Evlatlarımıza sahip çıkamıyoruz ne yazık ki. Ne acı bir durum değil mi bir evlada sahip olmak ve onu sağlıklı bir şekilde büyütebilmek.
Türkiye son birkaç gündür, Bursa'da boşaltılmak istenen bir çöp evdeki kilitli odada baygın halde bulunan 9 yaşındaki Cem Muhammet A.'yı konuşuyor. Tırnakları ve saçları uzayan, vücudunda yaralar oluşan ve adeta bir deri bir kemiğe dönen çocuğun yaşadıkları korku filmlerini aratmadı.
Yani ben Cem Muhammet’i o şekilde görünce gerçekten çok üzüldüm. Bir insan olarak kendimden utandım. Bir canı, bir insanı, bir canlıyı bu şekilde cezalandırmak veya onu sahipsiz bırakmak hepimizin suçu. Önce ailesi sonra o apartmanda oturanlar sonra da bizler hepimiz suçluyuz.
Şimdi o çocuğun yerine kendi evladınızı koyup düşünün. Benim evladımın başına böyle bir şey gelse ne yapardım? Tepkim ne olurdu diye. İnsanın yüreği burkuluyor, içi acıyor. Düşünmesi bile insana korkunç bir acı veriyor.
Peki küçük çocuk bu yaşadıklarından ruhen ve fiziken nasıl etkilendi? Hayat boyu etkisini hissedeceği kalıcı bir hasar aldı mı? Bu çocuğun bundan sonraki hayatında o travmayı nasıl atlatacağını hiç düşündük üm?
Küçük çocuğa bu eziyeti yaşatanlar nasıl bir ceza ile karşı karşıya kalacak? Bunlar daha sonra konuşulması gereken konular ama bu masum yavruya bunu reva görenler en ağır şekilde cezalandırılmalı ki buna tevessül edecek insanların gözü korksun.
Uzman Klinik Psikolog, “Çocuğun gördüğü zararın boyutunu kestirmek ilk etapta zor olabilir. Öncelikle nasıl bir duruma maruz kaldığını detaylı şekilde öğrenmek gerekiyor. Ancak ebeveynleri tarafından terk edilmiş bu çocuğun güvensizlik algısı çok daha yoğun bir şekilde olacaktır” diyor.
Düşünün çocuk yaşadığı bu travma nedeniyle yaşıtlarının çok gerisinde kalmış. Maşallah boyu 9 yaşında olmasına karşın boyu 1.83 metre geliyor. Yani bu evladımızın bu yaşta bu fiziğe sahip olması ne kadar büyük nimetmiş. Onun yaşındaki çocukların çok üzerinde bir gelişme göstermiş yazık ki onu bu hale biz getirmişiz ne acı bir durum.
Cem Muhammet A’nın bu duruma düşmesinin sebebi olan teyzesi diyor ki, “Annesi istemediği için yeğenine kendisi bakmak zorunda kaldığını” ifade ediyor. Hadi öyle oldu diyelim be vicdansız kadın bu çocuğa bakmayacaktın götürüp devlete neden teslim etmedin diye sormazlar mı insanı.
Madem durumun yoktu, imkanların kısıtlıydı devletin güvenli kapısına bu masum yavruyu verirden devletimiz en iyi şekilde bakar, okutur ve meslek sahibi de yapardı. Nereden tutarsan tut insanın elinde kalıyor.
Düşünün bu masum yavrumuz daha hiç okula gitmemiş. 9 yaşında ve alfabeyi bilmiyor onun bu hakkını bile elinden almışız da haberimiz olmamış. Bu vicdansızlığı anlatmak için kelimeler yetmiyor insanın boğazı düğümleniyor sadece.
Düşünün Cem Muhammet A.'nın, Antalya'da annesine teslim edildikten sonra ilk olarak ondan kuruyemiş ve çikolata istediği öğrenildi. Yani bir çocuk bu yaşına kadar çikolata yememiş ve ne kadar masum bir istekte bulunmuş. Yazarken bile gözlerim doldu daha ne diyebilirim.
Şimdi bu çocuğun annesine ve teyzesine ceza versen ne olur, vermesen ne olur? Olan olmuş bir masum yavru neredeyse hayattan kopmak üzere bulunmuş. Bundan sonra o yavrumuzun hayatını nasıl güzel hale getiririz orası önemli.
Devletimiz zaten sahip çıktı ve her türlü sosyal ve psikolojik desteği veriyor. Onun yeniden hayata tutunması ve yaşaması için büyük bir özveriyle doktorlarımız her türlü yardımı yapıyor.
Mesele bundan sonra Cem Muhammet A. gibi evlatlarımıza sahip çıkmak ve onları hayata kazandırmak. Lütfen evlatlarımıza sahip çıkalım tek isteğim budur. Sağlıklı günler diliyorum…