Helal haram dinlemezsin saldırırsın mala.
Benziyorsun yük taşıyan tam bir hamala.
Bilmem ki ne zaman erişeceksin kemale.
Bu Dünya’ya yağmaya mı geldin bre idraksiz?
Evlerin, yatların, paralarının hesabı yok.
Gel beni dinle de, şunları kafana sok.
Hiç unutma ki, yığdıklarının hesabı çok.
Bu Dünya’ya yığmaya mı geldin bre idraksiz?
Ne bulursan kullandın faydana, çıkarına.
Ahireti unuttun bıraktın akarına.
Aklına şaşarım ben senin basit aklına.
Bu Dünya’ya sağmaya mı geldin bre idraksiz?
Ne kadar da tutunsan asla kalamazsın.
Yaşlanıp da gider hiçbir zevk alamazsın.
Mışıl mışıl bir uykuya dahi dalamazsın.
Bu Dünya’ya sığmaya mı geldin bre idraksiz.
Bu Dünya’ya sığmaya mı geldin bre idraksiz.
Herkes ölüyor
Kimi buz gibi soğuk, ıssız bir sokakta.
Kimi sımsıcak, hararet dolu bir yatakta.
Kimi güpegündüz, kimi tam şafakta.
Vakti dolduğunda herkes, herkes ölüyor.
Düşün bakalım, kim ağlıyor, kim gülüyor?
Kimi gencecik, hayatının baharında.
Daha çok şey vardı yaşanacak yarında.
Burada kalacak yokluğun da, varın da.
Ecel geldiğinde herkes, herkes ölüyor.
Bil bakalım bil, kim ağlıyor, kim gülüyor?
Günler sanki su gibi akıp da geçecek.
Azrail herkesi elbet bir bir biçecek.
Ölüm, bu hayattaki değişmez tek gerçek.
Vakti dolduğunda herkes, herkes ölüyor.
Düşün bakalım, kim ağlıyor, kim gülüyor?
Aklı olanlara gerek ki almalı tedbir.
En güzeli “ölmeden önce ölmektir.”
Güzel yaşayanları korkutmaz ki kabir.
Vakti dolduğunda herkes, herkes ölüyor.
Düşün bakalım, kim ağlıyor, kim gülüyor?
Ecel geldiğinde herkes, herkes ölüyor.
Bil bakalım bil, kim ağlıyor, kim gülüyor?