HABER:AYBALA ALMİNA MELEK
TİMBİR, Azerbaycan Kültür Bakanlığı ve Azerbaycan Türkiye Evi iş birliğinde gerçekleştirilen ‘Ankara Forumu’nda Azerbaycan ile Türkiye’nin kültür ve sanattaki ortak değerlerine vurgu yapıldı.
‘Tek millet iki devlet’ ile ortak değerlerin öne çıkarıldığı forumda, ekonomik iş birliğinin de önemi üzerinde duruldu.
Açılış konuşmasında Batı Azerbaycan’da yaşanan kültürel katliama vurgu yapan ATEV Genel Sekreteri Toğrul Allahverdili, “Türkiye Cumhuriyeti’ne teşekkür ediyoruz. Savaş döneminde ülkemizin yanında oldu. Azerbaycan, bütün sorununu halletti. Topraklarını, ana vatana kavuşturdu. Lakin Batı Azerbaycan’da farklı dönemlerde milyonlarca kardeşimiz sınır dışı edildi. Biz, Azerbaycan olarak tek isteğimizin Batı Azerbaycan’daki vatandaşlarımızın geri dönmesidir. Şu anda bu vatandaşlar ancak Ermenistan vatandaşı olursa geri dönebiliyor. Bizim davamızda yanımızda olanlara teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.
“BİRLİK OLDUKÇA TURAN’I DA KURARIZ”
Azerbaycan Basın Konseyi YK Üyesi Agil Alesger, gerçekleştirdiği konuşmada, “Bugün bizim yeni kızıl elmamız var. Batı Azerbaycan’da bir kültürel miras dağıtıldı. Orada sadece insanlar yurtlarından, yuvalarından kovulmadı. Orası darmadağın edildi. Yapılan camiler, saraylar yok edildi. Sergimizde bir Türk devletinin nasıl yok edildiğini görmek mümkündür. Düşman bize o kadar düşmanlık yaptı ki sadece canımıza değil, kültürümüze de mermi yağdırdı. Karabağ’da ve Batı Azerbaycan’da kurşun izleri var. Birlik olalım… Birlik olduk ve Karabağ’ı aldık. Birlik oldukça Turan’ı da kurarız.” ifadelerine yer verdi.
“MEDYA BİRLEŞİRSE TOPLUM BİRLEŞİR”
TİMBİR Başkanı Dr. Süleyman Basa ‘iki devlet bir millet’ söyleminin fiiliyata döndürülmesi gerektiğini belirterek, “Karabağ davasında Türkiye ile Azerbaycan birlikte hareket ederek bir zafer elde etti. Türkiye ve Azerbaycan, Karabağ’da askeri zaferin yanı sıra iletişim zaferini de kazandı. Azerbaycan ve Türk medyası bir araya geldi ve dezenformasyonu engelledi. Ermenilerin yalanlarını anlatabildik. Medya birleşirse halklar yakınlaşır, toplum birleşir.” dedi.
Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, iki devlette ‘kültür ekonomisi'ne dikkat çekerek, “Türkler yaşamaya karar verdiği gün dünyayı o zaman hizaya getirecekler. Kültür sanat ekonomisiyle birlikte, kavuştuğumuz toprakları ekonomiyle buluşturacağız. Hepimiz birbirimizin hikayesine dahil olacağız, bir millet iki devlet olmanın konforunu göstereceğiz. Bugüne kadar ihmal ettik. Sanayi olmazsa olmazımız ancak orada yüzde 80 ithal ediyoruz. Ancak kültür ve sanatta ürettiğiniz her şey o topraklara kazanç olarak geliyor. Ortak kültür değerlerimizi buluşturacağız. Toprağın altındaki ekonomiden ziyade, toprağın üzerindeki birikimimize ihtiyacımız var. Oradaki mezar taşlarındaki yaşanmışlıklarımızı aktaracağız. Gelecek nesillere bırakacağız. Yaşanmışlıklardır toprağın üzerindeki hikmet… Azerbaycanla Türkiye olmaya devam edeceğiz. İlimiz bir, ailemiz bir, yolumuz bir… Aynı arzu ile kıyama kalkacağız. Bu toplantının da bir ekonomi oluşturmasını arzu ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Ayvazoğlu, “Azerbaycan ve Türkiye’ye halklarının kadim bağları çok güçlüdür, binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Dil konusunda da büyük bir benzerlik vardır. İki dil de aynı aile grubundadır. Adı geçen ortaklıkların temeline ‘kardeşlik’ vurgusunu koymamız gerekir. Bir millet, iki devlet denilince siyaset anlaşılsa bile kültür, dil ve sanatın benzerliği söz konusudur. Düğünler, kına geceleri, kız görme; bayram kutlamaları gibi kültürel değerler benzerlik gösterir. Atasözü ve edebiyatta da benzerlikler mevcuttur. Her iki toplumda da ortak kültür olarak sahiplenilmiş ve aktarılmıştır. İki ülke de İslam’ın etkisi altında olup Ramazan ve Kurban bayramları önemli günlerdir. Nevruz Bayramı da geçmişten günümüze ulaşan ortak değerdir. Azerbaycan ve Türkiye eğitim alanında da birbirine yakındır. Akademik iş birlikleriyle birbirlerine daha da yakınlaşmaktadırlar. Azerbaycan ve Türkiye arasındaki kültürel benzerlikler, kardeşlik bağını da güçlendirmektedir. Bu ortak noktalar daha derin ve sağlam dostlukların oluşturmasını temenni ediyorum. Pek çok Somut Olmayan Kültürel Mirası’mızı da UNESCO’da görmekteyiz.” dedi.