Bu programlar kaldırılmalı mı?

Eyüp Kara

Televizyonlardaki gündüz kuşakları tartışılmaya devam ediyor ve daha uzun süre devam edecek gibi de görünüyor. Bu gündüz kuşağında yer alan programlar evdeki kadınlara yönelik yayınlarıyla dikkat çekiyor.

Televizyonlarda uzun yıllardır kadın programı veya aktüel program olarak geçen gündüz kuşağı programları son dönemde iyice popüler oldu. Halktan insanlarla, gerçek sorunları veya polisiye olayları ele alan bu programlara her geçen gün bir yenisi ekleniyor.

Programlarda genel olarak ‘Kayıp Aranıyor’ temalı konular işleniyor. Müge Anlı ile başlayan bu furya şimdi neredeyse her kanalda var. Yani bu tür kayıp arama programları birazda ajitasyon işin içine girdi mi tadından yenmiyor vesselam.

Ne garip değil mi bir zamanlar halkı eğlendiren, eğlendirirken de düşündüren programlarımız vardı. Hem bilgilenirdik hem de bilmediğimiz bir sürü konu hakkında bilgi sahibi olur yanlışla doğruyu anlardık.

Şimdi öyle mi? Şimdi gündüz kuşağı programlarından millet birbirinin gözünü oyuyor. Sen bana bunu dedin, ben sana demezsem içimde ukde kalır diyerek Allah ne verdiyse birbirimize saydırıyoruz…

Evet Müge Anlı ile başlayan bu serüven iyi iş çıkardı ve çıkarmaya devam ediyor. Müge Anlı birçok cinayeti ve bilinmeyen olayı aydınlatıp yaralı yüreklere su serpti ama daha sonra hemen hemen her kanalda gündüz kuşağını kaplayan bu programlar aile yapısına zarar vermeye başladı.

O kadar rezillik yaşanıyor ki insan ne diyeceğini bilemiyor. Kim kiminle kaçı, kim yufkacıya, kim börekçiye kaçtı artık takip edemez durumdayız. Yani işin özü bu gündüz kuşağındaki programları artık kabak tadı verdiği gibi tam bir kaos ortamı yaratmaya başladı.

Bu programların kadına şiddeti körüklediğini söylemeden geçmek olmaz. Bu programlar kaldırılmamalı, her yönüyle incelenmelidir. Çünkü bu programların sosyolojik boyutu çok daha büyük.

Evinden kaçan kızlar, evlendirme vadiyle dolandırılanlar, eşinden başkasına kaçan kadınlar, uyuşturucu batağına sürüklenenler, fuhuş ticaretine sürüklenen kızlar ve kadınlar, öldürülme kuşkusu olan kayıplar daha neler neler bu programlar sayesinde aydınlanmaya çalışıyor.

Öyle ki ortaya çıkan yaşam öyküleri çoğu kez sürpriz sonuçlarla bir yere ulaşıyor. Olaya karışan kardeşler, çocuklar, akrabalar kadınlı erkekli karışık ilişkilerle sahneye çıkıyor. Yani bunların ulu orta konuşulması hem de gündüz çocukların televizyon başında olduğunu düşünürsek durum vahim onu söylemek isterim.

Artık bu konuda RTÜK mü devreye girer bakanlıklar mı bilemiyorum ama bu programlara bir çeki düzen verilmesi mutlaka gerekiyor…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.