Azerbaycan Cumhuriyeti’nin 100.yılı

Eflatun Neimetzade

Türk İslam Ordusu Azerbaycan’ı düşmandan kanı pahasına temizledi. Bu tarihi günde Türk Ordusu kardeş Azerbaycan’a siper oldu. Ermeni-Rus-Britanya güçleri şanlı Türk Ordusu önünde dize getirildi.

Azerbaycan’ı teslim edeceğini aklının uçundan geçiremeyen, içine sindiremeyen Antanta Ordusunun (Britanya) Bakü Temsilcisi Dentstervil’in Harbi gemiyle önce Güneye, daha sonra Türkmenistan kıyılarına gidişi;  uçsuz, kum tepeleri koynunda asilerce, vahşice, hünkârca ve faşistçe 26 Bakü Komissarlarını (bakanlarını) kurşuna dizmeyi; Büyük Britanya Ordusunun ikiyüzlü, sömürgeci ve katil yüzünü bir daha dünyaya göstermiş oldu.

Osmanlı Kafkas Ordusunun Bakü’yü azat etmesiyle işi bitmedi. Bakü’den dışarıya fırlayan Ermeni-Hıristiyan terörcü kuvvetleri Azerbaycan il ve köylerinde vahim, hayallere gelmeyen yeni katliamlar yaptılar. Yaralı Ayılar gibi karşılarına çıkan her insanı, çocuğu, ihtiyarı, hamile kadınları sokaklarda, evlerde, tarlalarda kurşuna diziyor, genç kızlara tecavüz ediyor, ilker yollarla başları, elleri, ayakları kesiyor, handeye atıyorlardı. Evler yakılıyordu, kuyulara mermiler atılıyor, samanlar ateşe veriliyor, hayvanları bile diri-diri yakıyorlardı. Canını kurtaran Türkler kendilerini ormanın derinliklerine atıyor, saklanıyordu. Geride kalanlar öldürülüyordu. Bu haber Ordu Kumandanlığına ulaştı. Buna göre de İslam Kafkas Ordusu Kumandandan yeni bir emir Osmanlı Ordusuna ulaştı. Cemil Cahid Bey’in kumandanlığı ile 5. tümen Garabağ’a, Süleyman İzzet Bey’in Kumandanlığındaki 15. tümen ise Dağıstan’ın kurtuluşu için yola düştüler.

GARABAĞ’DA KANLI SAVAŞLAR

Ordu Garabağ’da zor bir düşman direnişi ile karşılaştı, fakat Osmanlı Ordusunun gücünü, azimle savaştıklarını Bakü’de gözleriyle gören asiler silahlarını bırakıyor, toz oluyordu. Fakat direnenler de oldu. Eylülün 25’den Garabağ’a dâhil olan ve sert savaşları bastıran Kafkas İslam Ordusu Ekimin 4’de Eskeran’ı, 8’de Goranboy’u, Şuşa’nı, 18’de Ağbulağ’ı, Kaladeresi’ni Ermeni (taşnak, hıncak, Bolşevik)-komunnacı kuvvelerden azat ettiler. Düşman büyük kayıplar verdi, savaşlarda Mehmetçiğin yine kanı aktı… Ekimin 19’da büyük savaşlardan birisi de kanlı bitti ve Akbulak etrafında Ermeni destelerinin direnişi de zaferle sonuçlandı. Savaşlarda zafer dalınca zafere ulaşan Osmanlı Ordusu çevrede korku ve dehşet yarattı; düşman Batı devletlerine müracaatta bulundu, böyle gitse Osmanlı Kafkas Ordusu tüm Kafkas’a sahiplenecektir diye, ateşkes ilan ettiler.

Ermeniler yüzlülük yaparak Batı devletleri temsilcileri önünde diz çöktüler: “Aman bizi Osmanlı Ordusundan kurtarın” dediler.

1918 yılı Ekim ayının 30’da Büyük Britanya ve Türkiye temsilcileri masaya oturmalı oldular. Mundros’da, Büyük Britanya ve Türkiye temsilcileri arasında barış protokolü imzalandı ve Osmanlı Ordusu Silahlı Kuvvetlerini İran, Kilikiya, Güney Kafkas ve Dağıstan’dan çıkarmalı oldu. Azerbaycan Ordusu, 1920 yılında Garabağ’ı düşmandan azat etmeyi başardı.

BÜYÜK DEVLETLER DİZ ÇÖKTÜLER

Büyük Britanya, Rusya ve Ermenistan-Hıristiyan Ordularının Azerbaycan’ı işgal etme, etnik temizleme yapma planları suya düştü, niyetleri baş tutmadı. Fakat bu tarihi savaşlarda Osmanlı Ordusundaki Mehmetçiklerin kanı aktı…

