Bilinen bir şey vardır, yapılan her iş herkes tarafından takdir edilmez. Bunu beklemekte gerekmez. Ama öyle işler vardır ki takdir edilmesi gerekir. İnkâr edilmesi, görmemezlikten gelinmesi daha zordur. Ama ne yazık ki zamanımızda bunlar çoğunlukla yapılıyor. Hangi siyasi görüşte olursak olalım yapılan bazı hizmetleri inkâr etmek mümkün değildir. Peki, her iş göz önünde olduğu halde nasıl oluyor da bazı siyasi temsilciler bunu inkâr ederek Türkiye’nin dışta dostu kalmadı, memleket kötüye gidiyor, ekonomi felç oldu, vatandaş perişan, millet ikiye bölünüyor diyerek bu söylemlerle milleti ikiye bölmeye çalışıyorlar.
Bir şeye kötü demekle o iyi şeyleri kötü edemezsiniz. Millet ikiye bölünüyor demekle milleti bölemezsiniz. Millet yapılanları inkâr edenlerden daha çok görüyor ve takdir ediyor. Eğer milletin gönlünü yapmak için yapılanları inkâr ediyorsanız bundan vaz geçin millete yapılanları takdir ettiğinizi ama size hizmet verilirse bunlardan daha iyisini yapacağınızı söyleyin ki milletin güvenini kazanasınız. Ya değilse yapılanların kötülenmesiyle, inkâr edilmesiyle milletin gönlü kazanılmaz. Seneler önce Türk lirası ceplerimizi dolduruyor ama alma gücü yok denecek kadar azdı. Bunu düşünen hükümet zor olanı yaptı Türk lirasından altı sıfırı birden attı. Trilyonlarla ifade edilenler binlere, binlerle ifade edilenler kuruşlara düştü. Kötümü oldu demek ki cesurca milletin menfaatine uygun alınan kararlar her zaman iyi oluyor.
Her siyasi kuruluş öncelikle kendi içindeki huzuru birlik beraberliği sağlamalı demokrasi kurallarını önce kendisi uygulamalı ki ondan sonra da karşısındaki partilerin demokrasi dışı uygulamalarını eleştirsin kendisinden haberi olmayanın başkasını eleştirmeye hakkı olur mu, oluyorsa buna millet inanır mı, milletiyle samimice iç içe olmayan hiçbir siyasi kuruluş milletine hizmet edemez. Yani sözün özü önce gözümüzdeki çöpü görelim ki ondan sonra karşımızdakinin gözündeki merteği görelim. O zaman daha şeffaf olmaz mıyız?
Hiç düşündük mü 16 Nisan 2017 referandumunun hayır çıkması için niçin Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere bütün Avrupa birleşti. Amaçları Türkiye Cumhuriyeti devletini FETÖ’nün emrine vermek ondan sonrada FETÖ’yü istedikleri gibi yöneterek bu milletin elde ettiği bütün haklardan mahrum ederek yönetimde söz sahibi olmaktı. Bunları yaparken kimlerle beraberdi, bütün terör örgütleriyle, Fotocularla. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve Türk gençliğine emanet ettiği Türkiye Cumhuriyetini ve devletini ortadan kaldırmaktı. Ama onların amaçlarını bu millet ve bu milletin gençliği, gezi olaylarında, 17- 25 Aralıkta sonra da 15 Temmuz’da ben varım dur bu rejimi sana teslim edemem dedi. Devletine rejimine sahip çıktı. Bu zor dönemleri atlatan bu millet bundan sonra da hiçbir teröre ve art düşünceye pirim vermez.
Şimdi bakıyoruz o Türkiye Cumhuriyeti düşmanları yumuşamaya başladılar. Neden? Çünkü karşılarında yıkamadıkları güçlü milletiyle birlik olmuş bir devlet var. Bu devlet ne zaman güçlü olursa o kadar çok dostu olur. Fırsat bekleyen yamyamlara yiyecekleri yem bulunmaz. Onun bu zamanımızda tek bir çaresi var birlik olmak. Siyasilerimiz birbirini daha iyi hizmet için eleştirsinler ama devletinin ve milletinin menfaati söz konusu olunca birleşsinler. Bunu birçok zaman ispatladılar bundan sonrada ispatlasınlar o zaman milletine karşı görevini yapmış olurlar.