‘Bu ne haldır hacı ağa’ dedirten seçimler

Dursun Erkılıç

Siyaset ile gerilmişken…

Tahmin yapayım deyip anket firmaları gibi yere serilmişken…

Dünyanın en ağır işi olan ‘laf anlatamamak’ ile yorulmuşken…

Geldi geçti ömrüm benim!

Ömür kitabımın sayfalarından bazı notları, anekdotları 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleriyle yoğurup CHP fırınında pişirerek servis etmek istiyorum!

Buyrun Halil İbrahim Sofrasına…

***

2011 yılındaki 12 Haziran seçimlerinin ardından yazdığım, “Türk icadı: Kaybedeni olmayan seçimler!” başlıklı yazıma, “Türkiye’de Siyaset” kitabımda yer vermiştim. Kitabı karıştırırken gördüm ki başlığı kurtarmak için şu ifadeleri kullanmışım:

“12 Haziran seçimlerinin gösterdiği bir gerçek de, her seçim sonrası, siyasi parti liderlerinin seçim sonuçlarını yorumlarken ortaya koyduğu ‘başarılıyız’ mahareti…

Oy oranı yüzde 50’yi bulmasına rağmen milletvekili sayısı düşen AK Parti de; kendine yüzde 30 hedefi koymasına rağmen, oy oranı yüzde 26’da kalan CHP de; barajda boğulacak yorumları arasında kaset rüzgarına yakalanan ve Meclis dışına savrulması beklenirken, önceki seçimde yüzde 14 olan oy oranı yüzde 13’e düşen MHP de, yüzde 1.5 ile ana muhalefetliğe soyunan SP de, yüzde 0.76 oy oranına sevinen HAS Parti de ‘başarı’ kutlaması yapıyor. Siyasetin, sosyolojinin, verilerin gerçekleri kabak gibi ortadayken, insan ister istemez ‘bu ne haldır hacı ağa’ demekten ve düşünmekten alamıyor kendini…”

***

14 Mayıs 2023 seçimleri sonrası siyasi partilerden yapılan açıklamaları alıp 12 yıl önce söylenenlerin üzerine yapıştırsanız şablon gibi oturur. Söylem manzarası değişmiyor.

Demek istediğimin resmini bir dörtlük ile çizmiştim zaten:

Bu ne biçim geçimdir azamisi olmuyor / Biri bize asgari ücret bordrosu vermiş / Bu ne biçim seçimdir kaybedeni olmuyor / Allah bize kaybetmez lider kadrosu vermiş

***

Evet, kaybedeni olmayan seçimlerimiz ve siyasetçilerimiz var ama siyasetin de kendi gerçekleri var…

O gerçeklerin sonucu;

- CHP Genel Merkezi’ne asılan “Ben Kemal, geliyorum” yazılı dev afiş indirildi.

- CHP içinde; ‘yönetim istifa’ diyenlerin ve kurultay isteyenlerin sesi yükselmeye başladı.

- Zapt edilmesi zor görünen Ekrem İmamoğlu’nun ‘değişim’ mesajını ‘Kılıçdaroğlu’ adını anmadan vermesi ve fakat ‘düşün peşime’ der gibi ‘kolları sıvaması’, bugün yapılacak ve istifaların da görüşüleceği MYK toplantısı sonrası CHP’de yaşanacakların habercisi gibi…

- Tescilli fakat partiden uzaklaştırılan CHP’liler; Yılmaz Ateş, Mehmet Sevigen ve Mehmet Akif Hamzaçebi ile Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan gibi isimlerin, “Kılıçdaroğlu istifa” türküsü çığırması, koroya katılanların sayısını artıracak kadar gür çıkıyor…

- Eski CHP Genel Sekteri Gürsel Tekin’in genel başkanlığa talip olması ise muhtemel bir olağanüstü kurultayda koltukta gözü olanların sayısının artabileceğine işaret. Yeter ki bir ‘çekilme’ ya da ‘istifa’ olsun…

- Gürsel Tekin’in peşine CHP içinde “Gelecek İçin Biz” hareketine öncülük eden ve 37’nci Olağan Kurultayda genel başkanlığa aday olan İlhan Cihaner’i eklersek, karşımıza ‘yenilgi’ ile; “Partimizin ve ülkemizin birikimi en büyük umudumuzdur. Mücadeleye ve sorumluluk almaya hazırız” mesajları çıkar ki bu da her türlü gelişmeye müsait bir yaklaşımdır.

***

‘Yenileni olmayan seçimler’den yola çıkarak ‘yenilgi’, ‘istifa’ ve ‘kurultay’ çağrılarına uzanan bir yolculuk yaptık.

Türkiye’nin siyaset meydanı, dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığı kadar renklidir. Bundan sonra da her türlü tabloya hazırlıklı olmak gerekir. Dileğim, tablonun çerçeveletip duvara asabileceğimiz güzellikler yansıtmasıdır…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.