Azerbaycan Türkleri-mağrur ve yenilmezdir Garabağ topraklarını geri aldık (8. yazı)

Eflatun Neimetzade

Bu gün, 8 Kasım, Azerbaycan tarihine altın harflerle yazılacaktır. Halkımız,  azametli Türk Ordusunun yardımları sayesinde, 1918 yılında Demokratik Azerbaycan Cumhuriyetini kurmuştur. Fakat 21 ay dayana bildik ve diktatör Lenin, Stalin ve Şaumyan gibi hiyanetkar zalimler sayesinde topraklarımız Sovyetler tarafından işgale maruz kaldı...

İkinci defasında 1988-92 yıllarında Garabağ toprakları zalim-vahşi, Türk düşmanı, Gorbaçov’un bizzat ikiyüzlülüğü sayesinde Ermeniler tarafından işgal edildi ve 28 yıldır ezeli topraklarımız tarumar edilmiş, adeta bütün şehirlerimiz, köylerimiz barbarca dağıtılmış, tümüyle yok edilmiştir...

Ali Baş Kumandan, Cumhurbaşkanımız, Sayın, İlham Aliyev’in bizzat üstün gayretleri ve olağanüstü Kumandanlığı sayesinde, Garabağ’ın kalbi sayılan-ŞUŞA kenti kururumuz, Milli Ordumuzun üstün başarıları sayesinde katil düşmanın pençesinden kurtuldu ve azad edilmiştir. Dün ise Ermenistan teslim oldu ve önümüzde köpek gibi eğildi, diz çöktü.

AZERBAYCAN ORDUSU’NUN ŞANLI ZAFERİ!

Azerbaycan halkı bir anda sokaklara akın etti ve bu muhteşem zaferin sevincini paylaşmaya kalktı... Var olsun Ulu Önderimiz, Haydar Aliyev! Tarihte bizler de Azerbaycan’ımızın Şanlı Ordusu’nun Garabağ topraklarının azad etmesine hep birlikte şahit oluyoruz. Bu zafer başta İki Milli Kahramanlarımız-Türkiye Cumhurbaşkanı, Sayın, Tayyip Erdoğan’ın ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın, İlham Aliyev’e aittir. Ve inanıyorum ki, en kısa zamanda Şuşa şehrinde her iki Milli Kahramanımız-Sayın Tayyip Erdoğan’a ve Sayın İlham Aliyev’e muhteşem heykeller yüceltilecektir. Ve bu heykeller-Garabağ topraklarının hilaskarı, Garabağı düşman esaretinden, narsistlerin zalim pençesinden kurtaran iki kahramanın hatırasına ithaf edilecektir. Ermenistan kendi topraklarında Asala teröristine heykel yüceltiyor da, biz neden tarihte ilk defa Azerbaycan topraklarının hilaskarlarına heykeller yüceltmeyelim? Reşadet ve zafer sahipleri-Tayyip Erdoğan ve İlham Aliyev bunu hak ediyorlar ve mağrur Azerbaycan halkımız yakın gelecekte Garabağ topraklarında bu heykelleri bayram yaparak açılışını resmen gerçekleştirecektir!

Var olsun halkımız ki, İlham Aliyev gibi reşadetli, mağrur evladı vardır. Ve bu evlat bu gün sabah asker kiyafetinde, yanında sevimli Hanımı Mehriban Hanımla-birlikte ilk önce Ulu Önderimiz, Haydar Alyev’in önünde mağrurla durdu ve babasına hitaben nutuk söyledi:

“Aziz Babam, bana son söz olarak “Garabağ topraklarını ve Şuşa’yı geri almaya gayret et. Bu sana son vasiyetim olsun! -Demiştin! Aziz Babam, şerefli Ordumuz bu gün Garabağ’ın kalbi-Şuşa kentini düşmandan geri aldık. Aziz Babam, atan, canım! Ben sizi yenin ediyorum, kısa zamanda tüm topraklarımızı geri alacağım...” İçinden bunları söylüyordu... Fakat, Sayın İlham Aliyev’in gözleri sulanmıştı, konuşmakta zorlansa da dimdik duruşunu bozmadan konuşmasına devam ediyordu... Sayın, İlham Aliyev-gururluydu, mağrurdu, halkımızın hakiki cesur ve mukaddes evladıydı... Halkın ona vermiş olduğu güveni, yüksek liyakat ve cesurlukla yerine yetiriyor ve bu göreve gerçekten de layık olduğunu çalışmalarıyla kanıtlıyordu...

ZAFERİN KAHRAMANI–İLHAM ALİYEV’DİR

Zaferi duyan her kes Bakü’de sokaklardaydı. Özellikle Gence ve tüm İllerimizde halk sokaklara akın etmiştir. Topraklarımızın azad edilmesini kutluyorlardı. Ben ilk defa halkımızın tek yumruk, tek bilek olarak Cumhurbaşkanımızın arkasında yer aldığına şahit oluyordum. Bu sahneyi görmeğe değerdi. Bu metin halk ile şerefli liderinin zafer Bayramı günüydü. Bu Azerbaycan Türklerinin gerçek Bayramı, şeref, namus ve hüner göstermiş olduğu günlerimizdir. Tahminen 350 yıldır ki, Azerbaycan kendi topraklarını aralıksız vermiş ve daima topraklarımız parçalanmıştır...

