Ruhunla hisseder bedeninle ruhunu beslersin dokunmak kucaklaşmak başını emin bir omuza koymak ve elinden tutarak yan yana oturmak.
Bilmek başka, hissetmek başkadır. Hayatımızı bildiklerimiz değil, hissettiklerimiz yönetir daha çok. His dünyamızın en değerli varlıkları da annelerimizdir. “Anne!” sözünü duyunca, aklımızdan çok kalbimiz çalışır. Öyle ki, “Bana dünyayı tek kelime ile anlat” deseler, kesinlikle “Anne” derim
Anne toprak demektir. Bizi dokuz ay karnında taşıyıp hayata armağan eden anneler toprak gibidir. Toprak gibi karnında yaşatır, toprak gibi doğurur, toprak gibi koynunda büyütür… Minerallerini, suyunu, kokusunu bize verir. Bizde yetişip meyvelerimizi veririz .
Anne kişisel tarihimiz demektir. Doğduğumuz andan itibaren bütün yaşamımıza şahitlik yapar anneler. Bebeklik, çocukluk, ergenlik ve gençlik öykümüzün en önemli karakteridir onlar. Kimi zaman kahkahaların, kimi zaman kızgınlıkların, kimi zaman da gözyaşının içinde hep o vardır.
Anne demek kocaman bir yürek demektir. Anne-evlat ilişkisi akılların değil, yüreklerin buluşma yeridir. Anne yüreği bir başka çalışır. Göründüğünden daha büyüktür. Yüreğinin her hücresinde evladı saklıdır. Öyle ki, biz o yüreği incitsek de sever; hoyratça davransak da sever; hatırını sormasak da sever… Severken keşkeleri yoktur anne yüreğinin
Anne demek teslim olmak demektir. İlk olarak ona güveniriz, ona bağlanırız. Onu gördüğümüz andan itibaren karnımızın doyacağını, altımızın temizleneceğini, bir yerimiz ağrısa hemen ilgilenileceğini hissederiz. Hayata ve insanlara karşı duyduğumuz güvenin perde arkasında annemiz vardır. Başkalarına duyduğumuz güven aslında annemize duyduğumuz güvendir. Kopyalayıp çoğalttığımız güven duygusuyla başkalarını hayatımıza sokarız.
Anne demek, güvenli çatışma alanı demektir. Bütün huysuzluklarınızı, öfkenizi ilk ona yansıtırsınız. Delilik çağlarımızın en çok tepinme alanıdır annelerimiz… Bağırırsınız, tepki gösterirsiniz, eleştirirsiniz, suçlarsınız… Size kimi zaman susarak, kimi zaman kızarak tepki verse de bilirsiniz ki, en güvenli alandır anne yüreği. Gerçek anlamda hiçbir zaman size zarar vermez.
Anne demek konfor demektir. Yaşınız ne olursa olsun o sizin için düşünür; sizin için hisseder; sizin için yapar. Arada hayatınıza karışıyor diye kızar gibi yaparsınız ama içten içe de bu konfordan hoşlanırsınız. Büyümüş olmanız onun umurunda değildir. Daha doğrusu yüreğinde değildir. Onun yüreği, takvim yaşınızla ilgilenmez.
Anne demek şımarmak demektir. Kimseye kolay kolay şımaramazsınız ama annenize şımarmak kolaydır. Yaşınız kaç olursa olsun rahatlıkla çocuklaşabilir, şirinlikler yapabilir, kucağına yatıp yanağınızı okşatabilirsiniz. Yanağından alacağınız küçücük bir makasla muzip bir sohbeti başlatabilirsiniz.
Anne demek canını feda etmek demektir. Tehlikedeyseniz iki kere bile düşünmez; kendini riske ilk o atar. Gözü karadır, kendinden daha büyük düşmanın bile üstüne yürür.
Evlatlara birkaç hatırlatma…
- Annenizin ömrünü uzatmak istiyorsanız, yüzünüze ve gözbebeklerinize kalbinizden geçen sevgi ve gülümsemeyi kondurun ve onlarla öyle konuşun. Dokunun, öpün, sarılın… Bunu her fırsatta yapın.
- Size bir şey anlatmak istediğinde, ne anlatacağını bilseniz bile susun, dinleyin.
- Sizden bir şey yapmanızı ya da yapmamanızı istediğinde hemen karşı çıkmak yerine biraz durun ve düşünün. Sizin hayatınızı ciddi anlamda değişikliğe uğratmayacaksa bu isteklere duyarlılık gösterin. Hepsine tepkisel bir şekilde karşı çıkmak yerine, hangilerine dikkate alabileceğinizi düşünün.
Anne yaşarken hep hayatınızda var olacak sanırsınız bir gün göçüp giderse işte o gün ruhunuzdan bedeninizde kocaman bir parça kopacak ve kendinizi hep eksik hissedeceksiniz…