Bu çağın en belalı ve vahşi Tağutu ABD ve kapitalizm

Ahmet Sandal

Bir önceki yazımdan devam ediyorum. Bir önceki yazımda Kur’anî bir kavram olan “Tağut” üzerinde durmuştuk. Tağut kelimesinin Kur’an-ı Kerim’de sekiz ayette geçtiğini ve manasının da “Allah'a başkaldıran, kötülük ve sapıklıkla hükmeden, kendisine başkalarını kulluk etmeye zorlayan veya başkalarının bile bile kendisini put edindikleri insan, şeytan veya put, insanları, Allah'a iman ve kulluk etmekten uzaklaştırıp kendisine veya başkasına kulluk yapmaya çağıran ve yönlendiren her şey” olduğunu belirtmiştik.

Kur’an-ı Kerim’de Tağut kelimesinin yer aldığı sekiz ayetin mealini bir önceki yazımda belirtmiştim. Şimdi bu yazıda tekrar o ayetlerin hepsini tek tek yazmayayım. Bu yazıda yalnızca bir ayet-i kerime’yi yazayım

 “Allah, iman edenlerin Velisidir, Dostudur. Mü’minleri karanlıklarından aydınlığına çıkarır. Kâfirlerin velileriyse, dostlarıysa tağuttur. Onları aydınlıktan karanlıklara götürür. Bunlar, ateşin ehlidir ve orada ebedî kalacaklardır. (Bakara Suresi, 257)

Bir önceki yazımun en sonunda, “bir sonraki yazımın başlığı “Bu Çağın En Belalı Tağutu: Kapitalizm” olacak diye belirtmiştim.

Yazımın başlığına dikkat ettiyseniz ABD’yi ekledim. “ABD eşittir, kapitalizm, kapitalizm eşittir ABD, al birini vur ötekine, hiç farketmediği için” ABD’yi de bu yazının başlığına eklemenin gerekli olduğunu düşündüm. Esasında bir de “İsrail’i bu yazının en başına ekleyip Bu Çağın En Belalı ve Vahşi Tağutu ABD, İsrail ve Kapitalizm” diye seslenmek gerekir. Neyse onun da çözümü var. Bir sonraki yazımın başlığında Bu Çağın En Zalim ve Alçak Tağutu İsrail” diye bir başlıkta siyonistleri, Yahudileri de anlatırız. Adamların, yani Yahudilerin ve siyonistlerin faiz, döviz, borsa ve tüm sömürü araçlarının nasıl yönettiklerini o yazıda anlatırız.

Şimdi bu yazıda ABD ve kapitalizm üzerinde durarak bu iki Tağutu dikkatlerinize sunalım.

Evet, ben ikisine de tüm ruhumla karşıyım.

Bu karşıtlığımı yazılarımda görürsünüz zaten.

Hayatımı “ABD’yi ve kapitalizmi red” anlayışına odaklamış bir Kardeşinizim. Bu benim ahdim ve hayattaki minvalim.

Önce reddetmek gerekir. ABD’yi ve kapitalizmi reddetmeden şuurlu Müslüman olamazsın ve gerçek mü’min sayılamazsın.

Bir yazımda “La kapitalizm, illa İslam” diyerek seslenmiştim. “La ABD, la kapitalizm, illa İslam.” Aynen “Lailaheillallah Muhammed'en resûlullah” kelime-i tehvid kelamının önce red ile başlayıp sonra kabul ile devam etmesi gibi, önce bunları reddet, sonra şuurlu Müslüman ol.

Yani önce tüm tağutları reddet, sonra şuurlu Müslüman ol, gerçek imana sahip ol.

Beyler “ABD ve kapitalizm ile İslam uyuşmaz.” Nasıl İsrail ve kapitalizm İslam ile uyuşmayacağı ve anlaşamayacağı gibi ABD ve kapitalizm de İslam ile uyuşmaz ve anlaşmaz.”

Kardeşim daha ne düşünüyorsun? Tağut ile İslam birarada uyumlu olur mu? Olmaz. Öyleyse İslam ile ABD ve kapitalizm, İslam ile İsrail ve Siyonizm nasıl bir araya gelir.

Şunu net olarak belirteyim kim ki bu Tağutlara en ufak bir sevgi duyuyorsa ve onlarla bir araya gelip de anlaşıyorsa Müslüman değildir.

