Son dönemde ülkemizi Prof. Dr. Aziz Sancar gibi gururlandıran insan sayısı çok azdır. Sağ olsun var olsun… Türk insanına, Türk dünyasına verdiği mesajlar da kazandığı Nobel ödülü kadar değerlidir. Bilim alanında Türkiye ve Türk dünyasına verdiği mesajların sizlere ulaşmasına vesile olma imkânı bulduğum için kendimi şanslı sayıyorum…
ALİ ÇETİN BEYİN TELEFONU
Bir gece yarısı arayıp, Prof. Dr. Aziz Sancar’ın Türk Devletleri Teşkilatı Türk Üniversiteler Birliği Rektörler Özel Toplantısı’nda yaptığı konuşmasının öneminden söz ederek bana ulaştıran Büyük Anadolu Medya Grup Tüzel Kişi Temsilcisi Ali Çetin Bey’in bu hassasiyeti olmasa, imza atmaktan gurur duyduğum “Aziz Sancar Yazıları” çıkmazdı ortaya. Kendisine çok teşekkür ediyorum…
Bu yazıların Azerbaycan medyasında yer almasına vesile olan değerli dostum, meslektaşım İzzet Sarı da büyük bir teşekkürü hak ediyor…
Yazıların gördüğü ilgi ve geri dönüşler gösterdi ki Türkler bilime aç! Bunu da başka bir yazı konusu yapma sözü vererek devam edelim…
***
1946 yılında Mardin’in Savur ilçesinde doğan, 1997’de Amerika’ya giden ve 18 yıl içinde (2015 yılında) Nobel Kimya Ödülü’nü kazanma başarısını gösteren Prof. Dr. Aziz Sancar’ın çok az insan tarafından bilindiğini sandığım bazı özelliklerine ulaştım…
MEHMET AKİF IŞIK’IN KATKISI
Dostluğu, karakteri, bilgisi ve birikimiyle müstesna insanlardan olan arkeolog, Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Bilim Kurulu Üyesi, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Ankara Bölge Başkanı, emekli Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Mehmet Akif Işık, yazılarını özenle takip ettiğim bir kıymetli kalem / kelam erbabıdır.
Yazılarımın dikkatli bir takipçisi olduğu için zaman zaman bilgi ve belge ulaştırarak ele aldığım konulara önem ve anlam katar. Sağ olsun…
‘Aziz Sancar’ yazılarım üzerine yine birkaç fotoğraf ile bazı notlar gönderdi. Anladım ki o da benim gibi ‘arşiv delisi’!
Mehmet Akif Işık, gönderdiği notta diyordu ki:
- 1967 yılı... Üniversiteden mezun olduğum yıl. “Güneydoğuda Mardin” Dergisinde yayımlanan; yüksek tahsil yapan Mardinli öğrencilerin 3 sayfalık listesi yayımlandı. Listenin 29. Sayfasında benim, 30. Sayfasında da Aziz Sancar Beyin isimleri var.
Mehmet Akif Işık Üstat, bu listeyi bulunca arşive dalıyor. Notunda diyor ki:
- Konu Aziz Sancar olunca arşivimi karıştırdım ve yukarıdaki dergiyi buldum…
Arşivde bulunan her şey bir gün bir işe yarar. ‘İşte o gün’ diyerek, belki eli öpülesi Aziz Sancar hocamızda bile bulunmayan bu değerli belgeler için kıymetli dostuma teşekkür ettim. Prof. Dr. Aziz Sancar’ın Bilim Nobel Ödülüne uzanan hikayesi taa o yıllarda başlıyor çünkü…
VE BİR SİYASET ANISI…
Önce kendi anımı anlatayım: 12 Eylül Darbesinin ardından demokrasi duvarları yeniden örülürken merhum Bülent Ecevit de bu duvara DSP tuğlasını koymak için çalışıyordu. Özetle: Bir yakınım, DSP Keçiören İlçe Başkanı olmamı istedi. Nazikçe reddettim…
Mehmet Akif Işık’ın anısına gelince, şöyle aktarıyor:
Yıl 1965... DTCF de öğrenciyim... Kantinde otururken bazı tanıdıklar yanıma geldi ve “Yeni Türkiye Partisi”nin Genel Kongresinin yapılacağını, benim de “Mardin Delegesi” olarak kongreye katılmamı istediler. Yeni Türkiye Partisi, 27 Mayıs Darbesi sonunda kurulmuştu ve az sayıda milletvekili vardı. Delege ne iş yapar bilmiyordum. Onları kıramazdım... Ne yapacağımı sordum. Kongre sırasındaki konuşmalardan sonra oy kullanılacağını söylediler. Bana de verdikleri listede yazılı olan isimleri yazıp kutuya atmamı söylediler. Ben de aynısını yaptım. Kongre bittikten sonra bizi alıp Ankara'nın o dönem için en lüks sayılabilecek lokantasına götürüp yemek yedirdiler. Bir öğrenci için bu yemek bile gayet iyi idi. Bu benim ilk ve son siyasi tecrübem olmuştu.
***
Prof. Dr. Aziz Sancar böylesine aziz, muhterem bir insan. Kendi hayatıyla çıkardığı yolculukta bizi bize ve kendine kattı. Çok yaşasın.
Son söz Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten olsun:
- Hayatta en hakiki yol gösterici bilimdir…