HABER: AYBALA ALMİNA MELEK
Geçen yıla oranla Türkiye’deki orman yangınları yüzde 78 artış gösterdi. Ülkede her yıl 3 bine yakın orman yangını çıkarken yangınların yüzde 99’u insan kaynaklı gerçekleşiyor.
Konu hakkında açıklama yapan Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara, orman yangınlarıyla mücadelenin sağlam bir zemine oturtulması gerektiğini ve bunu da toplum bilgi birikimi ve bilinciyle gerçekleştirilebileceğini söyledi.
Özkara, “Son günlerde çıkan yangınlar büyük oranda enerji nakil hatlarından, piknik ateşinden, anızdan, semaver ateşinden çıkmakla birlikte esas olarak insan kaynaklıdır. Bu bize, yangın öncesinde alınması gereken önlemler konusunda daha fazla çalışma yapmamız gerektiğini göstermektedir.” dedi.
OGM tarafından doğru yapılan birçok çalışma olduğu gibi eksik ve yanlış yapılan uygulamaların da olduğunu vurgulayan Özkara, “Tüm hiyerarşik sistemin ayrıntılarıyla belirlendiği bir mevzuat düzenlemesine ivedi bir şekilde gereksinim vardır. Yangının afet etkisinin yanında yönetimi ve organizasyonunda ortaya çıkan eksiklikler durumun daha kaotik bir hale gelmesine neden olmakta, önüne geçilemez felaketler yaşanabilmektedir.” diye konuştu.
''MEVZUAT DÜZENLEMESİ KONUSUNDA GEÇ KALINDI''
Özkara, “2021 yılında çıkan mega orman yangınlarında olduğu gibi son büyük yangınlar da göstermiştir ki büyük orman yangınlarının yönetimi, farklı bir organizasyon yapısına ve mevzuata gereksinim oluşmaktadır. Ormanların yönetimi ve orman yangınlarının söndürülmesi Orman Genel Müdürlüğü'nün sorumluluğundadır. Kurum, 180 yılı aşan bir geçmişe ve yangın yönetiminde bugünden yarına elde edilemeyecek çok derin bir tecrübeye sahiptir. Bu nedenle orman yangınlarının söndürülmesiyle ilgili olarak bir yetki devri, zaman zaman kamuoyunda tartışıldığının aksine, asla söz konusu olamayacak bir durumdur. Öte yandan, yangınların yerleşim yerlerine doğru ilerlemesi veya ulaşması durumunda yangın yönetiminin kimde olacağı, nasıl ve kimler tarafından söndürüleceği gibi hususların açık şekilde ortaya konulduğu, tüm hiyerarşik sistemin ayrıntılarıyla belirlendiği bir mevzuat düzenlemesine ivedi bir şekilde gereksinim vardır ve geç kalınmıştır." dedi.
''KISA VADELİ SOSYOLOJİK ÇÖZÜMLER UYGUN DEĞİLDİR''
“Kızılçamın olmadığı bir yangın sonrası onarım bizim coğrafyamızda mümkün değildir” diyen Özkara, “Yangın sonrası yeniden onarım kapsamında kızılçamın yerine başka türlerle ağaçlandırma yapalım şeklinde bir yaklaşım doğru değildir. Yüzlerce yıllık bir ilişkinin ürünü olan ekosistemlere kısa vadeli sosyolojik çözümler uygun değildir.” ifadelerini kullandı.