Siyaseten ve mecburen ya da geçici olarak Tağutlarla işbirliği yapanlar oluyor mu? Yani Müslümanlardan o adamlarla bir araya gelip de siyasi, ekonomik ya da benzeri sebeplerle  (bir araya gelip de) anlaşmalar yapan Müslümanlar var mı? Var. Bu durumda, yalnızca şu duayı Yüce Rabbime (cc) arz ediyorum. “Kalplerinde Tağutlara kin ve öfke var, ancak mecburen bir araya geliyor ve anlaşma yapıyorlarsa” Allah onları affetsin. Ancak, “onlara yönelik kalplerinde en ufak bir sevgi varsa” Allah onları ıslah etsin. Islah olmayacaklarsa da” Allah onları mahv-ü perişan eylesin. Amin.

Müslüman kapitalizme neden karşıdır? Kapitalizmin en büyük temsilcisi ABD’ye Müslüman niye karşıdır?

Bizim karşıtlığımız elbette körü körüne ve boşu boşuna değildir.

Şuurlu bir Müslüman, Haşr Suresi 7. ayette geçen, “böylece, o mallar, içinizden yalnızca zenginler arasında dolaşan bir servet olmasın” emrini bilir ve buna uyar. Kapitalizm denilen melun düzen, alçak sistem, bu ayetin tam zıttını uygular. Kapitalizm denilen şeytani düzen tamamıyla zenginliğin belirli ellerde toplanmasına yönelik faiz, döviz, borsa gibi araçlarla insanların neredeyse yüzde doksanını sömürür. Başta ABD olmak üzere tüm kapitalistler sömürücüdür. Toplumun yüzde doksanının sömürüldüğü bir nizama kim razı olabilir ki? Bu nizam, bu düzen elbette İslamî değil ve Tağut nizamı, Tağut düzenidir.

Ancak şeytanlar ve salaklar bu düzene taraftar olabilir.” Ancak şeytanlar ve salaklar Tağuttan yana olabilir.”

Sermaye temerküz ettiğinde, ekonomik bunalım meydana geliyor. Yalnız ekonomik bunalım meydana çıkmıyor. Sosyal bunalım da meydana çıkıyor. Bunalımlar insanları aydınlıktan karanlığa götürüyor. Bunalımlar insanları huzurdan huzursuzluğa götürüyor.

Günümüzde Dünya’da karanlık ve huzursuzluk hakim ise sebebi Tağuttur. Günümüzde Dünya’da karanlık ve zulüm yaygın ise sebebi Tağut nizamı kapitalizm ve onun baş temsilcisi ABD’dir.

Mal-mülk, para belirli ellerde toplandıkça, toplumda fesat çıkar, hırsızlık yaygınlaşır, açlar çoğalır ve buna benzer hususlar nedeniyle toplumda huzur kalmaz. Atalarımız boşa mı söylemiş: “Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar”. İşte bu durum karanlıktır ve zulümdür.

Gelin istiyorsanız en başta yazdığım ayet-i kerimeyi bir kez daha okuyalım: “Allah, iman edenlerin Velisidir, Dostudur. Mü’minleri karanlıklarından aydınlığına çıkarır. Kâfirlerin velileriyse, dostlarıysa tağuttur. Onları aydınlıktan karanlıklara götürür. Bunlar, ateşin ehlidir ve orada ebedî kalacaklardır. (Bakara Suresi, 257)

Tağut, insanları nereye götürüyor? Karanlığa, yani zulme ve huzursuzluğa götürüyor. Kapitalizm ve ABD insanları nereye götürüyor? Onlar da insanları karanlığa, zulme ve huzursuzluğa götürüyor. Bu denklem Tağut’un ABD ve kapitalizm olduğunun çok açık bir ispatıdır.

Biz Allah’ın izniyle ispatsız konuşmayız. Elhamdülillah, burada da ispatlı ve delilli konuştuk.

Evet, net ve açıkça beyan ediyorum: Günümüz Dünyasında meydana gelen bütün felaketlerin ve bütün acıların kaynağı ABD ve kapitalizmdir. Kapitalizmin şu anki çocuğu ABD’dir. Onun yaşlı ve bunak babası İngiltere’dir. O da elbette Dünya’daki tüm felaket ve acıların sebebidir. Allah bu saydıklarımın hepsini helak eylesin. Amin.

Yazımı üç ayet-i kerime meali ile sonlandırıyorum:

“Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır.” (Nur Suresi, 42) “Hüküm, yalnızca Allah'ındır.” (Yusuf Suresi, 40) “Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır.” (Al-i İmran Suresi, 189)

Vesselam….

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.