ÖZEL HABER: SÜMER TAŞKIRAN
Tezhip sanatı motiflerini 1200 derece alevde cama işlemeyi başaran ve bu başarısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı Cam Sanatçısı, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı ünvanını alan Menekşe Bilgiç, dünyanın ilk kez tezhip motiflerini cama aktaran sanatçı oldu.16 yıldır sıcak cam sanatıyla uğraşan Bilgiç, farklı sanat dallarını da harmanlayarak kendine özgü bir tarz geliştirdi.
“TEKNİKLER ARASINDA ‘FİLİGRANA’ TEKNİĞİ BİZE UYGUN OLARAK SEÇİLMİŞTİR”
Ankara Ticaret Odası (ATO) ev sahipliğinde gerçekleşen TRAVELEXPO 6. Ankara Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı'nda anadolugazete.com.tr’ye cam sanatının inceliklerini anlatan Menekşe Bilgiç, Tezhip motiflerini cama aktarma fikri, Osmanlı döneminde camda kullanılan Çeşm-i Bülbül sanatının aslında İtalya'ya ait filigrana tekniği olduğunu öğrenmesiyle ortaya çıktığı bilgisini aktararak şu ifadelere yer verdi:
“Cam sanatını mozaik minyatürü tezhip ile harmanlıyorum ama camda fark olarak benim yaptığım şey dünyada ilk defa tezhip sanatı motiflerini cama aktardım. Alevde bu anlamda da yurtdışında, İtalya'da tanınıyorum. Tabi bu süreç kolay olmadı uzun zaman aldı ama bilirsiniz çizgili teknik olan Çeşm-i Bülbül sanatı vardır. Bu sanat Osmanlı'ya mal edilmiştir ancak bu böyle değildir. Osmanlı döneminde sadece seri üretime geçilmiştir. Bu sanat aslında İtalya'ya ait bir tekniktir adı filigranadır ve 1850’lerde Osmanlı döneminde ülkemize İtalyan’dan sanatçılar getirilmiştir. Burada atölyelerde öğretilmeye çalışılmıştır. Teknikler içerisinden filigrana tekniği bize uygun olarak seçilmiştir. Tabi bizim ustalar bu tekniği yapamamıştır. Sonra ustalarımız İtalya'ya gidip eğitim almışlardır. Oradaki atölyelerden öğrendikten sonra burada da seri üretime geçilerek Çeşm-i Bülbül adı verilmiştir.”
''ÜLKEM ADINA BİR FARK YARATMAYI HEDEFLEDİM''
16 yıl önce cam sanatına başladığında bu gerçekliği öğrenen Bilgiç, “Bize ait olmayan bir şeyi neden ‘Biz yaptık, biz ürettik, biz bulduk diyoruz?’ diye düşününce açıkçası biraz rahatsız oldum. Evet o dönemde üretmişiz ama bizim buluşumuz değil. Buna bağlı olarak ‘Bir şey yapmalıyız’ cama bir şey katmalıyız. Eğer ben bu sanatı yapacaksam ülkem adına bir fark yaratmalıyım diye düşündüm. Geleneksel olanı cama aktarırsam bizi simgeleyen bir şeyler olur ve bizi temsil eder diyerek yola koyuldum.
Sonra da tezhip çizim dersleri almaya başladım. Bu dersleri cama aktarmam 3 yılımı aldı. Ben Sağlık Bakanlığından emekliyim. Çalıştığım dönemlerde hafta sonları 17 saat ateşte kaldığım oluyordu. 2 kez ateşte uyudum başım düşerken uyandım. Yani ciddi bir emek verdikten sonra teknikerler üzerinde yoğunlaşarak tezhip motiflerini cama aktardım. Bu süre zarfında İtalya, Almanya, Amerika, İngiltere gibi dünyaca ünlü sanatçılardan eğitim aldım. Mine, mozaik birçok konularda ders aldıktan sonra hepsini bir araya getirerek bir şeyler çıkarmaya çalıştım. Dolayısıyla ülkem adına bir fark yarattığını düşünüyorum. Türk sanatçı olarak yurtdışında tanınmak beni çok mutlu ediyor. Türk kültürünü farklı bir sanat dalıyla dünyaya tanıtmak istiyorum" dedi.
Çalışmalarının yanı sıra sanat eğitimi de veren Bilgiç, "Sanat, hayatın her alanında var olan bir şeydir. Bilgi bir yerden değil, her yerden alınmalıdır" dedi.