Ülkemizin ekonomik koşulları her geçen gün ağırlaşıyor. Asgari ücretle çalışanlar ve emekliler, temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlanıyor. Bu durum, toplumsal vicdanı derinden sarsıyor. Bugün, asgari ücretin insanca bir yaşam standardını karşılayamadığı gibi en düşük emekli maaşının da bu seviyenin altında kalması büyük bir adaletsizlik yaratıyor.
Bir ömür boyunca çalışan ve emekliliği hak eden vatandaşlarımızın, asgari ücretin altında bir gelirle yaşamaya mecbur bırakılması kabul edilemez. Hem çalışanların hem de emeklilerin, insanca bir yaşam sürebilmeleri için temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir gelir seviyesine ulaşmaları şarttır. Bu nedenle asgari ücretin insanca yaşanabilir bir seviyeye çıkarılması ve en düşük emekli maaşının asgari ücrete eşitlenmesi gerekmektedir.
Bu sorun yalnızca ekonomik bir mesele değildir; aynı zamanda toplumsal adalet ve eşitlik meselesidir. Gelir dağılımındaki adalet, toplum huzurunun en önemli temellerinden biridir. Aksi takdirde, toplumsal adalet duygusunun zedelenmesi, ekonomik krizlerin etkisini daha da artıracaktır.
Yetkililere bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Yeni yılda yapılacak düzenlemelerle, geçim sıkıntısı çeken milyonlarca insanın yükünü hafifletmek için adil bir düzenleme yapılmalıdır. Asgari ücret ve en düşük emekli maaşı arasındaki bu eşitsizlik bir an önce giderilmelidir.
Unutulmamalıdır ki, adaletli bir düzen olmadan ne toplumsal huzur sağlanabilir ne de refah artırılabilir. Çalışanlar ve emekliler insanca bir yaşamı fazlasıyla hak etmektedir. Bu, yalnızca vicdani bir sorumluluk değil, aynı zamanda devletin temel görevidir.