Hüner ve cesaret, zafer ve kudret sergileyen Azerbaycan halkı tarihinde ilk defa tek yumruk olarak şerefli lideri, İlham Aliyev’in kumandanlığı sayesinde işgal olunan VATAN topraklarımızı katı düşmanın esaretinden geri almıştır. Halkımın bireyi olarak çok gururluyum, seviniyorum ki ben de-yakından tanıdığım İlham Aliyev’in bir askeriyim, bir sanat adamıyım ve onun imzasıyla-Azerbaycan Xalk Artisti (Devlet Sanatçısı) yüksek ünvanını almışımdır! Gururluyum ki, onun imzasını sinemde taşıyorum! Ben sizinle gurur duyuyorum, aziz Başkanım!

Ali Baş Kumandanım! Siz halkımıza büyük sevinç ve mutluluk verdiniz, vatan savaşını büyük zaferle bitirdiniz ve Azerbaycan Türklerine coşku ve saadet, yüksek emsali olmayan mutluluk hediye ettiniz. Ermenilerin bel kemiği artık yırtıldı ve zaferimiz son buldu. Ben bir daha vurguluyorum ki, Azerbaycan Türkü olarak sizinle gurur ve iftihar duyuyorum. Siz halkımıza vatanı korumak, her adım topraklarımızı azad etmek azmini, ruhunu yücelttiniz. O şerefli Bayrağımıza olan aşkı, bağlılığı daha da pekiştirmiş oldunuz... Bu halk sizin bu şerefli, mukaddes, tarihi emeğinizi dünya var oldukça hiç zaman unutmayacaktır.

İLK AZERBAYCAN DEVLETİNİN YARATILIŞI...

1501 yılında dünya tarihinde ilk Sefevi Azerbaycan Devleti kurulmuştur. Ve bu devletin ana dili Türkçe olarak ilk defa tarihe yazılmıştır. Fakat ne yazık ki, her dönemlerde acımasız, vahşi, zalim yöneticiler olmuştur ki, Sefevi Azerbaycan Devleti de zaman diliminde parçalandı ve Azerbaycan toprakları vahşi devletler tarafından talan edildi, paramparça oldu ve işgal olundu.

1805 yılında Kürekçay anlaşması gereği zalim Rus Çarı ve şerefsiz Şuşa hükümdarı, İbrahim Han tarafından imzalanan anlaşma gereği menfur Ermeni hainleri İrevan topraklarına transfer olundu. Bu anlaşma gereği Türkiye’den 40 bin, İran’dan 120 bin Ermeni ailesi ezeli Azerbaycan topraklarına getirilerek meskunlaştılar (Bunlar hakkında daha detaylı öteki yazılarımda yazmışım). Daha önceleri ezeli topraklarımızda tek bir Ermeni yaşamamıştır. Tarihi belgeler Arşivlerde duruyordur, her kes ilgilene bilir.

Ve 1828 yılında Rusya ve İngiltere tarafından Türkmençay Anlaşması imzalandı ve ezeli Azerbaycan toprakları ikiye ayrıldı: Güney topraklarımız İran’a, Derbend dahil Kuzey ise Rusya’ya hibe edildi... Rusya tarih boyunca Azerbaycan topraklarımızı parçalamış, istismar etmiş ve halkımızın tüm zenginliklerini elinden almıştır. Bu tarihi gerçekleri halkımızın her bireyi bilmelidir ve unutmamalıdır.

1918 yılında Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti yeniden kuruldu, fakat bu defasında da zalim, terörist, katil Lenin, yandaşları Şaumyan ve Mikoyan gibi vahşi düşmanlar tarafından işgale maruz qaldık ve topraklarımız yeniden amansızca parçalandı ve tümüyle işgal edildi. Manen güçlü, eğitimli kadrolarımız ise kurşuna dizildiler. Ve bu vahçeti yapanlar-Stepan Şaumyan ve Anastas Mikoyan gibi Ermeni cellatları oldular.

SOKAKLARDA, EVLERDE KÜTLEVİ SOYKIRIMLAR YAPILDI...

