Güzel Ülkemin Güzel İnsanları Merhaba; Şu sosyal medyanın düzgün, seviyeli ve bilinçli kullanıldığı takdirde ne müthiş bir şey olduğunu zaman zaman hep söylemişimdir.
Biliyoruz ki, bizim tüm arkadaşlarımız artık orada… Kısacası, ya o sihirli kutunun, ya da cebimizde gezdirdiğimiz telefonumuzun içindeler… Yani o kadar bize yakınlar ama bir o kadar da uzaktalar aslına bakarsanız…Gerçekte bu durum iyi mi kötü mü bilemiyorum bazen… Ama sadece şunu biliyorum ki; görmeden, sesini duymadan hatta dokunmadan da arkadaş, dost olunuyormuş. Hem ne dost, bazen can ciğer kuzu sarması olunuyor desem yeridir.
Bendeniz, “Sanal alemden dostluk, arkadaşlık mı olurmuş?” diyerek çok büyük bir laf ettiğimi ileriki tarihlerde anlayacaktım esasında.
“Orda bir köy var uzakta / O köy bizim köyümüzdür / Gitmesek de kalmasak da / O köy bizim köyümüzdür” diye bir şarkı vardı bilirsiziniz. Tıpkı o şarkıda olduğu gibi sesini duymasak, kendisini görmesek de, hatta dokunamasak bile biliyoruz ki oralarda bir yerlerde bir arkadaşımız/dostumuz vardır bizim artık…
Örneğin, bendeniz bu sosyal medyayı 2017 yılından bu yana aktif olarak kullanmaktayım. O zamandan bu güne kadar yurdun dört biryanında hatta yurt dışında bu ortamda tanıştığım ve zaman zaman kaybolmalarına rağmen, yine burada bir şekilde karşılaştığım birçok arkadaşım olmuştur. Hepsi de seviyeli, kaliteli, güzel insanlar/arkadaşlar.
Benim için bir artısı da her iki gazete köşesinde yazdığım güncel yazılarımı, anılarımı, şiirlerimi, içimden taşıp da tutamadıklarımı, kısacası nerde ne zaman, hangi konuda geleceği belli olmayan ilham perilerimi burada dostlarımla paylaşma imkanı bulmamdır. Daha ne isterim!..
Ayrıca; sosyal medyanın zaman içerisinde, kapanıp, sınırlanması, yasaklanması ya da çökertilmesi söz konusu olabilir, ne olur ne olmaz diye güvenemediğimizden çok samimi bulduğum dostlarımla karşılıklı birbirimizin telefon numaralarını bile almışızdır.
Unutmadan, bu vesileyle sanal alemdeki gerçek ve samimi dostlarıma selam, sevgi ve şükranlarımı sunuyorum.
Fakat ne hazindir ki, bu alemde kadın-erkek fark etmiyor bazen kendini bilmez arkadaşlar da karşımıza çıkabiliyor. Yani her toplulukta olan/olabilecek çürük elmalar misali…
Allah’tan bu tür insanları ayıklamak için; engelleme, kabul etmeme gibi seçenekleri de sunmuş bu sosyal medya bizlere. Bakar mısınız çok da akıllı ve uyanık ha… Bilir çünkü böyle bir seçenek sunmasa müşteri kaybedeceğini… Tahmin edersiniz ki müşteri memnuniyeti önemlidir. Böyle yapmasaydı saatler boyu sosyal medyanın içinde olan müşteriyi mumla arasa bulamazdı vallahi.
Bu teknolojinin, bunca yararına rağmen, özellikle telefonun, henüz daha gelişmemişken, hala gelişmekte olan Ülke konumundayken, eğitim durumumuz bu kadar gerilerdeyken (özellikle son yıllarda), yani cahillik tavanda iken Yurdumuzda bu denli yaygınlaşmasının çok erken olduğunu düşünenlerdenim aslına bakarsanız…
Bunu en güzel bir şekilde çok değerli bir büyüğüm, benim sayfamda bu yazımın altına öyle bir yorum yaparak açıklamış ki, bunun üstüne daha da bir şey söylenmez vesselam: “… BIÇAK MİSALİ, DOKTORUN ELİNDE HAYAT KURTARIR, KATİLİN ELİNDE HAYAT KARARTIR.” Evet dostlar, var mı sözü olan?
Yukarıda dediğim gibi düzgün kullanma alışkanlığımız olmadığı için bu sosyal medya insanlar arasındaki iletişimi kesip attı. Hatta bazen bilinçsiz yapılan beslenme alışkanlığı gibi
mübarek kendileri… Fazlası obez, azı ise anoreksiya (yemek yememek, zayıflık hastalığı) yapıyor gerçekten de (!)
Yan yana gelindiğinde herkesin elinde bir telefon, kimse kimsenin yüzüne bakmıyor, o denli yani… O sırada telefondaki arkadaşlarına cevap vermekle meşgul olduğundan, gerçek dünya ile irtibat kopmuş vaziyette tabi ki…
Ben bu durumu teşbihte hata olmaz diyerek, bize sıtmayı gösterip ölüme razı olmak deyimi ile adlandırmanın ne kadar doğru olduğunu bilemedim şimdi. Ama, en can alıcı nasıl benzetebilirimin/anlatabilirimin adı gibi geldi bana bu benzetme ve onun için kullanma gereği duydum.
Aslına bakarsanız nasıl anlatmak değil, anlattıklarımızdan karşı tarafın nasıl ve ne kadar anladığıdır önemli olan. Çünkü benim anlatmaya çalıştığım, anlattığım, her zaman için, karşı tarafın anladığı kadardır, fazlası değildir ki zaten...
Velhasıl kelam, bizler sosyal medyanın bir nevi ekmek teknesi konumundayız. Bazen soruyorum kendi kendime, “Bu durum iyi mi oldu acaba?” diye…
Sonra diyorum ki; “İyi ya da kötü al bir tarafından sen de kullan gitsin be Emine!” Ama şunu da unutmayalım derim ben… Hani alkolün zararını anlatmak için “Şişede durduğu gibi durmuyor” denir ya... Bu sosyal medya da göründüğü gibi değildir aslına bakarsanız. İnsanı öyle bir içine çeker ki, kendinizi bermuda şeytan üçgeninde bulursunuz yeminle…
Sanal alemde çokça ama eğitici, seviyeli muhabbetler temennisiyle, esenlikler diliyorum.