Daha küçük iken hayat pusturdu,
Hiç eksik olmadı gadamız bizim!
Gelen örseledi giden susturdu,
Bu yüzden çıkmadı nidamız bizim!
İlçemiz Narman’da kaldık okuduk,
Şeyda bülbül gibi biz de şakıdık!
Köyün yollarında mekik dokuduk,
O zaman başladı cüdamız bizim!
Pekmezi reçeli kim vermiş banak,
Soğuktan üşürken kızardı yanak!
Kirada dururduk sanmayın konak,
Bir girişle bir de odamız bizim!
Bizde çocukların olmazdı savı,
Her türlü gıdadan almazdık tavı!
Genelde yapardık bulgur pilavı,
Patates makarna gıdamız bizim!
Görmedi cebimiz birkaç metelik,
Bilmedik anarşi nedir çetelik
Mahalle baskısı vardı üstelik
Geçmedi kimseye edamız bizim!
Bir dua hissettim titrek lebinde,
Var mıydı babanın para cebinde?
Anamız beklerken duvar dibinde,
Gırtlakta düğümdü vedamız bizim!
Bizim kuşak böyle belledi töre,
Yiğitlerin harman olduğu yöre!
Can tatlıdır bazen kimine göre,
Bir vatan uğruna fedamız bizim!
Söyletmeyin beni derdimiz çoktur,
Giymedik kadife kumaştan potur!
Giderken kefenin cebi de yoktur,
Dünyada hoş kalsın sedamız bizim!
Son sözler söylenir kelam içinde,
Açılır defterler kalem içinde!
Zannetme yalnızsın âlem içinde,
Bize sahip olur Huda’mız bizim!
Ne fark eder ismin Ali ya Şakir,
Sevdik insanları görmedik hakir!
İnsanlık yolunda fakir mi fakir,
Dersiniz bu Osman gedamız bizim!