Ulu Önderimiz, Azerbaycan Devletinin kurucusu ve yaratıcısı Haydar Aliyev gerçekten de deha akla, derin mantığa, fevkalade siyaset bilimine yatkın, dünya siyasetinde müstesna ileri görüşlü, şerefli Türk evladıydı. Derin tefekküre, muazzam hayal gücüne sahipti. Bu özellik onu Büyük Atatürk’le aynı sefaya koyuyor ve her ikisi ender insanlardı.
Rahmetlik Haydar Aliyev Pekin’e resmi seferden Bakü’ye dönerken aniden talimat veriyor: “Ben kardeşim Nursultan Nazarbayev’i görmeden Bakü’ye gidemem.” Önceden planlanmadı bu sefer, Astana ile görüşülmedi… Nihayet uçak Astana Havaalanına iniyor. Öte yandan Nazarbayev şaşkın halde, “Benim neden haberim olmadı? Hemen karşılayın” talimatını veriyor. Sonunda iki ender lider, iki kardeş biri birilerine sarılırlar. “Ben Politbüro’da çalışırken sen beni görmeden geri dönmezdin, doğru mu?” Aliyev soruyor. “Elbette ki öyledir, diyor Nazarbayev, dikkatiniz hep Kazakistan üzerineydi. Türk devletlerinin bütün haklarını savunuyordunuz.” Politbüro Kazakistan’a Rus Kolbin’i atadığında sadece Aliyev karşı çıkmıştı, “O topraklar Kazaklara aittir, orada Başkan mutlaka Kazak olmalıdır”, demiş Haydar Aliyev ve Gorbaçov’a adeta meydan okudu ve sonunda bunun bedelini de ödedi, Politbüro görevlerinden şerefle istifa vermiştir.
Şimdi budur, Nazarbayev Türk dünyasında yüksek deneyimli, fevkalade dürüst ve Türklerin Babası gibi yegâne aksakal olarak dimdik duruyor. Onun Azerbaycan’a resmi ziyareti büyük coşku ve Bayram havasında geçmiştir. Büyük aksakalı fevkalade üst düzeyde, olağanüstü, şerefle karşılayan Cumhurbaşkanımız Sayın İlham Aliyev görüşte söyle dedi: “Burası sizin de evinizdir. Babamın aziz kardeşi benim de Ağabeyim ve aksakalım sayılır. Bizi ziyaret etmeniz bize onur, kıvanç ve şeref veriyor. Tarihte de bizler kardeş olmuşuz ve bu gün her alanda üst düzeyde sıkı ekonomik işbirliğimiz buna sübuttur. İleride daha büyük Projeler gerçekleştire biliriz… Size güzel malumdur ki Azerbaycan’ın topraklarının yüzde yirmisi düşman tarafından işgal altındadır. Evet. Nisan ayında birkaç köylerimizi geri ala bilmişiz. Ama biz barıştan yanayız, eğer topraklarımızdan gitseler ileride elbette ki ikili ilişkiler gelişe bilecektir. Çünkü Ermeni halkı büyük ekonomi sıkıntı içindedir; alcık, sefalet insanların ölümüne sebep olur. Biz komşularımızın firevan ve mutlu yaşamasını dileriz. Fakat siyasi İktidar halkını düşünmüyor, zorla iktidarı elerinde tutuyor. Biz tekrar ediyoruz – savaş istemiyoruz. Çünkü her iki taraftan gençler ölecekler. Biz dünya devletlerinden hukuku savunmalarını talep ediyoruz. BM almış olduğu dört karar vardır ve Ermenistan tarafı hukuku hiçe sayıyor, topraklarımızdan gitmek niyetleri yoktur. O zaman biz tüm Savunma gücümüzü kullanırız ve topraklarımızı geri almaya da hazırız”. Konuya hâkim olan Sayın Nursultan Nazarbayev ekran karşısından Bakü’den tüm dünyaya şu mesajı iletmiş oldu:
“Biz tüm dünya devletleri ile barış ve dostluk içinde işbirliği yapıyoruz. Ben şahsen Kafkas topraklarında barıştan yanayım. Bu gün Azerbaycan topraklarının işgali hepimizi rahatsız ediyor. Ermenistan devleti bunu güzel anlamalıdır ki, kardeş devletinin topraklarını işgal ediyor. Bu böyle gitmez, Biz BM almış olduğu dört kararın gerçekleşmesinin taraftarıyız ve Ermenistan Silahlı kuvvetlerin kendi topraklarına gitmelerinden yanayız. Böyle dostluk olmaz, barış ortada iken savaşa gerek yoktur. Ermeni halkı da zor şartlarda yaşıyordur. Bu insanlara yazık değil mi? Ben tekrar ediyorum ki barıştan yanayım ve BM almış olduğu kararlar gerçekleşmelidir ve Ermeni Silahlı Kuvvetleri kendi topraklarına dönmeliler. Her kes bunu böyle anlamalı ve bilmelidir.”
