Gordion’un ilk keşfi, 122 yıl önce 1901’de, Alman Gustav ve Albert Koerte kardeşler tarafından yapılmıştır. 4-5 tümülüs açıyorlar, buldukları İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne gönderiliyor. Her bulduğunu göndermişlerdir inşallah, 1870’lerde Alman mühendis Carl Humann, Zeus Sunağı’nı Prusya’ya götürmüştü de… Hala Berlin’de sergileniyor!
1951 yılında Amerika’nın Pensilvanya Üniversitesi’nden arkeolog Rodney S. Young(Rodni Yang) geliyor, kararlı bir kazı başlatıyor ve 1954 yılında ‘Midas’ın Mezarı’ dediğimiz tümülüslerin en büyüğüne tünel kazarak girmeyi başarıyor.
MİDAS MI GORDİOS MU?
Tümülüs, bir mezar tarzı. Ahşap bir mezar odası, üstünü değişik boyutlarda çakıllarla örtüp, onun da üstüne toprak yığılıyor. Midas’ın Mezarı dediğimiz en büyüğü; yapıldığında 100 metreyi bulduğu düşünülüyor. 35-40 metre eksilmiş durumda bugün.
İçinde, kıvrılarak yatmış bir iskelet, çürümüş yiyecek içecek olan tabak çanaklar, çok güzel işlenmiş süs eşyaları, sanat eseri sehpalar, meşhur Gordion çengelli iğnesi fibulalar bulunuyor. Tümülüsün büyüklüğünden kralın olmalı deyip, Midas’a yakıştırıyorlar. Hakkında dünya çapında bilinen pek çok efsane olduğu için Midas’ın adı öne çıkıyor yoksa bugün, Frigya’nın kurucu kralı Gordios olma ihtimalini daha yüksek görüyor arkeologlar. Midas’ın babasıdır.
İLK ANDAN İTİBAREN BÜYÜLENDİK
Biz, 1985 yılında tanıştık Gordion’la. Ankara yakınında gezecek yer ararken Midas’a komşu olduğumuzu hayretle öğrendik. İlk karşılaşmada büyülendik, müptelası olduk, hala da ilk kez görüyormuş gibi gezeriz gittiğimizde. Issız bir ovanın ortasında yükselen büyüklü küçüklü tümülüsler, büyük tümülüsün haşmeti, mezara giren koridor, mezar odası, eşyaların özgünlüğü, 70 metre yerin altında olmak, ağzımız kapanmamıştı şaşkınlıktan.
Sağolsun yeni kazı başkanı olmuştu Kenneth Sams(Kenıt Sems), gelen giden yok zaten, mezar odasına sokmuş, birinci elden anlatmıştı iskelet ve buluntularla ilgili bilgileri. Müzedeki buluntuları göstermiş, höyük kısmında beraber gezmiştik uzun uzun. 27 Haziran 2014’te, Gordion’da ilk ve son kez düzenlenen ‘Kral Midas’ın Son Akşam Yemeği’ etkinliğinde karşılaştık. Onun elinde baston, bizim başımızda beyazlar, 30 yıl geri sardık hafızaları.
Sonra defalarca gittik, ne Kennet ne Müze Müdürü Ziya bey ne de bekçi Mehmet amca ilgisini esirgedi. Hepimiz keyifleniyorduk birbirimize anlatmaktan.
İSKELETİN BAŞI KAYIP!
Bir yandan araştırmaya giriştik, “İskeletin başı kayıp” dedikodusuyla karşılaşıyorduk. Sonunda Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde antropolog bir hocamızın adını aldık, gittik. “Hayır, kayıp değil” dedi ve içeriden bir ayakkabı kutusu getirdi. Gordios ya da Midas’ın başıyla bir ayakkabı kutusunda tanıştık! Milliyet’te de haber olmuş, kayıtlara geçmişti adresi.
Kendine has sanatı, mimarisi, kültürü olan bir medeniyet Frigya Krallığı. Bugün için bile yetkinliğine yetişilemeyecek eserler bırakmıştır 2 bin 700 yıl öncesinden bu yana. Gerçekten özgünlüğüdür ayırt edici özelliği. Büyük İskender’i bile yumuşatmıştır medeni birikimi. Ta ki İskender Gordion Düğümü’ne (kördüğüm) kılıcı vurana kadar. İmparatorluk mazbatasını burada bırakmıştır aslında İskender; ince zeka siyasetini, kabalıkla çözdüğünü sanarak.
İHTİRAS MEZARLIĞI
‘İhtiras mezarlığı’ diye ad koymuştuk Gordion’a; Frigya’ya dokunan, onun kadar kendisine de zarar vermiş, uzun ömürlü olmamıştır krallıkları. Medeniyetin çok has halkalarından birini kırmışlardır çünkü.
Ankara’da Beştepe, adını hala duran 5 tümülüsten almıştır. Anıtkabir yapılmadan önce Aslanlı Kapı girişinde 2 tümülüs kazılıp, buluntular alındıktan sonra inşaat devam etmiştir. 2 tümülüs Ahlatlıbel’de kazılmıştır. 2 tane de Gazi Orman Fidanlığı’nda… Demetevler’e Atatürk Orman Çiftliği kavşağından gelirseniz solunuzda o tümülüslerden birini göreceksiniz.
Polatlı ve çevresinde Şabanözü Köyü’nde 12 tümülüs, 2 höyük, 1 mimari yapı, 1 düz yerleşim yeri, Çekirdeksiz Köyü’nde 4 tümülüs, 2 höyük, Kıranharmanı Köyü’nde 7 tümülüs 1 höyük, Beylikköprü Köyü’nde 10 tümülüs, Ömerler Köyü’nde 2 tümülüs, Sazılar Köyü’nde 1 tümülüs göreceksiniz. En son Beyceğiz Köyü’nde 17 metrelik en büyük tümülüslerden biri bulunmuştu.
EL ALEM TESCİLLEDİ DEĞERİNİ
İşte Frigya medeniyetinin simgesi Gordion, bu tümülüs ve höyükler adına da 18 Eylül 2023 sabahı Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alındı.
Polatlı sakinlerinin bile gitmediği, Ankaralı’nın bilmediği, seyahat acentelerinin geçiştirdiği, bu liste başvurusuna kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yeterli ilgi ve yatırımla geliştirmediği Gordion, özgün kültürü, sanatı, eserleri ve tarihiyle yine el alem tarafından tescillenince kıymet buldu ancak. Binlerce yıldır kıymeti bilinmeyen Gordion, bir günde ülke gündemine girdi, ulusal basın ve sosyal medyada paylaşım rekoru kırdı.
İyi bir yerel yönetim ve bürokrasi işbirliği örneğidir bu başvuru süreci. Bu medeni birikimin tescili, Polatlı ve Ankara’nın kaderinde olumlu bir kırılma tarihi olacaktır. Emeği geçen herkesi içtenlikle kutluyor, Polatlı’ya ve Ankara’ya hayırlı olmasını diliyoruz.