Azerbaycan halkı adaletli, samimi, hayırsever, barışçıl Türk insanlarıdır. Milletimize uzanan yardım ellerini hiç zaman unutamayız. Büyük kahraman Kazım Karabekir Paşanın yaptıklarını asırlar geçse bile halkınız unutamaz, onun ruhu içimizde, duygularımızda, akan kanımızda dolaşıyor. Burada hatırlatalım, Türk Ordusunun Kazım Karabekir Paşanınm Kumandanlığı altındaki başka kuvvetleri de iki defa, 1918 ve 1920 yıllarında Naxçıvan’ı, Ermeni ve onların havadarlarının tecavüzünden kurtarmış, Naxçıvan’ın Azerbaycan’ın terkibinde kalmasını sağlamıştır. Göstermiş olduğu kahramanlığı Naxçıvan halkı da unutmadı, Karabekir Paşanın yüce heykelinin açılış kurdelesini Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’in kendisi kesmiştir. Yani, Karabekir’in ruhu ile canlı siması da her gün Naxçıvan insanları ile salamlaşır. Sayın Haydar Aliyev, Karabekir Paşanın heykelini yaratmakla onu Naxçıvan insanlarının ebediyen unutmamalarını da ima etmiştir. Hâlâ Halil Paşa, Cemil Paşa, Süleyman ve nice-nice Paşalar da aynen ruhumuzda, canımızda kalbimizin derinliklerindedirler. Onlar bizim onurumuz, şerefimiz, namusumuzdurlar.

ERMENİSTAN TOPRAKLARI AZERBAYCAN’A AİTTİR

İşte size resmi belgeler. Bunu daha önce de yazmışımdır. Türk Tarih Kurumu başkanı, Prof. Dr. Yusuf Halacoğlu: “Doğu’da Ermeni çeteleri 532 bin Türkü katletti… Van’ın Ermenilerin eline geçmesinde 100 bin, Kars’ın işgalinde 20 bin Türk katledildi…1914’te Erivan’ın yüzde 80’i Müslüman’dı (Azerbaycan Türkleri idi -E. N.). Buradan ve Tiflis’ten sürülenlerin sayısı 1 milyon 300 bini buldu. Bunlardan sadece 701 bini Anadolu’ya sağ ulaşabildi…” Tercihten sonra katledilen insan sayısının 410 bin olduğunu aktaran Halacoğlu, “öldürülen Müslümanlara (Azerbaycan Türklerine –E. N.)   ne ad verilecek? Bunu sözde soykırım iddialarını kabul eden Batı parlamentoların düşünmesi gerekir”, diye konuştu. (“Hürriyet”, 07. 01. 2008).

Sayın Halacoğlu’ya teşekkür ediyorum, çünkü bu olayı ben “Cevizoğlu” programında anlattım (30 Mart 2007) ve uyduruk Ermenistan devleti Azerbaycan topraklarında kurulduğunu vurguladım. Tepkiyle de karşılaşmadım, çünkü elimde kaynakçalar, belgeler vardı. Şimdi Halacoğlu gibi değerli tarih uzmanından da duyduğumda, içim rahatladı. Ermenistan, aslinde Azerbaycan topraklarını 1914-1921’yıllarında Rusların ve Antanta’nın yardım ve desteğiyle işgal etmiş, kendileri için devlet kurmuşlardı.  Belgeler ispat ediyor ki, bu topraklar Azerbaycan’a aittir.  

Azerbaycan’da dünyaya gelen yeni kuşak, gençler, okulda okuyan şagirdlerimiz, Türk Kumandirlerinin isimlerini iyi biliyor, anıyor ve şerefini yüce tutuyorlar. Çünkü Azerbaycan devletinin varlığı, topraklarımızda azat dolaşmağımız, bağımsız devletimize varmamız, bu yüce Türk paşaların cesareti, mertliği ve kahramanlıkları sayesinde olmuştur. Yabançı düşmanlarımız bizleri millet olarak yok etme planını uygulayacaklardı, fakat vahim plan uygulanamadı. Kafkas İslam Ordusunun gelişi Britanya, Rusya (Almanya da işin içindeydi) ve Ermenistan Silahlı Kuvvetlerini ezdi, bastırdı, yok etti, diz çöktürdü, geri kalanlarını da dışarıya fırladı.

Evet, biz Azerbaycan Türkleri bu tarihi olayı unutmamalıyız, unutamayız da.

MEHMETÇİKLER ÖLMEDİLER, EBEDİYETE KAVUŞTULAR

Azerbaycan halkının büyük oğlu, umum milli liderimiz, merhum Cumhurbaşkanımız, Ulu Önder Haydar Aliyev, 1918 yılında Azerbaycan’ın bağımsızlığı için şehit olan Mehmetçiklerin hatırasını yâd etmemiz için “Şehitler Xiyabanı’nın ta ilerisinde, “Türk Şehitleri” hatıra kompleksi inşa etmiştir. Azerbaycan’a gelen bütün Devlet Başkanları, devlet temsilcileri, diplomatları, ilk önce merhum Haydar Aliyev’in mezarını, “Şehitler Hiyabanı”nı ve “Mehmetçiklerin Mezarı”nı mutlağa ziyaret ediyorlar. Onlar bizim kanımızdır, onlar kardeşlerimizdir, onlar evlatlarımızdır ve Azerbaycan’ın bağımsızlığı yolunda canlarını ateşe atmışlardır, kahramanca şehit olmuşlardır.

Cumhuriyetimizin 100. Yılını devletimiz şerefle yad edecektir. Cumhurbaşkanımız, Sayın İlham Aliyev bu tarihi günde özel kararlar almıştır. Azerbaycan halkının varlığı yolunda canlarını esirgemeyen Mehmetçiklere Allahtan rahmet dilerim! Nur içinde yatsınlar. Şehitlerin kanı yerde kalmaz, onlar Azerbaycan Ordusu askerleri ile sırt sırta savaştılar, şehit düştüler…

Kahramanlar ölmüyorlar, ebediyete kavuşuyorlar.

Devamı vardır…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.