Kazakistan Cumhurbaşkanı, Sayın Nazarbayev’in dünya basınına vermiş olduğu beyanı dinlerken 55 milyon Azerbaycanlılardan biri olarak kurur ve kıvanç hisleri yaşadım. Hayaller beni eski Türk kavimlerindeki yaşamlarına götürdü. Oğuz destanından büyük aksakal Yüce Oğuz Kağan’ın tek kelimesi kural sayılıyordu bütün kavimler için. Baya da kavimler vardı, sayıları yirminin üzerindeydi. Bu kavimler arasında çeşit-çeşit azınlıklar da kendilerini Türk kavimi olarak görüyordu. Nazarbayev’in konuşması sırf Oğuz Kağan’ını konuşmasıydı sanki. Öyle samimi, saf ve dürüstçe konuşuyordu ki hayran kalmamak mümkün değildi. Daha sonra Bakü’nün güzel şehir olduğunu, Azerbaycan’ın dünyada artan nüfuzundan söz etti, Sayın İlham Aliyev’in devlet ve siyaset arenasındaki yüksek deneyimli, iyi lider ve devlet adamı olduğunu vurguladı”. Ben şöyle düşündüm, ne güzel ki siz varsınız Sayın Nazarbayev, alın elinize Aksakal görevini, tüm Türk Dünyasına ÇAĞRI yapın. Bir zaman İsmayıl Gaspirali’nin ifade ettiği “Fikirde, Dilde, İşte Birlik…” düşüncesinden yola çıkalım, Türk Dünyasının Birliğini sizin önderliğinizde kuralım, Bir olalım, Diri olalım ve el-ele verelim, Türk Dünyasının Birliğini de kurmuş olalım. Tanrı sizleri var etsin, Azerbaycan gerçeklerinin bariz savunucusu ve kardeşi… Bizler kadim tarihten beri kardeş olmuşuz, birlikte hareket etmişiz. Türk boylarının toprakları dünyanın çok uzaklarına dek uzanıyordu. Hakas, Saka, Başkurt, Çerkez, Tatar, Yakut, Türkmen, Kırgız, Özbek, Kazak, Azerbaycan, Türkiye ve daha nice küçük Türk topluluklar dünya topraklarına yayılmış durumdalar. Vahşi Batı 150 milyon Kırmızı derilileri soydaşlarımızı öldürdüler topraklarına sahiplendiler. Onların kanında da Türklük vardı, tarih böyle yazıyor.
Sayın Nursultan Nazarbayev günümüzde tek aksakal Türk lideridir. Tanrı onu korusun, bin yaşayasınız Nursultan Ağa! Hakiki Türklerin gerçek savunucusu ve enderisiniz. Türkiye’de Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türk Dünyasında siz varsınız ve Azerbaycan’da Sayın İlham Aliyev dimdik duruyordur. Türk dünyasının bu üç lideri için Oğuz Kağan’ın Duasından birkaç mısrasını hatırlatmak isterim:
-Yüce Allah’ım, güzel Allah’ım, sen Türk yurtlarını koru! Bu üç kahraman Türk liderine - Nazarbayev, Erdoğan ve Aliyev’e yardım et, Allah’ım! Çünkü gidecek başka bir yurdumuz yoktur, Allah’ım! Gâvurlar Okyanus ötelerine gidip yerleşe biliyorlar. Ama Türkün gidecek başka yeri yoktur, Allah’ım!
-Milli Kuvvet, namus, ahlak, azim, saadet, ideal Türkçülük ruhu, yurtseverlik, ilim, sanat, intizam ver Türk’e. Allah’ım!
-Daima Türk topraklarında hürler yaşasın, Allah’ım! Adaletten başka bir şey hüküm etme Türk’e, Allah’ım! Âmin!
-Allah’ım, Türkün Türk’ten başka dostu yoktur Allah’ım, sen Dünya Türklerini koru!
Amin!