Parkın içi iyi gidiyor da dışı düşünülmemiş. Yayalar araba yolundan yürümek zorunda kalıyor, otobüs duraklarının durak işaretleri yok, bazı metro giriş-çıkışları dahil kapatılan geçişler, kafası kesik tavuk gibi oradan oraya koşturuyor Ankaralılar’ı.
Güvenpark’ta Ağustos ayında başlatılan, parkın da gerçekten ihtiyacı olan tadilat, günde binlerce değil, sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar yüzbinlerce kişinin geçtiği güzergahı eziyet parkuruna çevirdi.
PARAVAN ÖTESİ KARGAŞA
Kaldırımların dışına kadar inşaat paravanları çekildiği için yayalar yoldan, araç trafiğinin içinde yürüyor. Yola taşan paravanlar nedeniyle bekleyenler de gelip geçenler de yolun bir şeridini dolduruyor.
İnsanları göre göre o şeritten gitmeye çalışan ahşap beyinli sürücüler, bir de korna çalıyor utanmadan.
Otobüs duraklarının tabelaları konmamış, her gün bindiği durağı soruyorlar birbirine. “Buradan biniyordum ama..” diyor öğrenci kızımız, otobüsü uzak durağa yanaşınca koşuyor bavulunu çekiştire çekiştire. Havaalanı servisini soruyor uçağına yetişmeye çalışan, bilen çıkmıyor nerede durduğunu.
HER GÜN YÜZBİNLERCE MAĞDUR
Güvenpark içinde dolaşınca küçük ama etrafını dolaşmak zorunda kalınca uzun mesafe yürünüyormuş. Kapatılan metro giriş-çıkışları da başka bir uzun yürüyüş nedeni. Paravanları dolaşana kadar kan ter içinde kalmış yaşlıların aralıksız şikayetlerine kulak misafiri olduk. Bize bile zor geldi, şikayetlerinin her cümlesinde haklıydılar.
Paravan arasındaki boşluktan içeri baktık, yola yakın kaldırım düzenlemesi bitmiş, çoktan açılabilirmiş aslında. En önce bitirilmesi gereken yer.
Metro giriş-çıkışları da öncelikli bitirilmeli, biten de hemen açılmalıydı.
Kumrular ve Milli Müdafa Caddeleri’ne geçiş güzergahı açılmalı, sonrasına devam edilmeliydi. Yüzbinlerce kişiye böyle bir eziyeti yaşatamazsınız.
Yine paravan arasında baktığımızda 3 kişi gördük parkta çalışan. Dua ettik; göremediğimiz kısımda çalışan vardır inşallah diye.
Keçiören metro girişinin düzenlemesi için çoğu kapatılmıştı parkın, iki tadilat üst üste, hiç olacak bir iş değilmiş.
İNSANA BAKIŞ DA TADİLATA ALINMALI
Güvenpark’tan değil, insana bakış açısından bahsediyoruz aslında.
Belediyeler tabii ki kendilerinden şikayet edilmesini istemez, yaptıkları hizmetin olumlu katkı sağlamasını bekler. İşi insani ilişkiler olmayan inşaat şirketine bırakırsanız Ankaralı’nın yaka silktiği böyle duyarsızlıkların sonu gelmiyor.
BAŞINDA DURACAKSINIZ.
İnşaatı kendi haline, vatandaşı kendi haline bırakmayacaksınız. Önceki yönetimin umurunda olmayan bir konuydu vatandaş mağduriyeti, şehrinden nefret ettirdi Ankaralı’yı.
Güvenpark konuşmuyoruz, insan yerine konmakla ilgili konumuz. Şehrin ve Kızılay’ın göbeğinde de görünmüyorsak nerede görülebileceğiz?
Bütün belediyelerin bütün hizmetleri, ‘önce insan’la başlamalı. Taş ve çimentoyla muhatap müteahhit ya da işçinin, sosyolojik bir sorumluluğu yok ki bu kurala uysun.
Geçmiş tecrübelerinden bıkkın Ankaralı’ya, geçmiş duyarsızlıkları hatırlatan örneklere dönüşmüş Güvenpark tadilatı.