Epeydir Politika Kasabasının Siyaset Bulvarında gezinmiyordum. Vardım baktım, işler karışık. Söz kendimle başlayayım; son dönemde sıkça dile getirdiğim hususlardan biri şudur: Siyaset altüst oldu. Klasik yol ve yöntemler terk edildi. Yeni bir ortam ve oyun kuruluyor…
Siyasette yeni dönemin başlama vuruşu 14 Mayıs 2023 seçimleri öncesinde 6 benzemezi bir araya getiren ‘masa’nın kurulması ile başladı; 28 Mayıs seçiminin ardından benzemezlerin birbirini benzetmesiyle son buldu. Ortada ne masa kaldı ne de 2 bin 200 eylemi içeren Ortak Politika Belgesi… Konu, üzerine kitap yazılacak kerte önemli ve uzun. Biz siyasette oluşan yeni sürece ve gelişen olaylara dönelim.
***
Bugün iki isim üzerinde durmak istiyorum; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve partisini kapatarak CHP’ye iltihak eden Mustafa Sarıgül…
***
Akşener; CHP’den aldığı, (Dikkat! CHP’nin verdiği demiyorum; çünkü bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’na gidip istemiş ve almıştır) 15 milletvekili ile siyaseten ayakta hatta hayatta kalmış ve seçimlere katılma hakkını elde ederek bugünlere gelmiştir.
2018 yılı Nisan ayında İYİ Parti’ye geçen bu CHP’liler, dönemin CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un deyimiyle “15’liler”, görevlerini tamamladıktan sonra ağlayarak terk ettikleri yuvalarına gülerek geri döndü. 30 gün bile sürmeyen bu operasyon Türk siyasi tarihinde bir dönüm noktası olarak yerini alacaktır. Bu da kitabı yazılası türden bir gelişmeydi. Geçelim…
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisini Cumhurbaşkanı Adayı yaptırmak için kurduğu artık netleşen 6’lı Masadakiler, birilerinin gazıyla seçimi yüzde 60’lık oy oranı ile kazanacaklarına o kadar inanmıştı ki; Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin “6’lı değil 26 masa kurun seçmen listelerini tarayalım. 62 milyon seçmeni inceleyelim, bu konuda masa kuralım. 26’lı masa kuralım, sandıkları mutlaka kontrol altına alalım” çağrısını duymazdan geldiler. Gerçi daha sonra Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ı göndermek için gerekirse 26’lı masa kurarım” gibi bir söz etti ama bunun kıymeti harbiyesi kalmamıştı…
***
Meral Akşener’e dönecek olursak; baştan sona Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına ‘sizinle kazanamayız’ diyerek karşı çıktı. Bu, ne kadar tutarlı bir siyasi tavır olarak görülse de masadan 3 Mart’ta kalkıp 6 Mart’ta oturması tüm sihri bozdu. Yüzde 16’larda görünen partisi yüzde 9.68 oy aldı.
Bu koşullarda toplanan İYİ Parti Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma ve ardından 26 Ağustos’ta Afyonda yaptığı konuşma ile dünün üzerine bir çarpı attı. Daha sonraki konuşmalarında net biçimde ifade ettiği gibi, “Yerel seçimlere kendi adaylarımızla gireceğiz, ittifak yapmayacağız” diyerek Politika Kasabasının gündemini değiştirdi…
***
NOT: İttifak değil ama iş birliği olmadan hiçbir parti istediğini alamaz. Akşener-İnce görüşmesi farklı partiler arasında gerçekleşecek muhtemel iş birliklerinin başlangıcı olmuştur…
Son söz: Meral Akşener, siyaseten gözünü karartarak büyük oynamaya, birilerine yerini ve oy oranını hatırlatmaya, yeni iş birlikleri ile yeni siyaset düzeninde yerini almaya oynuyor…
MUSTAFA SARIGÜL’ÜN AMACI NE?
CHP, Politika Kasabasının ilginç olduğu kadar neticesi öngörülemez ayrışmaların ya da ittifakların partisi halini aldı. 28 Mayıs sonrası adeta bir meydan muharebesi başlamıştı! Öyle ki; savaş sadece siyasiler arasında değildi, muhalif medyanın deve dişi gibi isimleri de kılıç-kalkan ekibi kıyafetini giyip inmişti meydana! Doğal olarak bir “Kılıçdaroğlu’cular” ve “İmamoğlu’cular” saflaşması başlamıştı. Kavga büyüdükçe CHP’liler partisine küsmeye, kamuoyu ‘bunlar neyi paylaşamıyor’ sorgulamasına başlamıştı. Şu an, sustular ve işleyen kurultay süreciyle kavga donduruldu…
Son dönemde söylemleri ve eylemleriyle CHP içinde öne çıkan, dikkat çeken bir isim var: Mustafa Sarıgül. Kâh tahta setlerin üzerinden aşarak engel tanımazlık videoları çektirdi, kâh can Erzincan’ın üzümü, ceviziyle siyasi mesajlar verdi.
Bugün geldiği nokta, (ekibinde büyük sorun var dese de) tavizsiz bir Kemal Kılıçdaroğlu taraftarlığı. Öyle ki; Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’in şahsında parti örgütüne şu mesajı veriyor:
- Kılıçdaroğlu'na CHP'nin her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Kılıçdaroğlu genel başkanlıktan ayrılırsa CHP baraj altı kalır…
***
NOT: Hem Kılıçdaroğlu ekibini eleştiren hem de ‘Kılıçdaroğlu’suz olmaz’ diyen bu sözlerin bir anlamı olmalı…
Son söz: (Kayıt altına almış olayım) Gelecekte CHP Genel Başkanlığına aday olmayı ve böylece yarım bıraktığı bir işi tamamlamayı planlıyor (olabilir).