Sosyal medyanın fenomen ismi Ankaralı Zeynep Gülkala, anadolugazete.com.tr'ye konuştu

Ankara’nın Mamak ilçesine bağlı Kutludüğün Mahallesi’nde yaşayan Zeynep Gülkala, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarla büyük bir kitleye sahip oldu. Sosyal medya trendlerine uygun çektiği bazı videolarla beğeni toplayan Gülkala, bilge konuşmaları ve kişisel farkındalığıyla birçok kadına örnek olabilecek bir hikâyeye sahip. anadolugazete.com.tr, Zeynep Gülkala’nın evine konuk oldu.

HABER: GAMZE ERDOĞAN

Üç çocuk annesi olan Zeynep Gülkala, erken evliliği nedeniyle okuyamadı ama 28 yaşından sonra kendini kitaplara adadı. Ortaokul ve liseyi dışarıdan okuyan Gülkala, şimdi ise üniversite okumak istiyor. anadolugazete.com.tr ekibini evinde ağırlayan Zeynep Gülkala, hayat hikâyesini şöyle anlattı:

"Evli ve üç çocuk annesiyim. 28 yaşından sonra arkadaş olarak kitabı seçtim. Sürekli kitap okurum, özellikle Sabahattin Ali'yi çok okurum. Gazete, takvim ne bulsam okurum. Okumak istesem de ailem okutmadı, o dönemler öyleydi ve 15 yaşında evlendim. Fakat eşimle gayet mutlu bir evliliğimiz var. Sosyal medyaya ek gelir için girmedim. Esinlendiğim sosyal medya hesapları vardı, bunlardan biri Betül Demirkaya’nın hesabıydı, ben de denemek istedim. Eşim en büyük destekçilerimden biriydi. 30 yaşında ortaokul ve liseyi dışarıdan okudum, şimdi ise dışarıdan üniversite okumak istiyorum."

"HERKES 'AĞIR OL, TAŞ YERİNDE AĞIRDIR' DEDİ AMA KİMSE 'ÇOCUK OL' DEMEDİ"

"15 yaşında henüz bir çocukken çevrem tarafından sürekli 'taş yerinde ağır' gibi sözler söyleniyordu. Fakat yaptığımız sadece şımarıklıktı, çocuk olmanın gerektirdiği şeyleri yapıyorduk. Anne babalarımız o zamanın devrinde hep öyle davrandılar. 'Şımaracak kimseniz olmadığında hayat sizi kocaman bir adama çevirir!' derler ya, benimki de öyle oldu. Çocukların çocuk olmalarına izin verilmeli. Çocuklara, yaşlarından büyük kıyafetler giydirip onları belli bir kalıba sokmadan sadece çocuk olmalarına izin verin."

"HAYAT BENİM İÇİN 30 YAŞINDAN SONRA BAŞLADI"

"23 yaşında meme kanserine yakalandım. 5 yıl savaştım. Beş yıldan sonra göğüslerimin ikisini de aldılar. Kanser sürecimden sonra hayat benim için değişmeye başladı. Hastalık ve hastalıktan sonraki süreçle kendi hayatımın ve yapabileceklerimin farkına vardım. Şimdi de gençlere hep 30 yaşından önce gücünüzün ve kendinizin farkına varın diyorum, benim için hayat 30 yaşından sonra başladı. 30 yaşından sonra kendime dönmeye başladım. Kendi başına olmanın tadı bir başka oluyor. Kitap, kahvem, sosyal medyada geçirdiğim zaman, ailem ve ev işlerim hepsi bana ait şeyler. Hiçbir zaman eline çayını alıp sokakta kalabalıkla dedikodu eden bir kadın olmadım. Hep kendi halimde ve kendime dönük biriydim. Yalnız olmakla tek başına olmak arasındaki ince çizgiyi ayırt etmek gerek. Kaliteli yalnızlığım var."

"BABAM BENİM ROL MODELİM"

"Çağrı cihazını, cep telefonunu, ilk renkli televizyonu, jeep, köyümüze ilk babam getirdi. Babam hiçbir zaman kendini tekrar etmedi ve o benim rol modelimdi. Aykırı olmak ahlaksız olmak değildir, ben aykırılığı çok severim. Farklılık her zaman iyidir. Hiçbir zaman el işi, oya gibi şeyler yapamadım, bunlar kötü olduğu için demiyorum fakat farklı şeyler beni her zaman daha çok mutlu etmiştir. İstenilen ve beklenen bir kişi olmayabilirim fakat ben kendim için ideal biriyim."

"AĞLAYARAK AHIRINI KAPATAN İNSANLAR GÖRDÜK"

"Kutludüğün’ün 8 bin nüfusu var. Gelir kapımız yok, kadınlar genelde ev işleriyle meşgul olur. Önceden süt, yoğurt, peynir, pekmez… bunları herkes kendi yapardı. Şimdi bunları yapan 8-10 kişi kaldık. Eskiden peynirini, turşusunu yapan kişi zengin sayılırmış, şimdi öyle bir şey yok. Köyde hayvancılığın tükenmesinde ekonominin de büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Yem ve saman alamayan köylü nasıl üretsin? Mecburen insanlar ahırlarını kapattı. Ağlayarak ahırını kapatan insanlar biliyorum. Toprak yok, gübre yok, yem, saman yok. Küçük işletmeye destek verilmiyor."

"İNSANLARIN KAFALARINDA KALIPLAŞMIŞ BİR KÖYLÜ TANIMI VAR"

"Karayanık, güneş yanığı, eli yüzü çatlak, bir şey sorunca cevabını veremeyen, teknolojiyi kullanamayan 'ben anlamam ki' diyen... Köylü tanımı böyle bir şey değil. Köylü üreten demek, insanlar bunu anlamıyor. Dijital de olsa bir şekilde ben de üretiyorum. Sosyal medyada, video düzenleme programlarını bilmem ve sosyal medyada olmam garip karşılanıyor. Köylü teknolojiyi kullanamaz diye bir kural yok. İnsanlar köylü tanımını değiştirmeli. Son olarak, içeriklerimde toplumu kötüye sürükleyecek hiçbir yanlış videom yok. Köyümde de bu yönde büyük bir farkındalık yarattığımı düşünüyorum."

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Ankara Haberleri