Lahmacun küreğiyle ağzına vururlar adamın, “22 buçuk yıl sen ne yaptın?” diye. 22 buçuk yıl Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmamış gibi, bir de Ankara’nın birikmiş devasa alt ya da üst yapı sorunlarını eleştiriyor sosyal medyanın da ünlüsü Melih Gökçek. Hiç millete yararlı bir siyaset değil bu, siyaset de değil aslında, ergen kavgası. Bu şehir kadar bu boş ağız dalaşı kavgalardan bıkmış, yılmış başka bir büyükşehir yoktur.
Haziran ayı boyunca süren anormal yağışlar, başkentin altyapı eksikliğiyle ilgili tartışmaları tetiklerken hafızamızı da canlandırdı. Bir şehre su getirmeniz gerektiği gibi, suyun tahliyesini de planlamanız gerekir. Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana başkent için bu planlar yapılıyordu,
Doğrusu iptal yanlış proje
1936’da yapılıyor Ankara’nın ilk su planı. O plan, 1960’lara kadar getiriyor başkenti. 1968’de, Amerikalı Camp-Harris-Mesara ortak girişimine ‘Ankara İçmesuyu Master Planı’ hazırlatılıyor. O plana göre Gerede Suyu’nun birinci aşaması 2007 yılında bitirilip, çeşmelerimizden akması gerekiyordu. Ocak ayında Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Tünel çalışması bitti” demişti ama nedense su hala gelemedi.
Çünkü 12 Mart 2004’de, Hazine Müsteşarlığı’yla Japonya arasında kredi anlaşması imzalanacakken Melih Gökçek, “Su kaynağımız yeterli, önceliğimiz metro” diyerek karşı çıkmış, imzaların atılacağı gün, Japonlar’ın şaşkın bakışları arasında anlaşma iptal edilmişti.
DSİ’nin iptal edilen projesi yerine ASKİ projesi getirilmiş, 9 kilometre 600 metrelik tünel, 31 kilometre 600 metreye çıkartılmış, 2014’de bitmesi gereken bu yanlış proje, hala gelemediğine göre kendi suyunda boğuldu galiba. Maliyeti, dudakları defalarca uçuklatır rakamlara ulaştı.
Bolca sülfatlı Kızılırmak suyu içtik
Bu projeye odaklanmak gerekirken bir de baktık Melih bey bizi düşünmüş, Kızılırmak’tan 130 kilometrelik üç hat halinde, planda, projede olmayan su bağlıyor Ankara’ya. Borulardaki kiri pası da çözen bolca sülfatlı, sodyumlu, klorür ve alüminyumlu, 1968 raporunda bile ‘arıtılamaz’ denen suyu getiriyor. İçme suyuna harmanlanan bu su, borular gibi bizim de tahliye organlarımızı, ishal yoluyla temizliyordu.
Suyu getiremediği gibi şehirden de götüremeyen bir başkenttik. Keçiören, Mamak, Çankaya başta olmak üzere kentin her yerinde gerek yağış gerek kanalizasyon kanallarıyla tahliye sorunu vardı. Fazla suyu atamayan bir alt yapı ile azıcık yağmurda Meşrutiyet Caddesi’nde bile karşıdan karşıya geçemiyorduk. Melih bey, söz verdiği gibi, az yağsın çok yağsın, Ankara’ya denizi getirmişti.
Suyunu çalıyorduk
Mansur Yavaş ile Ankara Büyükşehir Belediyesi, 22 buçuk yıldır bekleyen bu altyapıya el attı. Kızılcahamam, Elmadağ gibi ilçelerin, aslında suyunu çalıyordu Ankara. 2 bin yıl önce Roma İmparatorluğu, 130 yıl önce Osmanlı’nın Abidin Paşa valiliğinde Elmadağ’dan getirilmişti içme suyu. Bugün suyunu aldığı o ilçelere içme suyu götürmeye çalışıyor Belediye.
21. Yüzyıl’da tuzlu su içmek zorunda kalan Polatlı’ya, suyunu aldığımız Elmadağ’a, Kızılcahamam’a, Çubuk’a Akyurt’a, Mamak’a Gölbaşı’na, Bala’ başta olmak üzere köylere, beldelere içme suyu ulaştırmaya çalışıyor Büyükşehir Belediyesi. Merkez’de biriken suyu tahliye etmeyi planlayan devasa projeleri geliştirip, uyguluyor.
Vatandaş yerel seçimi bekliyor
Her şeyin aşırı pahalandığı dönemde suyun fiyatını yüzde 50 ucuzlatacak, bu yatırımların önünü kesecek önerge vererek kabul ettiren Belediye Meclisi üyelerimizi, önümüzdeki yerel seçim bekliyor. Çalışmaları aksatacak bu türden girişimlere vatandaşın tepkisi çok sert olmuştu. Hizmetin önünü kesen ilkel siyasetin modası geçeli çok oldu.
Böyle hayati altyapı sorunları olan hele de başkentin, siyasetin ergen kavgalarına zerre tahammülü kalmadı. 750 Milyon dolara Ankapark diye bir çöplük yaratmak, kaynaklarını 22 buçuk yıl amacından başka yerlere sarf etmek, sonra da bu ergen ağzıyla siyasete devam edilmesini, Cumhuriyet’in ilk günüden beri hak etmedi Ankara.
Susmalı artık Gökçek
Suyunu getirmek ve götürmek için süren projeler yanında, yenilerini açıklayacak Büyükşehir. Hizmetin yanında duran, sorumlu bir Belediye Meclis’inin destek olacağını umuyoruz.
Melih Gökçek, kafayı nereden çıkartacağını gözden geçirsin, artık uygun olmayan yerlerde görünmemeli silüeti.