Büyük Taarruz harekâtı sonucu Türk Ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir’e 9 Eylül 1922’de girmesi; Mudanya Ateşkes Anlatması ve sonrasında Lozan Barış Antlaşması’na uzanan süreci başlatması dolayısıyla Milli Mücadelenin sona ererek Türk Milletinin kurtuluşu ve bağımsızlığını elde edişinin simgesi olmuştur.
Sadece Ege’nin değil tüm ülkenin incisi İzmir diğer kardeşleriyle birlikte ilelebet bizimdir ve bizim olarak kalacaktır.
Merak etme ATAM İzmir’de seni seviyor, bundan hiç şüphen olmasın. Bunu yıllardır zaten tüm dünyaya gösterdi.
Bak Atam bu konuda rahat uyuyabilirsin de başka öyle bir şeyler oldu ki duysan eminim rahatın da kaçar uykun da kaçar… Atam söylemeye dilim varmıyor, hani şu bin bir güçlükle savaşarak kurtardığın, kurduğun ve bize emanet ettiğin Türkiye Cumhuriyeti var ya o artık yok. Tam öyle değil ama senin yıkmak için onca çaba sarf ettiğin krallık yeniden kurulmak isteniyor ATAM.
Çok üzgünüm, senden çok özür dilerim. Sadece senden değil tüm atalarımızdan da özür dilerim. Yeniden ta en başa döndük iyi mi? Hani olmaz ya mucizeler yüzyıllar öncesinde kaldı biliyorum. Ama diyorum ki, bir kalksan da gelsen, bi el atsan da yine eskiden olduğu gibi ülkemi yeniden düzlüğe çıkarsan çok mu şey istemiş olurum acaba?
Aslında yapmayabilirsin, sana asla kızamam, küsemem. Ama söz Cumhuriyete, senin kazanımlarına ve emanetlerine bu sefer çok sıkı sarılacağız. Çünkü artık gördüm, itibarımız sıfırlandı. Komşu ülkelerle aramızı bir türlü düzeltemiyoruz. Verimli topraklarımız olduğu halde hiçbir şey üretemiyoruz, her şeyi dışarıdan ithal ediyoruz. Biliyor musun ATAM köylü milletin efendisi de değil artık.
“Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” demiştin ya… Artık o hekimler de işi ticarete döktüler, hastaya artık müşteri diyorlar biliyor musun? Üstelik dışarıdan ithal doktorlarımız var artık ve onlar başköşede oturuyorlar maalesef ATAM.
Hani öğretmenlere “Yükselen yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” demiştin ya… Demeyeydin keşke. En acısı da eğitim sisteminin çökmesi oldu be ATAM. Zaten biliyor musun ne olduysa ondan sonra oldu. Bilinçli olarak eğitim çökertilince arkasından her şey çorap söküğü gibi geldi.
Ah daha neler oldu da ATAM utanıyorum her şeyi sana arz etmeye. Hem daha fazla yüreğim de kaldırmıyor artık. Gün be gün ezberlerin bozulduğunu, olmaz dediğimiz ne varsa her şeyin bal gibi de olduğunu görmeye yüreğimin gücü yetmiyor artık.
Ah sarı saçlım mavi gözlüm bi gelsen, bi toparlasan bizi yeniden…
Neyse olmaz biliyorum, öylesine benimki ham hayaldi sadece. Hayallerime de ambargo koyamazlar ya!.. Hem hayal kurmak gelecek güzel günlerin ön izlemesiymiş, bunu da bilin istedim.
Sevgili ATAM ruhun şad, mekanın cennet olsun inşallah…
Sen bana bakma RAHAT UYU ATAM…
Emine Baştuğ 09 Eylül 2018