Bursa’da başkesmek istedim!

Dursun Erkılıç

Bursa, sadece yerel yönetim anlamında ‘Büyükşehir’ değil, her bakımdan büyük bir şehir. Özellikle de doğal güzellikler, tarih / kültür / sanat zenginlikleri, manevi eser ve mekanlarıyla… Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın şehre kazandırdıkları Bursa’nın değerine değer katıyor. Başkan Aktaş’ın davetiyle vardığımız şehirde maneviyat ile donanırken, burada bulunma sebebimiz de donanmanın amiral gemisiydi!

AKLIMA ‘BAŞKESMEK’ GELDİ!

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından işlemeleri, ahşap oymaları, çevre düzenlemesi ve ışıklandırması gibi özellikler kazandırılarak aslına uygun inşa edilen 4 asırlık Bursa Mevlevihanesi’ni görecek, bir de sema ayinine katılacaktık. Heyecan vericiydi…

Gündüz şehir turuyla yorduğum bedenimi sarsan heyecanı bastırmam gerekiyordu. Ne yapmam gerektiğini düşünürken başkesmek geldi aklıma! Kararımı verdim; başkesmeme kimse mani olamazdı artık… Başkesmek, kolay değildi elbette. Evet, zor bir işti ama yapmam gerekiyordu… Yapamadım. Semazenlere ihale ettim! Anlatayım…

TARİF, TANIM PEŞİNDE SEĞİRTTİM!

Bursa Mevlevihanesi’ne giderken kendi kendime, ‘nasıl başkeseceksin’ diye sordum. “Mevlevi Terimleri” yetti imdadıma…

Başkesmenin yolunu öğrendim. Sağ ayağın başparmağını, sol ayağın başparmağı üstüne koymak, eller düz ve parmaklar açık olarak sağ kol, sol kolun üstüne gelecek şekilde, elleri omuz başlarına çaprazvarî götürmek, sonra da belini bükmemek şartıyla başını öne doğru göğse eğmek yeterliymiş! ‘Başkesme’ bu kadar basit ama benim için zor! O zaman, benim yerine biri ya da birileri başkesebilir! Bunun en iyi yapılacağı yerlerden biri Bursa Mevlevihanesiydi ve ben oraya gidiyordum…

SADECE DİRİLER İÇİN DEĞİL…

Başkesmek olmazsa olmazmış! İslam Ansiklopedesi’nin ‘Meleviyye’ maddesine danışınca öğrendim ki, başkesmek sadece diriler için değil ölüler için de bir anlam ve dahi önem taşıyor. Ansiklopedinin elime tutuşturduğu bilgiye göre;

“Mevlevîler’de ölüm haline gelen kişinin yanında ism-i celâl çekilmesi âdettendi. Şeyh veya halifelerin naaşı matbah-ı şerifte Itrî’nin segâh âyîn-i şerifi okunarak yıkanırdı. Cenazeye, şeyh ve iki derviş tarafından kabre indirildikten sonra sikkesi giydirilir ve hırkası örtülüp sağ yanına hilâfetnâmesi konulurdu. Telkin ve tezkiye olmaz, önce ism-i celâl, zikri idare edenin gülbanginden sonra da ‘hûuu...’ çekilir ve başkesilerek törene son verilirdi.”

BAŞKESMEDEN SEMA MÜMKÜN DEĞİL!

Yeniden Bursa Mevlevihanesi’ndeki sema ayinine dönecek olursak, ustasından acemisine tüm semazenler başkeserek yapıyordu gösterisini. Sema ayini yapılırken başkesmekten kaçınmak mümkün değildi. Hatta başkesmeden sema imkansızdı…

YARIN: Hepinize aşkolsun…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.