Dünyayı kasıp kavuran Korona virüsü maalesef ülkemize de geldi. Hükümet “ekonomik kalkan” açıkladı. Müteahhide kredi var, iş adamına para var, otel sahibine vergi indirimi var, küçük esnafa ise “sabır ve dua” var, işten çıkarılan işsizlik ödeneği alamayan garibana sabır var. 65’lik emekliye (Ankara ve İstanbul’da) yaşayan emekliye kolonya var. Peki cami görevlilerini zor durumda bırakan Urfalı’ya, Adapazarlı’ya niye kolonya yok. Geriye kalan 79 vilayetimizdeki emekliler (65’lik) kolonya bile alamayacak.
Peki bu kalkanda virüsten bahseden var mı? Yok. Sağlık görevlisi, eczacı, doktor, hemşire bunların maske ve eldivenleri var mı? O da yok. Hani kocaman kocaman “hasta garantili” hastanelerimiz vardı. Onların sadece “beton yığını” olduğu da ispat edilmiş oldu.
Türkiye’de kaç hastanede “ Koronavirüs testi” yapılıyor. Açıklamada o var mı, o da yok. Açıklanan bu “ekonomik kalkan”da virüse karşı alınacak önlem dışında her şey var. Bizim derdimiz virüsden korunmak değil miydi? Sokağa çıkmıyoruz. Uçakla yolculuk yapmayacağız indirim, otele gitmeyeceğiz vergi de indirim. Biz bir yere gitmiyoruz ki... Ey yetkililer siz söylediniz, evde oturuyoruz evde. Singapur, Güney Kore parmak ısırtıyor. Bu virüsle savaşta bizi de ‘Koronavirüst testi” yapamadığımız için Almanya halen bizi kıskanıyor mu acaba.
Virüsün yayılmaması için alınan önlemler; küçük esnafı (milyonlarca) batırdı, evine ekmek getiren günlük yevmiye ile çalışanlar sefalet içerisinde, kira verenler işyeri veya konut zorda. Esas çözüm üretilmesi gerekenler bunlar. Onlara çözüm yerine “sabır ve dua” kaldı. Böyle çözüm üretmek işin en kolay yanı. Acilen fakire, fukaraya iş arayana, garibana ve insanca yaşamak isteyen herkese dokunacak projeler üreterek, “testi” Türkiye’ye yayarak kısa sürede bu “Koronavirüs” belasından kurtulmaya bakalım. Yoksa zaten deniz, ırmak bile olmamıştı. Çöl olacağız, bu çölde hepimiz kum fırtınasına kapılıp mefta olacağız.
ACİL TEST, ACİL TEST, ACİL TEST……