu öncülüğünü korumaktadır. Bu koruma el sayesinde de insanlar var olurlar. Bir kere iş öyle maddi kuvvet askeri kuvvet falan değil. Sadece her şeyden evvel bir siyasi kuvvetin dışında bir kültürel ve ekonomik kurtuluştur söz konusudur. Onu, kim ne derse desin yapabilen ülke Türkiye'dir. Bunu takip ettikleri ölçüde insandan daha kuvvetli oluyorlar. Bu çok açık bir şey." dedi.
Ortaylı, Türkiye'nin dış dünyadaki Türklere karşı da sorumlulukları olduğunu belirterek, "Dış dünyadaki Türklerin ülke olarak ne nüfusu ne iktisadi kuvveti bazen ne de tabii zenginlikleri buna müsait oluyor.
Türkiye katiyen Uygur bölgesini ihmal edemez. Çünkü oradaki insanlar bize iki şey için lazım. Bir tabiat yani hayvancılık ve ziraat bilgilerinden dolayı. İki kültürel bağları yüzünden. Atamazsınız. Siz orayı Çin'de kavga ederek öyle tutamazsınız. O mümkün değil. Ama Çinlilerin orayı yutmasına da müsaade edemezsiniz. Bu bir ahlak meselesi. Her şeyden önce. Efendim bazı arkadaşları dediği gibi efendim bu bir real politik meselesiymiş. Adamları iade edermiş. Siz kaçıncı niye edeceksiniz? Türkiye'nin ordusu yokken Macarlarla Polonyalıların iade etmedik. Biz 1840'da Rusya'ya ant girdik. Onun için çok da iyi ettik. Türkiye bir sürü kıymetli insan kazandı. Yani bu böyledir. Bu Türkiye göç ülkesidir. Ama herkesin göç edeceği bir yer değil. Biz birleşik devletler değiliz. Bizim göç ülkesi olmamız kategori olarak kendi insanlarımızın göç edeceği bir yer olması lazım. Buna çok dikkat edeceğiz." diye konuştu.
Ortaylı, Türkiye'nin kendi insanlarının göçünü de özenle yönetmesi gerektiğini belirterek, "Bu nedenle onların meşgalesi sahalarını değiştiremeyiz. Bugün mesela duydum Edremit sahasında bütün vakıf zeytinlikleri inşaatı açıyorlar. YANLIŞ! O ziraat yapılacak. Türkiye zeytin ülkesidir. Rumeli'den göç eden çalışkan köylülerin, tütüncünün meydana getirdiği Akhisar bugün zeytin deposudur Türkiye'nin. Ve adamlar zeytinliğe giderken burayı İspanya yaptık. İspanya'dan da öteye getireceğiz diye gidiyorlardı. Bu sene geçti. Yüzyıl geçtiler. Bu kadar açık istifa edelim. Bu önemli. Şimdi bu adamlar Türkiye bir zeytin ülkesidir. Zeytinyağı ülkesidir. Bu bizim için büyük bir zenginliktir. Beslenmemiz bakımından da gelir bakımından da orası öyle devam edecektir. Eğer siz orayı ekip biçmeye bakmaya devam edemiyorsanız devşirmeye diyeceğim o zaman oraya göçmen getirirsiniz. Bu çok açık. Kalkıp da Edremit'in 165.000 tane zeytin ağacını inşaatçılar ve sağdan soldan gelme ne olduğu belirsiz dış muhacirlere bırakamazsınız." dedi.
Ortaylı'nın konuşması, katılımcılar tarafından ilgiyle takip edildi.
Panel, soru-cevap bölümüyle sona erdi...