Azerbaycan-Türkiye, Aynı Millet, İki Devlet olarak özellikle AK Parti döneminde, son yıllarda başarıyla büyük Projeler gerçekleştiriyor. Azerbaycan, 44 günlük Vatan Savaşı verdiğinde kardeş Türkiye”nin Dronlarının düşman hedeflerini noktayla vurduğunu dünya basını övgüyle yazdı… Evet, biz tarihen gerçek kardeşleriz ve her alanda daima birlikte hareket edeceğiz…
Fakat bu kardeşliği, bu sıcaklığı Ankara İl Dernekler Müdürlüğünde nedense hissetmiyoruz… Burada görev yapan bazı memurlar bana göre görevlerini kardeşçe, tam samimiliğiyle yapmıyorlar, diye bilirim. Çünkü bunu bizzat kendim yaşamışımdır. Bu gün Dermekler İl Müdürlüğünden söz edeceğim. Burada görev yapan bazı kimseler Azerbaycan’a olan kıskançlıklarını çeşitli dikkatsizlikleriyle ifade etmeye devam etmekteler…
Hala, 2015 yılında İl Dernekler Müdürlüğü, önce hiç bir sebep olmaksızın Derneğimizi kapatmaya kalktılar. Hatta mahkemeye verdiler. Elden kendilerine vermiş olduğum Beyannameleri bilgisayara yüklemedikleri anlaşıldı ve Mahkeme lehimize karar verdi. Başkanı olduğum Yeni Azerbaycan Yardımlaşma ve Kültür Derneğimize bu seferinde (YAYDER) 731 TL. Para cezası verildi. Yönetim Kurulumuz hemen toplandı, Karar Defterini inceledik. Dernek Beyannamesini her yıl Şubat-Nisan ayında Başkan olarak şahsen kendim elden götürüp vermişimdir. Orada çalışan memurların dikkatsizliği hep devam etti. Sabırla yolumuza devam ettik, çeşitli etkinlikler yaptık ve s.
TANAP-DEHASAL DÜNYA ŞİRKETİDİR
Derneğimiz adına “Ankara İl” Gazetesinde sayfa dolu yazılar yazıyor, iki ülke kardeşliğimizi savunuyor ve her alanda birlikte muhteşem Lahiyeler üzerinde titizlikle çalışmalar yapıldığını savunuyordum. TANAP Gaz-kemer Dünya Layihası bunun kanıtıdır. Tün Dünya Devletleri iki kardeş devletler –Türkiye-Azerbaycan’ın bu dehasal Layihasından söz ediyordur.
En son Azerbaycan’ın Garabağ Savaşında Mehmetcıklerin desteğini yazdık, dünyaya yaydık. Öyle bir alan yoktur ki Türkiye-Azerbaycan’ın ortak çalışmaları olmasın. Sağlık, ekonomik, askeri, savunma ve daha nice-nice, tüm alanlarda kardeşliğimiz her geçen gün daha da pekişiyor ve düşmanlarımıza göz Dağı olarak örnekler sıralanır… Ve bu hakiki kardeşlik ateşi daha da pekişiyor ve içlerine altı Türk Devlet ve Toplulukları da eklenmeye devam ediyor…
Tam bunlar var iken Türkiye’de bir kurum vardır ki, bu kardeşliğimize zarar vermeye devam etmektedir, diye düşünüyorum. Hangi kurumdur derseniz – Ankara İl Dernekler Müdürlüğü Kurumudur, diye bilirim. Burada, neden bilmiyorum, bazı memurlar ilgisizlikten mi, aşırı ırkçılıklarından mı, Azerbaycan’a olan sadakatsizlikten mi, başıma gelmeyen oyunlar açtılar ve güzel çalışmalarıyla ünlenen YAYDER Derneğimi Yönetim Kurulumuzun almış olduğu kararıyla kapatmaya karar verdik ve sonunda kapattık. Olay şöyle gelişmiş oldu.
OLUMSUZ KİŞİLER BURADA İSTEDİKLERİNİ YAPIYORLAR
Her yıl derneklerin çalışma Planı hazırlanır ve İl Dernekler Müdürlüklerine teslim ediliyor. Fakat benim teslim etmiş olduğum “Çalışmalar Listesi”, Dernekler İl Müdürlüğünde ya kayb oluyordu, zaman-zaman da “Elimize ulaşmadı”, diye ittihamlarda bulunuyorlardı. Ve uyarılar, cezalar geliyordu adresime. Sonra Posta ile değil, elden götürüp Kuruma teslim ettiğim yıllık “Çalışmalar Plan”ı bu kurumda neden kayıp ediliyordu? Önceleri buna anlam vermiyordum, bir türlü anlamıyordum. Elimde Posta makbuzunu gösteriyordum kendilerine. –“Bize ulaşamadı, gidin Postadan araştırın”, diyor, beni Postalara, kapılara yönlendiriyorlardı. Sonuçta cezaları aylık maaşımdan ödüyordum. Böylece beni suçlu duruma getirmiş oluyorlardı.
Üniversite derslerimden haftada iki, üç defa Postalara ve İl Dernekler Başkanlığına koşuyordum… Müdürle konuşuyordum, birim çalışanlarını davet ediyordu makamına. –Elimize ulaşmamıştır, diyor ve beni aralıklarla Postalara gönderiyorlardı. Sonunda İl Dernekler Müdürünün makamında, önünde oturdum.
