Beypazarı içinden Karaşar tabelasını takip ederseniz İnözü Vadisi’ne girer, Maden Suyu Fabrikası’nı geçince çınar, elma, meşe ağaçları arasından kıvrıla kıvrıla tırmanırsınız. Tırmanışın bittiği tepe başında sola Kıbrıscık, sağa Karaşar yolu ayrılır. Burada Nallıkaşı Dağı’na da çıkmış olursunuz. ‘Hüdayda’ türküsünün ‘Hüda’sıyla ‘Garip Ali’si, yakalanıncaya kadar Karaşar dağlarının kovuklarında saklanmıştır.
Aslan Dursun Ali’nin (Etili) evi
Nallıkaşı’dan inmeye başlayınca yaylalarıyla ünlü kendi de yayla sayılacak Karaşar görünüyor. Bir baba erenler diyarı ve pınarlar beldesi olan Karaşar’da eski köy fırınları örümceklenmiş, sokakları sessiz. Baba erenler, Erenler Tepesi’nde yatıyor, her biri dağdan gelen, içmeye doyamayacağınız 7 pınarı akıyor şehir içinde.
KARAŞAR EVLERİ YOK OLUYOR
Meydana indiğinizde yeni binaların arasına sıkışmış tek tük ahşap evler, hemen dikkat çekiyor. Kendine özgü bir yayla evi mimarisi var Karaşar evlerinin.
İçlerinden ikisi dikkat çekiyor; İmam Ali Yılmaz ve Aslan Dursun Ali’nin (Etili) konakları. İmam Ali Yılmaz’ın evini Kültür ve Turizm Bakanlığı onarmış, düzenlemiş. Devletin el attığı tek ev de burası.
Buna benzer 15 civarında ev, yıkılmaya yüz tutmuş durumda. Ya sahipleri yaşlılıktan Ankara’ya taşınmış ya da çok ortaklı olunca evler ortada kalmış. Onları kayıt altına almak, korumak, bu kültürel ve mimari değere sahip çıkmak gerekiyor.
Ankara’da kendine özgü, korunması gereken bir kültür hazinesi Karaşar.
Kalan ama tütmeyen 3 köy ocağından biri
İşte yok olmaya yüz tutmuş o evlerden biri