Elimde bir gazete vardır, orada Şaumyan’ın Lenin’e mektup yazdığını okudum: “Akşamlar Azerbaycan’ın tüm evlerinde, camilerinde insanlar toplanıyor ve bolşeviklere karşı kıyamlar konuşulur...” Diktarör Lenin hemen cevap veriyor: “Evlere gidin ve tüm insanları kurşuna dizin, yok edin...” Hilekar, sahtekar, katı Türk düşmanı, Şaumyan’ın yalan mektubuna diktatör Lenin’in cevabı keskin oldu. Azerbaycan’da kütlevi kıyamlar, toplu ölümler başladı. Ermeni silahlı çeteleri Bakü’de ve etraf köylerinde, ilçelerinde her eve girdiler ve hiç bir suçu olmayan tüm sivil aileler kurşuna dizildiler. Tüm İllerde, köylerde, İlçelerde insanlar çapraz ateşe tutuluyor ve yok ediliyordu. Eğer Osmanli Ordusu, başta Nuri Paşa, Kazım Karabekir Paşa zamanında Gence’ye, oradan da Bakü’ye gelmeselerdi, Azerbaycan, tarih haritasından tamamen silinecekti... Halkımız, Osmanlı Türk Ordusuna, özellikle Nuri Paşaya ve K. Karabekir Paşalara minnettardır.

Bu gün, bu şerefli görevi, Sayın, Tayyip Erdoğan ve Sayın İlham Aliyev gibi cesur, mert, halkımızın şerefli evladları yapmaktadır. Yüz yıllar ötecektir ve Tayyip Erdoğan’ın ve İlham Aliyev’in şücaatı, mağrur kahramanlığı hakkında da kitaplar yazılacak ve onların kahramanlıkları tarihin altın sayfası olarak ebediyete kavuşacaktır.

TAYYİP ERDOĞAN, AZERBAYCAN’A SAHİPLENDİ, SİPER OLDU

Garabağ topraklarımız ve bölgenin kalbi sayılan Şuşa’nın zalim düşmanın esaretinden Şerefli Ordumuz tarafından kurtarılması-halkımızın manevi hafızasında ebediyen kalacaktır. Ve kadir bilen mağrur halkımız ileride özellikle İlham Aliyev’in bu kahramanlık selnamesi hakkında nice-nice kitaplar yazacaktır...

Tekrar ediyorum-350 yıla dek topraklarımızı hep elimizden parsel-parsel aldılar. Bize sormadan, etmeden sırtımızı ezdiler-ezdiler. Fakat bu zaman diliminde onurumuzu, gururumuzu koruduk, düşman önünde eğilmedik. Umum Milli Liderimiz, Haydar Aliyev’i Politbüro’dan kenar ettiler. Halkımıza sormadan bütün yeraltı-yerüstü zenginliklerimizi alıp götüren, bu ikiyüzlü Kremlin soytarıları bizleri manen yok edemediler. Ve sonunda Sovyetler İttifakı çöktü... Azerbaycan, bazı kukla haydutların elinde talan olundu... Ve sonunda devletimizin gerçek lideri, benim de en yakından tanıdığım, sevdiğim gerçek lider-Ulu Önder, Haydar Aliyev, halkın çoğunluğunun talebi üzerine Cumhurbaşkanı seçildi ve Yeni Azerbaycan devleti, sağlam temeller üzerine oturtuldu. Daha sonra İlham Aliyev gibi cesur, mağrur, fedakar ve uygar ruhlu, layakat ve şeref sembolü ülkemizi dünya devleti olarak yüceltti ve bu günlere getirmiş oldu.

Tam 17 yıl süre zarfında Sayın, İlham Aliyev, Azerbaycan Ordusunun oluşumu, pekişmesi ve dünya düzeyinde güçlü olarak kuvvetlenmesine zaman ayırdı. Ayrıca, Azerbaycan’ın petrol dışı ekonomi gücünü sağlam zemine oturttu. İşte sonuç, Sayın İlham Aliyev’in, Ali Başkomutan’ın üstün başarıları ve gayretleri sayesinde, Şerefli Ordumuz-Azerbaycan topraklarını katı düşmanın işgalinden kurtardı ve dün zaferimizi ilan etmiş oldu.

HAK, ADALET SONUNDA ZAFER ÇALDI

Bu zafer tüm Dünya Türklerinin kudretini, gücünü, daima zaferler kazanacağını bir daha sergilemiş oldu. Dünya devletleri şu gerçeği idrak etmelidir: Türkiye-Azerbaycan-iki kardeş devletlerdir. Bizler kanımız bir, ruhumuz bir kardeşleriz. Öte yanda Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Başkurdistan(R.F.), Tataristan (R.F.), Tıva, Saka, Yakutstan (R.F.) ile de aynı kanı taşıyoruz. Başta Türkiye, Pakistan ve Afganistan da dahil olmakla bu gücün karşısında hiç kimse dayanamaz, duramaz! Bizim hiç bir devletin topraklarında gözümüz yoktur. Tam tersi-Ermenistan devleti Ruslar tarafından bizim ezeli dede-baba topraklarımızda kurulmuştur (Tarihi belgeler, anlaşmalar ortadadır).

Evet, Azerbaycan’ın şerefli Ordusu, Baş Kumandan, Sayın İlham Aliyev’in gayretleri ve yüksek siyasi deneyimi sayesinde düşmanın esaretinden azad edilmiştir. Bu Bayram tüm Türk Dünyasının Şanlı Zaferi sayılıyor. Dünya bir daha Türk insanının dimdik duruşuna şahit oldu.

Yaşasın Türkiye-Azerbaycan kardeşliği!

Devamı vardır…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.