–Sizin Kurumda neden Posta ile taahhütlü, imzalı resmi gönderilmiş yazılar kayıp oluyor, söyler misiniz? Elimde mahpus var iken bana cezalar gönderiyorsunuz? –Masanın üzerinde “Ankara İl” Gazetesi duruyordu. Müdür Bey makalemi bana gösterdi ve: -Hocam, sizin makalelerinizi hepimiz okuyoruz. Ama da güzel eleştiriler yazıyorsunuz. Tebrik ediyorum. Siz hiç endişe etmeyin, görevlilere talimat verdim, araştırıyorlar. Göndermiş olduğunuz “Yıllık Çalışma Planı”nı mutlaka bulunacaktır, rahat olun, -dedi. Ben de teşekkür ettim ve makamdan ayrıldım.
ERMENİLER ANADOLU’DA VE GARABAĞ’DA TÜRKLERE KARŞI SOYKIRIM YAPMIŞLARDIR
Evet, İl Dernekler Müdürlüğünde şerefiyle çalışan memurlar mutlaka vardır. Fakat bazı beyan çalışanlar nedense YAYDER Derneğimizin Posta ile göndermiş olduğum Resmi yazıları yitiriyorlardı ve bana: “Kopyasını lütfen getirin, - diyorlardı. Ben artık bu dolap oyunundan bıktım, usandım. Olayı Dernek Yönetimi ile paylaştım. O zaman olanları Gazeteye yazmayı düşündüm. Arkadaşlar bana; -Hocam bunu lütfen yapmayın. –Tavır alacaklar, bin kötülükler, oyunlar çıkaracaklar, dediler. Yazmadım. Fakat İL Dernekler Müdürlüğünde çalışanların masalarında “Ankara İl” Gazetesini devamlı görüyordum. Gazetede o yıllarda çeşitli konularda, özellikle Ermeni melaziminden, Garabağ ve Anadolu’da Ermeni Taşnak düşmanların yapmış oldukları Soykırımdan aralıklarla her gün sayfa dolu yazılar yazmaya devam ediyor, Sempozyum ve Kongrelerde Anadolu’da da Türklere karşı yapılan Soykırımları dile getiriyordum.
Derneğimizin fedakâr Kurucu Üyelerinden, yetenekli şair, merhum Alaattin Koçulu bir gür mana aynen şöyle dedi:
-Hocam, İl Dernekler Müdürlüğünde çalışanlar arasında Türk olmayan başka ırklardan, özellikle gizli Ermeniler de vardır. Bunu ben de biliyorum. Ve sizin makalelerinizi mutlaka okuyorlar ve Derneğimize karşı da tavır almışlardır. Siz titiz insansınız ve Posta ile göndermiş olduğunuz “Yıllık Plan Listemiz” neden kayb oluyor, bunu düşünmeliyiz? Yazılarınızı Türkiye’de okuyorlar. Yerli Ermeniler de yazılarınızı okuyorlar. Örneğin, oturduğunuz sitedeki Ermeni komşunuz bile üzerinize gelmiş, size saygısızlık yapmıştır. Sonunda kendisini Polis Merkezine çağırıp uyarmışlar ve s. Türk Pasaportunu taşıyan yerli Ermeniler daha tehlikeliler ve lütfen dikkatli olun…
ANKARA İL DERNEKLER MÜDÜRLÜĞÜNE YAZIKLAR OLSUN!
Aziz dostum, mahrum Alaattin kardeşim aslinde doğruları söylüyordu. Çok düşündüm. Hatta İl Dernekler Müdürlüğü ile Mahkemelik oldum. Neden mi derseniz? Bana iki defa haksız yere para cezası geldi, buna göre. Avukat tuttum ve şikâyette bulundum. Dernekler Müdürü beni makamına davet etti: -Hocam, siz halkısınız, lütfen Mahkemeye verin ve sizden almış olduğumuz para cezalarını geri ödeyeceğiz. Bunu yalnız Mahkeme kararıyla ödeyeceğiz, dedi. Söylediklerini yaptım. Mahkemeyi de kazanmış oldum. Ödemiş olduğum paralarımı geri ödediler. Fakat çok yoruldum, yıprandım ve sonunda YAYDER Derneğimizi kapatmaya karar verdim. Dernek işi bir gönül işidir. Fakat kalem ehli olduğumdan pek çok hainler, Türk düşmanları ile karşılaşmış oldum. Üzerime gelenler çok oldu, çünkü gerçekleri yazıyordum. Sonunda Türk düşmanları olan gizli hain kimseler hep üzerime geldiler. Hatta Derneğimize dek geldiler ve bana tehditler yağdırdılar. Sonunda karar verdim ve hayırsever niyetle kurmuş olduğum YAYDER Derneğimizi kapatma kararı aldık ve Yönetim Kurulunun kararının kopyasını Dernekler Müdürünün masasına elden götürüp verdim.
Evet, İl Dernekler Müdürlüğünde iyi çalışanların yanında bedhah, kinli ve Türk olmayan kişilerle çalışmanın zor olduğunu anladım ve onların sinsi suratlarını görmemek için Derneğimizi kapatmaktan başka çarem kalmadı.
Şimdi rahat-rahat yazılarımı “ANADOLU” Ankara Gazetesi sayfalarında yazıyor, Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin tebliği, “AYNI MİLLET, İKİ DEVLET” (Haydar Aliyev) felsefesinin ayrıntılarını ve ileride “Aynı Millet, Altı Türk Devleti”nin kardeş halk olduğunu dünyaya gururla tebliğ ediyorum. Ve bu kardeşlerin ileri yıllarda BÜYÜK TÜRK DEVLETİ olarak tek çatı altında birleşecekleri günü onur duyarak beklemekteyim!.. son…