Bayram'a doğru Kahramanmaraş deprem bölgesinden yazıyorum-1

Ahmet Sandal

15 Nisan 2023 tarihinde Ankara'dan yola çıktık. Kahramanmaraş’a, memleketimize doğru hareket ettik.

Aynı gün ulaştık memleketimize.

Niğde Adana otoyolundan Kırşehir, Kırşehir'den Kayseri, Kayseri'den Pınarbaşı İlçesine ulaştık. Pınarbaşı'nda yol ikiye ayrılır.

Sağa doğru yönelirsen Kahramanmaraş, doğru gidersen Malatya istikametine gidersin.

Biz Kahramanmaraş cihetine doğru yol alarak Göksun üzerinden Kahramanmaraş'a iftardan önce vardık.

Yollar oldukça güzel ve bakımlı idi. Niğde Adana Otoyolu çok güzel olmuş ve halkımıza kolay ulaşım imkanı sunmaktadır.

Son yıllardaki ulaşım ve otoyol hamlesini takdir ediyorum.

Depremin yıktığı şehrimize iftardan önce vardık. Elhamdülillah, 23. iftarımızı Kahramanmaraş açtık ve 24 teravihimizi Kahramanmaraş'ta kıldık.

İlk gözlemim şu idi. Kahramanmaraş halkı, büyük depremden sonra, yani Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 ve Kahramanmaraş Elbistan merkezli 7.6 depremden sonra büyük çoğunlukla terk ettiği memleketine tekrar büyük çoğunlukla dönmüş idi.

Teravih namazı için camiye giderken apartmanlardaki dairelerin ışıklarına baktım. Elbette eskisi gibi tüm apartman dairelerinin ışıklarını yanıyor görmedim. Bazı apartmanlarda 3 dairenin, bazı apartmanlarda 5 ya da biraz daha biraz daha fazla dairenin ışıklarını yanıyor gördüm.

Bazı apartmanlarda ışıklar ya hiç yanmıyordu ya da tek bir dairenin ışıkları yanıyordu. Acaba o apartmanlar çok hasarlı olduğu için mi insanlar dairelerine giremiyordu? Bilmiyorum.

Teravih namazına erken gitmiştim. Cami avlusunda Vatandaşlarımızın sohbet konularına kulak misafiri oldum. Vatandaşlarımızın sohbet konularına, dikkat kesildim. Neredeyse herkes depremin etkileri ve sorunları üzerinde sohbet ediyordu.

Deprem sonrası ev telaşı ve barınma sorunu en büyük gündem idi.

Teravih namazımı kıldım eve doğru gelirken de yine apartmanlara ve dairelerde yanan ışıklara bakarak eve döndüm. Sokaklara ve dükkanlara bakarak eve döndüm.

Kahramanmaraş’ta misafir olduğumuz mahallede ve sokaklarda depremin ilk günlerine göre canlılık olduğuna sevinerek şahit oldum.

Şunu anladım ki devletimizin belirlediği hasarsız ve az hasarlı binalarda vatandaşlarımız hayatlarına devam ediyorlardı.

Bazı apartman önlerinde AFAD çadırlarının kurulmuş olması da tuhafıma gitti. Elbette o çadırları sistemli ve planlı olarak AFAD Kurumu kurmamıştı. Vatandaş eline geçirdiği bir AFAD çadırını ikamet ettiği apartmanın tam önüne kurmuştu. O çadırların evlerine giremeyenler, evlerine girmeye cesaret olmayanlar ya da evleri çok hasarlı olanlar tarafından kurulduğunu düşündüm.

Bu gözlemlerle kaldığımız apartmana gelip misafir olduğumuz daireye girip uyudum ve sahura uyandım.

Sahura uyandığımda aile fertlerinin konusu depremdi. Çünkü o gece ben uykudayken saat 12'yi 5 geçe deprem olmuştu. Şiddeti 4.1 ya da 4.3 olan deprem gündemdeydi. Hatta söylenti halinde Kahramanmaraş'ta yıkılmayan bir apartmanın yıkıldığı söyleniyordu. Kahramanmaraş'ta 7.7 ve 7.6 depreminde, 6 Şubat 2023 tarihindeki o büyük iki depremde 4 bloktan oluşan Hamidiye isimli sitenin 3 bloğu yıkılmıştı. “1 blok ayakta kaldı” diyorlardı. O bloğun da o geceki depremde yıkıldığı söyleniyordu. Tabii doğrusunu bilmiyoruz. Belki birazdan o bloğun önünden geçeceğiz. Durumu bizzat müşahede edeceğiz. Ardından da şehrin merkezine, Trabzon Caddesine ve Büyükşehir Belediye binasının olduğu mıntıkaya doğru hareket edeceğiz. Zaten depremde en büyük yıkımlar o alanlarda oldu.

Şehir merkezinde gözlemlerde bulunacağım. Kahramanmaraş'ta durum tespiti ve genel gözlemlerde bulunacağım.

O sabah şehir merkezinde genel gözlemlerde bulundum. Şehrin merkezine doğru ilerlerken Tekerek Yolu cihetinden gittim. Biraz önce bahsi geçen Hamidiye Bloklarından ayakta kalan son bloğun yıkılmadığını gördüm. “O geceki depremde yıkıldığı” sözü bir söylentiden ibaretmiş.

Gerçekten deprem söylentileri ve olmadığı halde olmuş gibi söylenilen şayialar moralleri bozuyor. Zaten her artçı sarsıntı insanları oldukça korkutuyor ve tedirgin ediyor. Bir de asılsız haberler ki moralleri bozuyor.

Şehrin merkezine vardık. İnsanlar şehrin merkezinde kalabalık idi. Hayat nerede ise eskisi kadar canlı idi. Ulu Camii, Kıbrıs Meydanı, Kapalı Çarşı cihetinde insanlar alışveriş ve benzeri ihtiyaçlarını görüyorlardı.

Ancak şu acı tablo da orta yerde duruyordu. Şehrin merkezinde birçok apartman yerle bir olmuştu. Enkazları kaldırılmış idi. O boş alanlarda hangi sokak, hangi durak ve hangi işyeri olduğunu dahi tanımakta güçlük çektim. Halbuki eskiden o mıntıka bize avucumuzun içi gibi bildik ve tanıdık gelirdi.

Yanımdaki kişi ‘Ahmet Abi şu boş alan, eskiden Belediye otobüslerinin yolcu aldığı merkez durağı idi” dedi. Şehrin merkezinde insanların en çok kullandığı yerler şimdi birer tarla gibi boş duruyordu. Büyükşehir Belediyesi binası sağlam ve ayakta idi. Ancak etrafında neredeyse sağlam bina kalmamış idi. Büyükşehir Belediyesi binası 5-6 yıl kadar önce yeni inşa edilmiş olsa da etrafındaki binalar eski idi, 2000 yılından önce yapılmış idiler. O eski binalar hep yıkılmış idi. Yanımda şahsıma refakat eden kişi “bakın şu apartman bir kaç yıl önce yapıldı. O da ağır hasarlı ve yıkılacak” dedi. O bina Büyükşehir Belediye binasının tam çaprazında idi.

(Kahramanmaraş’ta deprem sonrası gözlemlerim devam edecek, inşallah)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.