Her Kurban Bayramı’nda “kurban kesmek, hayvan boğazlamak, vahşet günleri” diye bahsedenler için başka bir hayvan boğazlama vakti yaklaşmaktadır. Bu da hindi boğazlama mevsimi, zamanıdır. Yılbaşında hindi boğazlamaya da “vahşet” diyebilen o kurban kesmeye “vahşet diyenlerden kaç tanesi var acaba”, “Kurban kesmek, hayvan boğazlamak vahşettir bu isem hindi kesmek ilericilik çağdaşlıktır” diye kaç kişi vardır? Her ikisine de aynı tutumu gösteren aynı tavrı sergileyenlere sözümüz yoktur.
İngiltere’de at yarışları yapılmaktadır. On tur üzerinden yapılacak yarış. Onuncu turu önde tamamlayan birinci ilan edilecektir. Seyirci heyecanlı… Meydana dokuz tane safkan İngiliz ve Arap atı çıkar. İçlerinde bir tane de topal uyuz yürümeye takati olmayan katır çıkarırlar. Seyirciler gülerler. Bunca bakmaya kıyamadığınız atın arasında bu uyuz katır ne yapabilir ki? Sağlam olsa ne yazar. “Bunun bir komiklik olmasını istedikleri için” diyenler çoğunlukta. Bazıları da “Tavşan atlet gibi tavşanlık yapmaya çıkmıştır herhalde” deyip geçenler de vardır. Yarış başlar. Atlar bir, üç, beş tur atarlar katır henüz otuz kırk metrede. Atlar dokuzuncu turu atarlar son tura geçerler. Katır da birinci turu tamamlamak üzere. Onlar onuncu turu tamamalarken katır onlardan önce bitiş çizgisini geçer. Henüz birinci turdur tamamladığı. Lakin sahtekar hakemler, düzenbaz heyet o katırı birinci ilan ederler. İtiraz fayda etmez. Daha dokuz turu olan katır, birinci… İşte bizim ilericiler de böylesine ilerici ve çağdaş… Daha dokuz turları var ama hakem sahtekar, oyun kurucular utanmaz.
İşte bizdeki ilericilik çağdaşlık yarışı böyle bir oyun. Yılbaşı eğlencesi yaklaşırken düşünmek lazım. Çağdaşlık mı çağdışılık mı bu yaşananlar. Sergilenen bu oyun bir tezgah mı? Mahşere mi kaldı bu biçarelerin felahı!