Önce “Bombalı eylemlerde kullanılanların daha önce babası veya ailesinden birilerinin askerler, devlet tarafından öldürülen ve kin dolu insanlardan kullanılıyor” diyen Şirin Payzın’ın programındaki köpeğe bir derstir bu. Devlet bu kadının daha önce de PKK kamplarında Apo ile çekilmiş, küçük yaşlı teröristlerin nasıl yetiştiğini görüp başını sıvazlarken fotoğrafları dolaşırken nasıl program yapmasına izin verir bilinmez. Bu kadının program yapmasına mani olunmalıdır. Çünkü onlar fikir özgürlüğü değil devlet düşmanlığı yapmaktadırlar. Bu Kırgız’ın da mı babası devlet tarafından öldürüldü bre alçaklar. Gelelim esas konuya. Neden en fazla Kafkasya ve Kırgızlar…
Uçak krizi günlerinde Putin, iktidarı kastederek, söyledi ki” Çeçenistan olaylarının arkasında da bunlar vardı” dedi. İşte o Putin şimdi daha önce savaştığı ordularıyla pişman ettiği ve yok ettiği o Çeçenlere destek veren, kaçanları saklayanlarla da bir hesaplaşma içerisindedir. Bizimkilerin ”açılım” saçmalığını ortaya attığı zaman Apo’nun beslemesi sözde akil varlıklar yola düşmeden söyledik ki ”Çeçenler gibi pişman edeceksin ki masaya oturacaksın. Onlar devlete diz çöktürdük “derken açılım teslimiyettir” dedik. Şimdi o Putin kaçanların ve yeni katılanların defterini dürmek için sabırla ve suhuletle önce onları İdlib’e toplamak ve topluca imha etmek maksadındadır. Çünkü İŞİD mensuplarının en tehlikelileri, en acımasızları Kafkasya’daki katılımcılardır. Bunların savaştan sonra tekrar Çeçenistan’a dönmelerinin büyük bir sıkıntı yaratacağını bilmektedir. Çeçenistan, Dağıstan, Asetin, Nogay, Çerkez, Balkar gibi guruplardır bunlar. En kalabalık gurup bunlardır. Batılı ülkelerden gelenler arka planda kalanlardır. Putin’e fazla güvenmemek gerekir. Lakin başka çıkar yol yoktur. Lakin Putin’in her an bir kazık atmasının ihtimal dahilinde olduğunu da beklemek gerekir.
Kırgızlardan neden çokça katılım olduğu hususuna gelince: Kırgızistan’ın Fergana Vadisi bölgesindeki serhat şehirleri olan, Oş, Özgen, Celalabat ve Karasu şehirlerinden katılımların çok olduğunu işitiyoruz. Özgen şehrinde bir misafirlik dolaysıyla gittiğimde mahalledeki Çeçen bir çocuğu diğer Kırgız ve Özbek çocuklar tarafından kendi aralarında kavgada dövmüşler. Çocuğun ailesi bütün Çeçen aileler sokağa çıkıp kim var kim yok evlerine kaçışırken meydanda hava atıyorlardı. Hepsinin elinde ve belinde hançer şeklinde bıçaklar vardı. Çeçen, her yerde kavgacı, dayanışmacı ve cesur. Bu katılanların da ekseriyeti yine oralardaki Çeçenlerdir. Özbekistan’da bir Özbek arkadaş sordum. Sovyetler zamanın orduda askerler arasında kimin sözü geçerdi diye. Cevap “Çeçenlerin” olmuştu. ”Bir çeçen de olsa onun sözü geçer sonra biz Özbeklerin” demişti. Aynı soruyu Azerbaycan’da sordum yine önce “Çeçenlerin” dediler sonrasında da “Azerilerin” dediler.
Kırgızların başkent Bişkek’ten bu bölgeye kara yoluyla ulaşımları yoktur. Sınır hakimiyetleri de yoktur. Dağlarda yılkı otlatan daha taksiden, TV den habersiz yaşayan, azıkları da devlet görevlilerince helikopter ile atılan insanlar yaşar Tanrı Dağlarının Kırgız tarafında. İşte bu sebeple Önce El-Kaide sonra da Taliban ve şimdi ise İŞİD buralara kolayca ulaşabilmektedir. Özbeksitan’daki hem 1997 yılındaki El-Kaide olayları, hem de 2005 yılındaki nurcu ayaklanmasının destek noktası Kırgızistan hudududur. Buradan geçişlere mani olmak için sınır boyuna daha önce olmayan tel örgüler çekilmiş ve askerler beklemektedir. Bu iş işe yaramıştır. İslam Kerimov’un halkına yaptığı içe kapanmanın yanlışlığının yanında bu türlü istismardan da halkını koruduğu bir gerçektir. Çünkü Kırgızlardan daha dindar olan Özbeklerden katılım azdır. Çünkü sınırdan sızmalar engellenmiştir. Lakin Kırgızistan’ın Afganistan sınırı ve Tacikistan sınırı yok denecek mertebededir. Yolgeçen hanıdır. Bu sebeple buraya kolayca ulaşan Vahhabi El-Kaide ve İŞİD ile bizdeki nurcular buralarda adeta eleman toplama merkezleri kurmuşlardır.
Askar Akyev zamanındaki birinci Kırgızistan olayları başlarken köşe başındaki casuslar her Kırgız’a üç dolar verdiler. Gösteriler katılmalarını söylediler. Yani halk fakirlikten de öte perişandır. Kırgız denilen bu katılımcıların yine Fergana vadisindeki şehirlerden katılanlardır. Buradaki nüfusun ekseriyeti Özbek’tir. Bu sebeple katılımcıların pasaportunda Kırgız yazsa da Özbek asıllı veya Çeçen asıllıdır mutlaka. Çünkü Kırgız ana babadan olanların öyle dini temayülleri yüksek insanlar değillerdir. Zaten bu bölgede misyonerler halkın çoğunluğunu Hıristiyan yapmıştır. O zamanki Kırgız dışişleri bakanı %5’lik bir nüfus Hıristiyanlaştırıldı” demişti. Bu misyonerler ABD ve AB ülkelerinden değil Güney Korelilerdendir. Çünkü buralarda Güney Korelilerin araba Daewoo ve elektronik fabrikaları vardır. Buraya katılan bir Kırgız ile Oş şehrinde sohbet ederken “bu merkeze gelen herkese üç dolar veriyorlar, bir paket sigara ve hamburger veriyorlar. Sonra da ayin yaptırıyorlar” demişti. İşte İslamcılar ister Hıristiyan misyonerler buranın fakirliğini istismar ederek perişan etmişlerdir. Bu katil de büyük ihtimalle ya Özbek asıllı veya Çeçen asıllı Kırgız vatandaşıdır ve Fergana vadisi bölgesindendir.
Irak’taki İŞİD’çilerin ekseriyeti buradaki Sünni aşiret mensuplarıdır. Maliki zamanında ezilen, ABD askerlerince mahremleri ayaklar altına alınan Sünni aşiretlerin kurtuluş savaşı namus savaşıdır. Peki şiinin en kötüsü, en sapığı olan Nusayri Esad’a yardım için gelenlerin%88 neden Kafkasya ve Orta Asya’dan gelen Sünnilerdir? İşte yukarıda saydığımız sebeplerle katılımlar olmaktadır.
Türkiye’den katılanlara da ev ve 300 bin dolar verdikleri daha önce yakalanan bir kadın terörist tarafından ifade edilmişti.