Hayat ta hangi hızla koşarsan koş. Son durak kara toprak. Canlılar için yaşam ne güzel bir sözcüktür. Yaşamın zıttı ölümdür.
Hiçbir canlı ölüm kelimesini yaşam kelimesi kadar sevmez. Hatırlamak bile istemez, ama bu gerçeği insanoğlunun unutmaması gerekir.
Yaşadığımız dünya ölümlü. Biz canlı olarak vakti, saati geldiğinde öleceğiz. Dünyada yaşayan ne kadar canlı, cansız yaratılmış var ise vadesi geldiğinde ölür. Çünkü etrafımızda gözlerimizin alabildiğince yaratılmışların her türü ölümlü…
Dünyada ne kadar yaratılmış canlı türü varsa hepsi de yaşayan akıl sahibi, sorumluk sahibi, insanların varlığıyla. Dünyada var olan, havada uçan, karada kaçan, denizde yüzen tüm canlı insanlık için.
Allah’ta ne güzel söylüyor sizler yeryüzünün halifesisiniz. Yeryüzünün halifesi Allah’a, Kuran’a ve peygambere uyandır. Diğerleri yaratılmış hak, batıl ayrımı yapamayan insandır.
İnsan değerini İslam dininde Müslüman olmakla bulur. Kuran’ı hayatının her alanında yaşamakla mutlu olur. Peygamberin ahlakı olan Kuran’ın yaşam sünnetine sarılmakla insan olduğunu bulur.
Bunlara uymayan insanlar dünyada sürüyle. Caddeler, sokalar, şehriler bu kalabalıklarla dolup taşıyor.
Bilhassa insanlar için güneşin doğduğunu görmek, sıcak bir günde serin bir rüzgârın estiğini görmek, kışın yeryüzünün bembeyaz karlarla kaplandığını görmek, baharın her tarafın yemyeşil olduğunu görmek, yazın türlü türlü meyveleri görmek ne kadar güzel değil mi?
Güneşin doğuşunu görme, günlük hayatın tatlı koşuşturması ve hayatın içinde olduğunu hissettiren Allah’ın yaratıkları her şey güzeldir.
Zaman zaman sıkılsak da üzülsek de güzeldir yaşamak. Yaşamak elbette güzeldir, yaşamayı güzel yapmak, insanlarla barışık olmak. Yaşamak için elbette insanca çalışmak zorundayız.
Herkesin dünyada bir amacı var. Bir sürü dünyalıklar için çırpınıp dururuz. Her şeyi Kuran’a göre yaparsak yorulmaz bu telaşların içerisinde kaybolmayız.
Yaşam öyle bir şeydir ki çoğu olaylar elimizde olmadan gelişir. Gün gelir sevdiklerimizin hayatımızdan bir bir eksilir.
Hele hele ölmeden öldü saydıklarımız var ise o daha da acıdır. Hayata ne kadar zorluklar olsa da insan yaşamayı sever. Yaşamanın yaşı yoktur.
Annenin oğlu hastalanmış annesi hep başında dua ediyormuş. “oğlum sen ölme ben öleyim” diye.
Oğlunun arkadaşı ziyarete gelince bunun denemek ister, gerçekten de annem benim için ölecek mi?
Arkadaşı beyaz bir çarşafa bürünerek Azrail kılığında kapıdan girer, anneye; oğlunun ölüm anı geldi ama sen onun yerine ölmeyi kabul etmişsin senin canını almaya geldim. Anne. Oğlunu göstererek “hasta yatakta” der.
Hayat bu kadar tatlı… Hasta olan ölmezmiş eceli gelen ölürmüş. Allah tüm insanlara Müslüman’ca yaşayıp, mümince ölmeyi ve dirilmeyi nasip etsin.