Bir arkadaşım yetmişli yılların sonunda, anarşik olaylardan dolayı hapse girdi. Tutuklu. Mahkemesi devam ederken Oniki Eylül Darbesi oldu. Benim arkadaş, evli ve bir çocuğu vardı. Hapisten sonra mahkemece suçsuz bulunup salındıktan sonra da askere aldılar. Hapse girdiğinde bir yaşında olan çocuğu arkadaş askere başlayıncaya kadar dört yaşına gelmişti.
Arkadaşın annesi, yenge hanım ve oğlu asker ziyaretine gitmişler. Pasta börek ne varsa götürmüşler. Üç yılın hasretiyle ilk defa kucaklaşacaklar. Bekleme yerinde beklerler. Arkadaş diğer asker arkadaşlarıyla çıkar gelir. Önce annesinin elini öper, sonra oğlanı kucaklar sonra hanımına gelir sıra. Yerler içerler konuşurlar ayrılık zamanı gelir. Ziyaretçiler lütfen alanı boşaltınız!
Askerlere de “herkes bölüğüne!” derler. Ayrılık zamanı asker arkadaşlarıyla beraber ayrılan arkadaşım el sallar. Çocuğun annesi ile babaannesi de “el salla oğlum baban bak sana baban el sallıyor” derler. Çocuk da onca aynı kıyafetli askerler arasından babasını seçemez ve “babaanne burada ne kadar çok baba var” der. Gerçek manasıyla babalara selam olsun babama rahmet olsun.