ABD’de meydana gelen son olaylar gösterdi ki bunlar demokrat filan değiller. Kendilerine başka gariban devletlere başka olan demokrasi de artık kullanım miadını tamam etmişe benziyor. “Demokrasi” diye başkalarına verdiklerinin yanında bir de kullanım kılavuzu verdiler. Bu kılavuzda bir de koruyucu ve kollayıcı unsurlar vardı. Bunlar silahlıydı. ”Demokrasimiz ne zaman tehlikeye düşse bunlar tanklarıyla toplarıyla sokaklara çıkıp şehir eşkıyalığı yaptılar. Bu bahane ile işlerine gelmeyeni derdest edip karanlık işkencehanelerde zulmedip ölüme mahkum ettiler. Nedense bu demokrasi koruyup-kollayıcıları hep sol kafalardan, hep milletin değer yargılarına düşman olanlardan çıktı. Nedense her gelen önce devletin fakir milletin hazinesini boşalttılar. 12 Eylül 27 Mayıs zalimlerinin geride bıraktıkları apartmanların binlercesinin ortaya çıkması onları ve neslini utandırmadı. Nedense demokrasinin beşiği denilen yerlerde bu tür ahlaksızlıklar olmazken bizim gibi Müslüman devletlerde yaptırdılar. İçerideki maymuncukları beceriksiz çıkar da istedikleri iş yapamazsa bizzat kendileri ordularıyla işgal ettiler. İşte Irak’ a bu bahane ile gittiler, dünyada görülmemiş zulüm ve işkenceye tabi tuttular. Yerli av köpeklerini de yanlarına alıp yer gösterttirdiler.
ABD’de de bu demokrasi çığlığı atan baykuşlar sahaya indiler. “Neden o koruyucularınızın olaya müdahale etmelerini istemediniz” sorusuna Washington belediye başkanı “orası benim yetki alanımda değildi” diyor. Peki Afganistan ve Irak yıllarca inim inim inliyor hangi yetkiyle işgal ettiniz? “Vahşi batı” diye aşağıladıkları ülkenin batısındaki yerli Kızılderililer bunlardan kat be kat daha medeni ve demokrattır. Onlar yapsaydı başlarına neler gelirdi neler. Bu olaylar da gösteriyor ki artık ABD’nin sonu gelmektedir. Zaten sermayesini kızıl Çin’e taşıyan Yahudi para babaları artık burayı kullanım üssü olarak işleteceklerdir. Burada da kardeş Uygur Türklerine uyguladıkları zulmü görmezden gelip burada yaşayanların emeğini sömürmek üzere vaziyet almışlardır.
Yeni dönem demokrat denilen zalimlerin dönemi başlıyor. Aslında yok aralarında fark ama yıkılmaya yüz tutmuş viraneyi daha ne kadar ayakta tutabilirler göreceğiz. Bu arada bizim de karşımıza çeşitli bahanelerle, farklı yerlerde dikilip boy gösterip hem enerjimizi hem kıt imkanlarımızı hem de zor yetişen insan kaynaklarımızı perişan olmasına heder olmasına sebep olmaya devam edeceklerdir. Biz batı kökenli teknik-teknoloji ve ilim-irfandan başka hiçbir yenilik istemiyoruz. Demokrasiniz de sizin olsun. Kollayıcılarınızı da alın gidin. Verdiğiniz demokrasi ile kul-köle yaptınız, esir düştük, artık kendi öz sistemimizi çağa uygun hale getirip başı dik, karnı tok yaşamak istiyoruz. Şair “esirin olduk ey didar-ı hurriyet, gerçi kurtulduk esaretten” diyordu ya bu esaretten ancak yerli, milli, eğilmeyen, bükülmeyen insan kaynaklarımızla ulaşacağız.