1964 yılında İstanbul’da küçük bir terzihanede çırak olarak meslek hayatına adım atan Bayar, 13 yıl süren bu deneyimin ardından askerlik görevini tamamlayarak Nevşehir’in Acıgöl ilçesinde kendi atölyesini açtı. Dört çocuk ve 18 torun sahibi olan Bayar, yıllardır el işçiliğiyle müşterilerine özel kıyafetler dikiyor.
Mesleğine duyduğu tutkuya değinen Bayar, "Bu işe başladığım günden beri dikiş makinesi, iğne, iplik ve kumaşa bağlılığım hiç azalmadı. Gelen müşterilere hemen uygun tasarımı kafamda canlandırırım. Bazen iş, rüyalarıma bile girer. Mesleğim beni dinç tutuyor. Hiç doktora gitmedim; bunu çalışmanın sağladığı zindelik ve odaklanmaya bağlıyorum." ifadelerini kullandı.
MODAYA UYUM SAĞLADI, TERZİLİKTE ISRARCI OLDU
Bayar, meslek hayatı boyunca modanın sürekli değiştiğini, buna rağmen yeteneklerini geliştirerek mesleğini sürdüğünü belirtti. Hazır giyim sektörünün büyümesiyle terziliğin unutulmaya yüz tuttuğunu ifade eden Bayar, modanın her dönem farklılaştığını ve sanatkârların bu değişime ayak uydurması gerektiğini söyledi.
"30 yıl önce İspanyol paça pantolonlar ve uzun yakalı ceketler modaydı, şimdi çok farklı stiller var. Sanatkâr, değişen trendlere uyum sağlamazsa ayakta kalamaz. Terzilikte her işi öğrenmek zorundasınız, oysa konfeksiyonda çalışanlar hep aynı işi yapıyor. Yaşlandım ama mesleğime hala büyük bir sevgiyle bağlıyım. Ancak gençler arasında bu mesleğe heves eden kalmadı. Gençler daha çok modern yaşamın peşinde." diye konuştu.
“YILIN AHİSİ” ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLDÜ
Nevşehir’de “Yılın Ahisi” ödülüne layık görülmesinin gurur ve mutluluk kaynağı olduğunu belirten Bayar, geleneksel zanaatkârlığın değerini vurgulamayı sürdürdü.
Bayar'ın uzun yıllardır müşterisi olan İmdat Çalışkan ise el yapımı kıyafetlerin fabrikasyon ürünlerle kıyaslanamayacağını vurgulayarak, "Hazır giyim ürünleri terziye gelse de, el işçiliğinin yerini tutmaz. Biz Şammas ustaya istediğimiz kumaşı getiriyoruz, o da tam istediğimiz gibi dikiyor." dedi.