ÖZEL HABER - YASİN ŞAHİN
Norveçli yazar Henrik Ibsen’in ünlü oyunu Hedda Gabler yazıldığı ilk günden bu yana farklı yorumlar ve farklı anlamlandırmalarla sahnelenmeye devam ediyor.
1890 yılında Ibsen tarafından yazılan Hedda Gabler, halen üzerine tartışılan ve fikir ayrılıklarının, çatışmalarının çözüme kavuşmadığı, anlam bakımından derin bir oyun. Büyük bir karanlığı içinde barındıran oyun nasıl sahnelenirse sahnelensin o karanlığı ve tekinsizliği hissettiriyor.
Kült eserler ve oyunları uyarlamasıyla bilinen Ankaralı tiyatro ekibi Yakin Tiyatro’nun bu sene repertuarına kattığı Hedda Gabler de bir uyarlama gibi. Oyun kişi sayısında azalmaya, dekorda kısıtlamaya giden ekip, oyunun yorumunda da farklı bir yol izlemiş.
Hedda Gabler’in “güçlü” karakterini görmekte zorlandığımız oyunda karakter daha çok psikolojik etmenlerin sonucunu yaşıyor gibiydi. Daha karikatürize tiplerle verilen mesajlar ne Tesman, ne Lövborg ne Thea ne de Hedda kitapta çizildiği şekliyle yansıtıldı. Kötü birer karikatür olarak izlediğimiz oyuncuların kişisel performansları ise durumu kurtarmaya yetti diyebiliriz.
Olay sıralamasına kitaba göre sadık kalınsa da izleyicide dramatik kırılmayı yaratacak sahneler zayıf kaldı diyebiliriz.
Oyuncu performanslarının son ana kadar yüksek şekilde taşıdığı oyun için yorum farkı haricinde eleştirilecek pek bir şey bulunmuyor.
Necatibey’de yer alan sahne bir Mart akşamında bir kez daha kapalı gişe oynayarak yaratmış olduğu sadık izleyici kitlesinden bir şey kaybetmediğini de gösterdi. Oyunun sonunda izleyenler tarafından büyük alkış alan oyunun gösterimleri önümüzdeki süreçte de devam edecek.
1 Nisan ve 26 Nisan’da bir kez daha oyun Ankaralılarla buluşacak.